İngiltere Başbakanı Cameron:

LONDRA (AA) – İngiltere Başbakanı David Cameron, Avrupa’ya refakatsiz ulaşan Suriyeli çocukların Birleşik Krallık’a alınmasına yönelik hükümete yapılan çağrılara ilişkin, “AB-Türkiye anlaşmasının imzalanmasından önce, buraya gelen çocuklara ilişkin daha fazla ne yapılabileceği konusunda, (çocuk haklarıyla ilgili uluslararası çalışmalar yürüten sivil toplum kuruluşu) Save the Children’la görüşmelerde bulundum. Kişileri, bu tehlikeli yolculukları yapmaya teşvik edecek adımları atmamızı istemiyorum.” dedi.

Cameron, İngiliz parlamentosunun alt kanadı Avam Kamarasında düzenlenen haftalık “Başbakan’a Sorular” oturumunda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Yarın yapılacak yerel ve Londra Belediye Başkanlığı seçimleri nedeniyle yürütülen kampanyalar nedeniyle katılımın düşük olduğu oturumda Cameron, İngiltere’de ana muhalefetteki İşçi Partisinde yaşanan antisemitizm tartışmalarına değinerek, muhalefet lideri Jeremy Corbyn’i yaklaşık 20 dakika boyunca Hamas ve Hizbullah’ın dostu olmakla suçladı.

Filistinli gruplar ile ilişkileri nedeniyle medyanın ve İsrail lobisinin merceği altında bulunan Corbyn’e hitaben, oturumda Cameron, “(Hamas’a ilişkin) Kim oldukları konusunda net olmalıyız. Bunlar, Yahudilerin öldürülmesi gerektiğine inanan bir terörist grup.” dedi.

Cameron ayrıca, Corbyn’in, Hamas ve Hizbullah’ın üyelerini dostu olarak tanımladığını hatırlatarak, bu nedenle Corbyn’in antisemitizmle mücadeleye ilişkin yaptığı tüm açıklamaların hiçbir anlam taşımadığını savundu.

Cameron, “Hamas ve Hizbullah, sadece İsrail’de değil, dünyanın her yerinde Yahudileri öldürmeye inanıyor. Corbyn, partisindeki antisemitizm problemini temizlemek üzere, bu oturumda, (Hamas ve Hizbullah’ın) dostu olmadığını söyleyerek, bu fırsatı kullanacak mı?” diye sordu.

Oturumda Cameron’ın Corbyn’e yönelik ısrarcı bir şekilde, “Hamas ve Hizbullah dostum değildir de” ifadesini kullanması gerginlik kaynağı oldu.

Cameron’a cevaben Corbyn, “İşçi Partisinin ırkçılık karşıtı bir parti olduğunu çok net açıkladım. Antisemitizmin toplumumuzda hiçbir yeri bulunmuyor. Buna karşı çıkmak hepimizin görevi. Tabii ki de ırkçı eylemlerde bulunanlar, antisemitik ifadeler kullananlar benim dostum olamaz.” dedi.

Başbakan David Cameron, oturumda ayrıca, İşçi Partisinin Müslüman Londra belediye başkan adayı Sadık Khan’ı radikal çevrelerle ilişki içinde olmakla suçladı.

1983’ten beri milletvekili olan ve geçen eylül ayında yapılan seçimle İşçi Partisi liderliğine seçilen Corbyn, savaş karşıtı ve özellikle Filistin yanlısı görüşleriyle biliniyor. Bu görüşlerinden ötürü medyanın ve İsrail lobisinin merceği altında bulunan Corbyn’in, sağ kanat medya ve parti içindeki muhaliflerinin geçen hafta başlattığı, “İşçi Partisi’nde antisemitizm krizi” ile yarın yapılacak seçimlerde başarısız olarak koltuğundan edilmesinin amaçlandığı iddiaları sık sık gündeme geliyor.

– Anglo-Rus ilişkileri

İngiliz lider Cameron, Birleşik Krallık-Rusya ilişkilerindeki son duruma yönelik bir soruya cevaben de, İki ülke arasındaki gerginliği azaltmak istediklerini ifade ederek, “Tabii ki iyi ilişkilerimiz olsun istiyoruz. Ancak, Rusya destekli ve yönetimindeki ayrılıkçıların, etkili bir şekilde Avrupa’nın sınırlarını yeniden çizmeye çalışma gerçeğini görmezden gelemeyiz. Geçmişte, bu eylemin ne kadar tehlikeli olduğunu düşünüyorsak, o zaman şimdi de çok ciddiye almalıyız.” dedi.

– Suriyeli çocuk sığınmacılar

Cameron oturumda ayrıca Avrupa’daki sığınmacı krizi ve bu çerçevede Avrupa’ya refakatsiz ulaşan çocuk sığınmacıların durumuna ilişkin soruları da cevaplandırdı.

Birleşik Krallık’ın Suriye halkı için en fazla yardımda bulunan ülke olduğunu iddia eden Cameron, sığınmacıların Akdeniz’de tehlikeli yolculuklara teşvik edilmemesi prensibine uyulmasını doğru bulduğunu dile getirdi. Cameron şöyle konuştu:

“Suriye’nin komşu ülkelerindeki sığınmacı kamplarına yatırım yapmaya devam etme fikrine bağlı kalmamız gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca, AB’nin sığınmacıların yeniden yerleştirilmesi uygulamasında yer almanın da doğru olduğunu düşünmüyorum. Bu program benim gözümde fiyasko. Birleşik Krallık’ta doğrudan aile bağı olan Avrupa’daki çocukları zaten ülkeye alıyoruz. Bu uygulamayı hızlandıracağız.

Özellikle, AB-Türkiye anlaşmasının imzalanmasından önce, buraya gelen çocuklara ilişkin daha fazla ne yapılabileceğine dair, Save the Children’la görüşmelerde bulundum. Kişileri, bu tehlikeli yolculukları yapmaya teşvik edecek adımları atmamızı istemiyorum. Çünkü öbür türlü, ne kadar anlamlı olursa olsun, daha rahat bir yaşam sağlamaktansa, eylemerimiz daha fazla insanın ölmesine sebep olabilir.”

Cameron, bu yıl çocuk sığınmacıların ülkeye alınması yönünde çalışmaların hızlandırılacağını belirterek, “Yerel otoritelere gideceğiz ve daha fazla ne yapılabilir göreceğiz. Ancak, Avrupa’ya yeni ulaşanları içeri almama prensibine sadık kalalım.” dedi.

Suriye’deki iç savaştan kaçarak Avrupa’ya refakatsiz ulaşan 3 bin çocuğun Birleşik Krallık’a alınması için hükümete yönelik baskılar sürüyor.

Ancak Cameron liderliğindeki hükümet, bu baskıları dindirme çabasıyla geçen ay, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’dan 2020 yılına kadar 3 bin Suriyeli çocuk sığınmacıyı Birleşik Krallık topraklarına kabul edeceğini açıklamıştı. İngiliz yetkililer, sığınmacıların Avrupa’dan alınması halinde bunun, kişileri, Akdeniz’de yapılacak tehlikeli yolculuklara teşvik edeceğini savunuyor.

İngiltere Başbakanı Cameron, eylül ayında, 2020 yılına kadar Birleşik Krallık’a, Türkiye, Ürdün ve Lübnan’daki kamplardan 20 bin Suriyelinin alınacağını açıklamıştı.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?