AK Parti’de uluslararası basın temsilcilerine bilgilendirme (3)

ANKARA (AA) – AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Güneydoğu’da kazılan çukurların bu darbe girişimiyle bağlantısını da gerçekten ciddi bir şekilde araştırmak durumundayız. Acaba bunlar darbe girişimine götüren kilometre taşlarından biri mi?” dedi.

Genel Başkan Yardımcıları Eker, Yılmaz ve Aktay, Anadolu Ajansı, Associated Press, Al Jazeera Tv, Agence France-Presse, Financial Times, Doğan Haber Ajansı, El Mundo, France 24, Le Figaro, Hürriyet Daily News, Reuters, Sabah Daily News, TRT World, TASS News Agency muhabir ve editörleriyle parti genel merkezinde bir araya geldi.

Bir gazetecinin Avusturya Başbakanı Christian Kern’in, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) üyelik müzakerelerinin durdurulmasına yönelik bir girişim başlatacağı yönündeki sözlerini hatırlatması üzerine Mehdi Eker, “Kurumsal anlamda bizim muhatabımız, 28 üye ülkenin tamamının temsil edildiği Avrupa Birliği’dir. Dolayısıyla Avrupa Birliği içindeki herhangi birinin veya herhangi bir temsilcinin kanaati sadece kendisini bağlar. Türkiye uzunca bir süredir Avrupa Birliği ile tam üyelik yolunda oldukça mesafe kat etmiş, Avrupa Birliği ile uyum konusunda birçok reform gerçekleştirmiş, mevzuatını uygunlaştırmış ve esas itibarıyla da Avrupa Birliği’ne tam üyelik husundaki bize göre gerekli şartları da yerine getirmiştir.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin zaman zaman başlıkların müzakereye açılması konusunda teknik olmayan, başka ülkelere de uygulanmayan birtakım muamelelerle karşı karşıya kaldığına işaret eden Eker, şunları söyledi:

“Bunun ne Türkiye-AB ilişkilerine ne de Avrupa Birliği’nin kendisine katkısı olduğunu düşünüyoruz. Türkiye bunda muhatap olarak, Avrupa Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu’nu alıyor. Biz anlaşmalara uygun olarak pozisyonumuzu sürdürüyoruz. Daha geçen ay yeni bir fasıl müzakereye açıldı. İlişkilerimizi sürdürüyoruz. Bu tür durumları şahısların kendi kanaati olarak değerlendiriyoruz. Bu, bizi yolumuzdan alıkoyacak bir durum değildir.”

– “Polis, hakim ve savcı”

“FETÖ’nün Uludere olayını gerçekleştirdiğini ve Rus uçağını düşürdüğünü, bu konuların yeniden incelenmesi gerektiğini söylediniz. AK Parti’li bakanların da bu konuda şüpheleri var mı?” sorusu üzerine Eker, “Buradaki mesele şu, bu kadar olay yaşadıktan sonra bunların devlet içinde, devletin farklı departmanlarında, bu kadar uzun süre, 35 sene kendi kimliğini gizleyerek yaşamasına binaen birçok olayın, mesela hükümet ve parti olarak içimize sinmeyen birtakım olayların, tezahürlerin bunun ışığında yeniden incelenmesi gerekir. Buna dair şüphelerimiz var.” karşılığını verdi.

FETÖ’nün “Yargı, emniyet ve adalet” içindeki yapılanmasına dikkat çeken Eker, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Hem hüküm veren hem iddiada bulunan hem de delilleri toplayan, polis, savcı ve hakim. Üçünden birtakım şebekeler oluşturmuşlar. Bunu anlıyoruz. Türkiye’de bizim hükümette olduğumuz doğru fakat bizim hükümet yargıya müdahale edemiyor çünkü Türkiye’de bazı dostlarımızın iddia ettiklerinin tersine gerçekte o manada bir kuvvetler ayrılığı uygulanıyor. Birtakım olaylar var, belirsiz. Biz sadece sonuçlarını görüyoruz. Tıpkı Uludere’de veya Rus uçağının düşürülmesi meselesi ile Balyoz davasında olduğu gibi. Sonuçlarına bakıyoruz, daha sonra biz bunu yeniden yorumladık ve işin şekli değişti. Çünkü bunlar arasında ilişki var.”

“HDP’den anayasa değişikliği ve iş birliği konusunda beklentiniz nedir?” sorusu üzerine Eker, şunları söyledi:

“Bundan sonraki süreçle ilgili tabi Türkiye’nin kurumlarının, anayasa değişikliği bizim zaten gündemimizdeydi. Ama bunun, muhalefet partileriyle toplumun çok büyük bir kısmının iştirakiyle yapılması bizim gayemiz. Bunun için çalışıyoruz. Bununla ilgili hem CHP hem MHP hem de HDP ile görüşmelerimiz sürüyor. Şu ana kadar ki görüşmeler de olumlu.”

– “FETÖ barış sürecini sabote etti”

“Barış sürecinde sabotaj ihtimalinden bahsettiniz. Bu çerçevede hükümetin belli adımları olabilir mi? Örneğin operasyonlar durdurulabilir mi? Barış süreci yeniden başlatılabilir mi?” sorusu üzerine, Eker, “Fetullahçı Terör Örgütü Türkiye’nin barış sürecini hep sabote etti. Amacı, Türkiye’yi zora sokmak, Türkiye’nin kendi iç meselelerini barışçı yolla çözme iradesini bir şekilde inkıtaya uğratmaktır. Gerek Oslo gerek Habur gerek Uludere ve benzeri süreçlerde, şimdi geriye dönüp baktığımızda zaman zaman izah edilemeyen, anlaşılamayan noktalar olabiliyor.” ifadelerini kullandı.

FETÖ’nün yaptığı sabotajların, devletin tahribatı ve hükümetin politikalarının boşa çıkarılmasıyla ilgili olduğunu vurgulayan Eker, adaletin, bunların cezasını vereceğine işaret etti.

– Türkiye-Rusya ilişkileri

Eker, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, darbe girişiminden sonra ilk yurt dışı gezisini Rusya’ya yapıyor. Acaba Türkiye, Rusya’ya ABD’den daha fazla mı güveniyor? İlişkiler bu ziyaretten sonra normalleşir mi?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:

“Türkiye’nin komşularıyla, Rusya Federasyonu’yla ilişkilerini daha iyi bir noktaya taşımasından daha doğal bir şey yok. Çünkü komşusudur. Komşu iki ülke arasında ticari, iktisadi, siyasi ve diplomatik ilişkilerin geliştirilmesinden daha doğal bir şey yok. Bizim aynı zamanda diğer ülkelerle yani gerek Avrupa Birliği gerekse NATO ile savunma, ekonomik ilişkiler anlamında ve siyasi organizasyonda birlikte olduğumuz diğer ülkeler var. ‘Bir taraf bitiyor, bir taraf başlıyor’ gibi bir şey algılamamak lazım. Yok böyle bir şey. Biz dünyadaki bütün ülkelerle bu manada olumlu, pozitif ilişkileri geliştirmenin gayreti içindeyiz. 24 Kasım’daki uçak düşürme olayından sonra ilişkiler bir nebze gerginleşmişti. Türkiye’nin de Rusya Federasyonu’nun da ticaret ve ekonomisi etkilendi. İki ülke arasında bu diyalog süreci tekrar başladı, Sayın Putin ve Sayın Erdoğan’ın karşılıklı telefonlarla yaptıkları görüşmelerle. Salı günü yapılacak olan ziyarette de bu bir nebze daha ileri gider.”

– ABD Dışişleri Bakanı Kerry’nin Türkiye ziyareti

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin ay sonunda Türkiye’ye geleceği yönündeki haberlerin hatırlatılması ve “John Kerry’nin ziyaretine nasıl mukabele edilecek?” sorusunun yöneltilmesi üzerine Mehdi Eker, “ABD Dışişleri Bakanının Türkiye ziyareti önemli. Dolayısıyla burada hangi ajandada ne konuşulacak ne edilecek? Bizim konuşacaklarımız var, onların söyleyecekleri var. Biz Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin gerçekten dost ve müttefik bir zeminde devam etmesini arzu ediyoruz.” değerlendirmesini yaptı.

“Rus uçağını düşüren pilotların tutuklandığı söylendi. Bu pilotlar doğrudan uçağın düşürülmesiyle ilgili mi yoksa farklı açılardan örgütle bağlantısı olduğu için mi tutuklandı?” sorusuna Eker, konunun ayrıntılı bir şekilde incelendiğini, netleştiğinde toplumla paylaşılacağını bildirdi.

– “Darbe denilen hadise basit bir hadise değil”

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz da Türkiye’de yakın tarihte yaşanan birçok hadisede, FETÖ’nün izlerinin aranması gerektiğine dikkati çekti.

“Son yaşadığımız darbe girişimi bize açık bir şekilde şunu gösterdi, bu örgüt açık bir şekilde hükümeti devirme hedefiyle hareket eden bir örgüt.” ifadesini kullanan Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bunun bir anlık, bir günlük bir olay olmadığını hepimiz biliyoruz. Bu tür hadiselerin uzun bir hazırlık süreci ve planlama sonucunda gerçekleştirilen hadiseler olduğunu da hepimiz biliyoruz. Darbe denilen hadise basit bir hadise değil. Çok ciddi bir planlama gerektiren, çok sayıda aktörün dahil olduğu bir süreç. Güneydoğu’da kazılan çukurların bu darbe girişimiyle bağlantısını da gerçekten ciddi bir şekilde araştırmak durumundayız. Acaba bunlar darbe girişimine götüren kilometre taşlarından biri mi? Diğer yaşanan hadiseleri de yeniden bu gözle yorumlamak durumundayız.”

Cevdet Yılmaz, her bir olayın kendi içinde daha detaylı şekilde analiz edilmesi gerektiğini vurgulayarak, “FETÖ, Türkiye’de istikrarsızlığı kesinlikle destekledi, bunun için gayret etti. Türkiye’nin uluslararası ilişkilerini bozmaya çalıştı. Hem içeride çıkardığı karışıklık hem de uluslararası alandaki ilişkilerimize verdiği zararlarla sonuçta hükümeti yıpratmayı ve düşürmeyi hedefledi. En sonunda da başaramayınca doğrudan bir müdahale içine girdi. Dolayısıyla bu örgütün yakın tarihimizdeki birçok ilişkisini yeniden masaya yatırmak hem adli hem de siyasi olarak değerlendirmek durumundayız.” diye konuştu.

(Bitti)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?