TBMM Başkanı Kahraman’dan gazeteci Özdil’e dava

ANKARA (AA) – TBMM Başkanı İsmail Kahraman, 27 Nisan 2016’da Sözcü gazetesindeki yazısında kendisine tehdit ve hakarette bulunduğu gerekçesiyle Yılmaz Özdil hakkında 50 bin liralık manevi tazminat davası açtı, ayrıca suç duyurusunda bulundu.

Tazminat davası Ankara’da, Kahraman’ın avukatları Cihat Haykır ve Samet Can Olgaç tarafından açıldı.

Dava dilekçesinde, Kahraman’ın, yeni anayasa çalışmaları sürecine girilmesi nedeniyle laiklik kavramının yeniden tanımlanması gerektiğine ilişkin kişisel düşüncelerini ifade ettiği belirtilerek, “Ancak davalı tarafından konunun farklı yere çekilmesi üzerine kamuoyunda müvekkil aleyhine bir durum oluşturulmaya çalışılmıştır. Bunun üzerine müvekkil, konuya açıklık getirmiştir.” denildi.

Dilekçede Kahraman’ın konuyla ilgili, “Şahsi düşüncelerimi ifade ettim. Laikliğin yeniden tanımlaması gerektiğine vurgu yaptım. Laiklik her türlü din ve inanç özgürlüğünü güvence altına alır.
Konuşmamın farklı değerlendirilmesi masum bir tavır değildir. Laikliğin tarifi ve tatbikatı yeni anayasada olmalıdır.” sözlerine yer verildi.

Özdil’in, davaya konu yazısında, Kahraman’ın şahsını hedef alarak, şahsiyet haklarına saldırı kastıyla fevkalade ağır hakaretlerde bulunduğu belirtilen dilekçede, Yılmaz’ın yazısı aktarıldıktan sonra şöyle denildi:

“Davalının konuşması basın özgürlüğü dışında, tamamen müvekkilimi hakaret ve tehdit etmeye, aşağılamaya, toplum nezdinde küçük düşürmeye yöneliktir. Davalı bu konuşmasında, ‘sert ve incitici eleştiri yapıyor’ düşüncesinin arkasına sığınmak suretiyle, açıkça hakarete varan sözler ve değerlendirmelerde bulunmuştur. Şöyle ki müvekkilin daha önce görev aldığı Milli Nizam Partisi, Milli Selamet Partisi, Refah Partisi ve Fazilet Partilerinde görev almasının nedeninin, bu partilerin laiklik karşıtı olması nedeniyle olduğu, bu nedenle başlangıçta Adalet ve Kalkınma Partisine geçmediği, Anayasa Mahkemesinin AK Parti hakkında ‘laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğunu’ belirtmesi üzerine AK Parti’ye geçtiği şeklinde, müvekkili laiklik karşıtı birisi olarak göstermeye çalışmıştır.

Davalı tarafından dile getirilen hususların tamamı gerçek dışıdır. Müvekkil siyasi düşüncesine uygun olarak aynı çizgide bulunan partilerde görev almıştır. AK Parti’de görev almasıyla Anayasa Mahkemesi kararı arasında hiçbir alaka yoktur. Dolayısıyla verilen haber tamamen gerçek dışıdır. Gerçek dışı haber verme ise daima hukuka aykırıdır.

Dilekçeye dahi yazmakta utandığımız seviyesiz ve ağıza alınmayacak tarzda cümleler kullanılarak müvekkil açıkça aşağılanmaya, küçük düşürülmeye çalışılmış, tehdit edilmiştir.”

– Kamu davası da açılması istendi

Dilekçede, “eleştiri görüntüsü verilerek, nasıl olsa bu sözlerin, basın özgürlüğü altında savunmasının yapılacağından hareketle, hakaret ve tehditlere varan, değerlendirmelerde bulunulmasının eleştiri ve düşünce açıklaması olarak nitelenemeyeceği” vurgulandı.

Böyle bir üslubun, toplum yararına olmadığı, toplumu yozlaştırdığı ve düzeysizleştirdiği ifade edilen dilekçede, “bu üslubun, aynı zamanda topluma da hakaret olduğu” kaydedildi.

Özdil’in, “Kahraman’ı başka ifadelerle eleştirmesi mümkünken, kişilik haklarına saldırıda bulunduğu” belirtilen dilekçede, “Uğranılan zararı herhangi bir tazmin şeklinin tam manasıyla karşılayabilmesi düşünülemez. Ancak tarafların sıfatı, kişisel, toplumsal ve politik konumları, hukuka aykırı saldırının ve davalının kusurunun ağırlığı/şiddeti, fiilin ulusal televizyon kanallarında ve ulusal gazetelerde yayınlanmış olması ve etkisini geniş kitleler üzerinde göstermiş olması, doğmuş olan zararın tahammül edilemez oluşu ve yarattığı olumsuz etkiler göz önüne alınarak müvekkilimin uğradığı manevi zararı bir nebze olsun tahfif edebilmek amacıyla mahkemenize başvurma zorunluluğu doğmuştur.

Tüm bu nedenlerle haklı davamızın kabulüne karar verilmesini talep ediyoruz.” ifadeleri kullanıldı ve Özdil’den 50 bin lira manevi tazminat talep edildi.

Öte yandan yazı nedeniyle Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda da bulunan Kahraman’ın avukatları, Özdil hakkında, “tehdit” ve “kamu görevlisine hakaret” suçlarından kamu davası açılmasını istedi.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?