ÖKK darbe girişimi davası

ANKARA (AA) – Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde Gölbaşı'ndaki Özel Kuvvetler Komutanlığını (ÖKK) ele geçirme teşebbüsüyle ilgili 68 sanığın yargılandığı davaya, sanıkların esasa yönelik savunmalarıyla devam edildi.

Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıkların yanı sıra sanık yakınları ve taraf avukatları katıldı.

Sanık eski astsubay Bekir Kurt, ÖKK'da, ulaştırma bölüğünde bakım başçavuş olarak görev yaptığını, 15 Temmuz'da da araç sevk amirliğinde nöbet tuttuğunu söyledi.

Nöbeti 16.45'te devraldığını, 22.00 sonrası kışla nöbetçi subayı Volkan Vural Bal'ın arayıp Korgeneral Zekai Aksakallı'nın korunması için acil bir transit araç istediğini belirten Kurt, aracı gönderdiğini, ilerleyen saatlerde minibüsün darbecilerce vurulduğunu ve bir uzman çavuşun yaralandığını öğrendiğini bildirdi.

Kurt, yanında görevli askerleri korumak için emniyetli olarak düşündüğü depoya gönderdiğini öne sürerek, kendisinin de nöbet yerinden ayrılmadığını iddia etti.

Nöbet sırasında tam teçhizatlı olduğu iddiasının gerçek almadığını ileri süren Kurt, 16 Temmuz'da nöbetini devrettiğini, 17 Temmuz'da tekrar nöbete geldiğini dile getirdi.

Kurt, 21 Temmuz'da idari tahkikat yapıldığını ve bir suç unsuruna rastlanmadığını, 28 Temmuz'a kadar görev yaptığını belirtti. Kurt, 28 Temmuz'da istihbarat şubede ifadesi alınacağının söylenmesi üzerine şubeye gittiğini ve gözaltına alındığını söyledi.

Eğitim Harekat Şube Başkanı eski kurmay albay Ümit Bak'tan ele geçirildiği öne sürülen bir listede isminin olmasıyla ilgili de suçlandığını ifade eden Kurt, Bak'ı tanımadığını ve listede ismi geçmesinden sorumlu tutulamayacağını bildirdi.

Kurt, darbe girişimine katılmadığını savunarak tahliyesini ve beraatini talep etti.

Sanık eski üsteğmen Mustafa Koyuncu da ÖKK Harekat Merkezi'nden arandığını ve terör saldırısı olabileceği için emniyet tedbirleri kapsamında bölüğünün başında olması emri verildiğini anlattı.

Karargah muhafız taburunda görev yaptığını belirten Koyuncu, nizamiyeye gittiğinde emniyet tedbirlerinin artırılmasından başka bir şey söylemediğini iddia etti.

Koyuncu, nizamiyede yaklaşık bir saat kaldığını, darbeye yönelik bir eylemde bulunmadığını öne sürerek, 23.00 sonrası Volkan Vural Bal'ın emriyle ani reaksiyon timi ile spor okuluna gitmesinin emredildiğini belirtti.

Spor okuluna nizamiyeyi koruma göreviyle giderken 23.30 gibi bir helikopter tarafından açılan ateş sonucu bacaklarından yaralandığını ifade eden Koyuncu, o saatten sonra hastaneye kaldırıldığını bildirdi.

“Ben hain değilim. Vatanım için canımı seve seve feda ederim. ” diyen Koyuncu, tahliyesini ve beraatini istedi.

Tutuksuz sanıklar Ömer Faruk Cavlazoğlu ve Hüseyin Uludağ da esasa yönelik beyanlarında suçlamaları kabul etmeyerek beraat talebinde bulundu.

Mahkeme, esasa yönelik beyanda bulunamayan sanıkların ve avukatların taleplerini de dinledi.

Daha sonra mütalaası sorulan iddia makamı, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin, tutuksuz sanıkların da adli kontrol tedbirlerinin devamını talep etti.

Duruşmaya ara karar için ara verildi.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?