ABD-İran gerginliğinde nükleer anlaşmanın geleceği

NEW YORK (AA) – BETÜL YÜRÜK – ABD’nin balistik füze denemesi yapan İran’a yönelik yeni yaptırımlar uygulamasıyla iki ülke arasında tırmanan gerginlik, İran ile nükleer anlaşmanın geleceğine yönelik endişeleri de beraberinde getirdi.

İran ile nükleer anlaşmanın iptalini savunan ABD Başkanı Donald Trump’ın “ateşle oynayan” İran’a yönelik askeri seçenek de dahil her şeyin masada olduğu uyarısının ardından ABD Hazine Bakanlığı, Tahran’ın balistik füze programı ile İran Devrim Muhafızları Ordusuna destek verdikleri gerekçesiyle 13 şahıs ve 12 firma hakkında yeni yaptırım kararı aldı.

20 Ocak’ta başkanlık koltuğunu devraldıktan sonra Trump’ın, selefi Barack Obama’nın sağlık reformunun iptali, Meksika sınırına duvar inşa edilmesi, Suriyeli mültecilerin ABD’ye girişini askıya alınması ve nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan 7 ülkeye vize yasağı getirilmesi gibi seçim vaatlerini yerine getirmek için hızla harekete geçmesi, “felaket” olarak nitelendirdiği nükleer anlaşmanın geleceğine yönelik endişeleri de beraberinde getiriyor.

Ancak uzmanlar, uluslararası bir anlaşmanın feshedilmesinin BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) onayını gerektirdiğine ve tek taraflı atılacak bir adımın uluslararası krize neden olacağına dikkati çekiyor.

İran’ın eski nükleer müzakerecisi ve Princeton Üniversitesi Ortadoğu ve ve Nükleer Politika Uzmanı Seyid Hüseyin Mousavian, Trump’ın başkanlığında gerilen Tahran-Washington ilişkilerini ve nükleer anlaşmanın geleceğini AA muhabirine değerlendirdi.

İranlı eski diplomat Mousaivan, Trump yönetimine İran’ın tutumunun yine İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’in “Ne yas tutar ne de şenleriniz çünkü bizim için fark etmiyor. Ayrıca endişelenmiyoruz. Ve muhtemel her olay için hazırız.” sözleriyle açıklanabileceğini söyledi.

Trump’ın başkanlığının İran açısından bir değişiklik yaratmayacağını belirten Mousavian, İran’ın nükleer anlaşmanın yükümlülüklerini yerine getirmeye devam edeceğini, ABD ve anlaşmaya taraf diğer ülkelerden de yükümlülüklerini yerine getirmesini bekleyeceğini ifade etti.

Mousavian, İran nükleer anlaşmasının geleceğine ilişkin olarak da “Trump’ın, İran ile nükleer anlaşmayı iptal edeceğini düşünmüyorum. Böyle bir karar, ABD’yi uluslararası toplumdan izole eder.” dedi.

Merkezi New York’ta bulunan siyasi risk danışmanlığı şirketi Eurasia Group ise İran nükleer anlaşmasının “hayatta kalma” olasılığının yüzde 60 olduğu ve Trump’ın İran’a yönelik yaptırımları sertleştirmesi durumunda bu oranının düşeceği değerlendirmesinde bulundu.

– Yaptırımlar

İran’ın balistik füze programında yer alan ve İran, Lübnan ve Çin vatandaşlarının olduğu 13 kişi ve 12 firmaya yönelik yeni yaptırımlar, Trump yönetimin İran’a yönelik ilk yaptırımları olma özelliği taşıyor.

Yaptırım kararı alınan kişilerin isimleri, Yahya El Hac, Abdullah Aşgarzade, Tenny Darian, Hasan Deghan İbrahimi, Muhammed Abdul-emir Ferhat, Muhammed Magham, Kambiz Rostamian, Ali Şerifi, Qin Xianhua, Richard Yue, Mustafa Zahidi, Ghodrat Zargari ve Carol Zhou olarak açıklandı.

Yaptırım uygulanan şirketler arasında ise Cosailing Business Trading, East Star, Ervin Danesh Aryan, Maher Trading and Construction, Mirage for Engineering and Trading, Mirage for Waste Management ve Environmental Services, MKS International, Ningbo New Century Ofog Sabze Darya, Reem Pharmaceutical, Royal Pearl General, ve Zist Tajhiz Pooyesh yer alıyor.

Yaptırımlar, bu kişi ve şirketlerin ABD’deki tüm varlıklarının dondurulmasını, Amerikalı kişi ve şirketlerle iş yapmalarının yasaklanmasını öngörüyor.

ABD’nin İran ile müzakere ekibinde yaptırım uzmanı olarak görev yapmış Richards Nephew, CNBC kanalına yaptığı açıklamada, Trump yönetiminin yaptırımlarının eski ABD başkanları George W. Bush ve Barack Obama dönemlerinde de uygulanan ve 2026’ya kadar uzatılan İran’a Yaptırımlar Yasası”nın devamı çerçevesinde alındığını söyledi.

ABD’nin ilk olarak 1996 yılında uygulamaya başladığı ve 2006’da 10 yıl süreyle uzatılan “İran Yaptırımlar Yasası” Aralık 2016’da tekrar 10 yıl süreyle uzatılmıştı.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansının İran’ın 14 Temmuz 2015’te kabul edilen nükleer anlaşmaya uygun olarak gerekli önlemleri yerine getirdiğini açıklamasının ardından İran’a yönelik uluslararası ekonomik yaptırımlar 2016’nın ocak ayında kaldırılmıştı. Bu nedenle Tahran yönetimi, ABD’nin yeni yaptırımlarını BMGK’nın nükleer anlaşmayı onaylayan 2231 nolu kararının ihlali olarak değerlendiriyor.

BMGK’nın beş daimi üyesi (ABD, Rusya, Çin, Fransa, İngiltere) ve Almanya ile İran arasında imzalanan anlaşma, İran’ın nükleer faaliyetlerini sınırlamayı kabul etmesi karşılığında yaptırımların kaldırılmasını içeriyor. Öte yandan BMGK kararı, İran’a nükleer başlık taşıyabilecek balistik füze konusunda hiçbir faaliyette bulunmaması ve füze denemesi yapmaması yönünde yasak da getiriyor. Bu nedenle ABD, İran’ın geçen haftaki balistik füze denemesinin BMGK kararını ihlal ettiğini, Tahran yönetimi ise söz konusu füzelerin nükleer başlık taşıma kapasitesi olmadığını savunuyor.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?