MHP TBMM Grup Toplantısı

TBMM (AA) – MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Be hey zır cahiller, pek çok ülkede faaliyeti olan, ülkemizde de yıllardır faal halde bulunan McKinsey bir denetim ve danışmanlık şirketidir. Akıl ve irade milli olduktan sonra istişari nitelikli sunduğu teklif ve görüşlerine ister uyar ve uygularsınız, isterse de teşekkür edip gerisin geriye iade edersiniz. Hükümet McKinsey yollarını ayırsa da bizim düşüncelerimiz, değerlendirmelerimiz asla değişmeyecek, tutarlı ve gerçekçi tespitlerimiz hükmünü muhafaza edecektir. ” dedi.

Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, 4 Ekim'de, Batman’ın Gercüş ilçesinde teröristlerin el yapımı patlayıcılarla düzenlediği hain saldırıda 8 kahraman askerin şehit düştüğünü anımsattı.

Şehitlerimize Allah’tan rahmet dileyen Bahçeli, “Özellikle kahramanca mücadele verip şehadet şerbetinden içen evlatlarımızın Uzman Çavuş olmaları hakikaten dikkat çekicidir. Bizim için Uzman Çavuşların kadroya alınmaları, özlük haklarının düzeltilmesi, Uzman Jandarmalarımızla birlikte 3600 ek göstergeden istifade etmeleri tarihi ve milli bir hedeftir. ” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın “dünya beşten büyük ” dediğini anımsatan Bahçeli, bu değerlendirmenin ahlaken ve esasen isabetli bir tespit olduğunu bildirdi.

“Dünya beşten büyüktür ama Türkiye de hainlerden, hain terör örgütlerinden, mütecaviz niyetlerden kat be kat büyük ve üstündür. ” diyen Bahçeli, şöyle devam etti:

“Sınır ötesinde, mesela Kandil’de nefret kuluçkasına yatan, ihanet ve melanet üretimi yapan terör elebaşları niye yakalanamaz, niye derdest edilip Türk adaletinin önüne çıkarılamaz? Terörle mücadelede kayda değer gelişmeler yaşanmaktadır. Ama biz bu katillerin kökünün tümden kazınmasını istiyoruz. Savaş uçaklarımız vurdukça kaçıyorlar, mağara deliklerine saklanıyorlar, arazide izlerini kaybettiriyorlar, inlerinden başlarını çıkarmıyorlar. Madem dünya beşten büyükse, Türkiye de her rezil örgütten üstünse, PKK’nın 5 tepe yöneticisinin bir gece ansızın karga tulumba ülkemize getirilmesinin önünde de herhangi bir mani hal bulunmayacaktır. Cemil Bayık, Murat Karayılan, Mustafa Karasu, Rıza Altun, Bahoz Erdal’dan müteşekkil beşli katil grubunun ve çete başlarının hakkından gelmek, döktükleri kanların hesabını sormak bugün değilse ne zaman olacaktır?

Türkiye muktedir bir ülke değil midir? Bu beş hain ve örgütünden güçlü değil midir? Yılanın başı kopartılırsa bedeni çürüyecektir. Türk devleti nice gözü kara yiğitleri bağrında taşımaktadır. Bizde yiğitlik yapacak deli de veli de çoktur. FETÖ’cüler yabancı ülkelerden teker teker getirilirken, terör örgütünün elebaşları enselerinden tutulup kafaları çuvala sokulduğu gibi Türkiye’ye niye getirilmesin, şerefsizlere hayat neden zindan edilmesin? Analar neler doğurmuştur. Türk milleti kahramanlar bakımından hamdolsun talihlidir, bereketlidir. Bu konuda sayısız misal vermek mümkündür. İzmir’e Türk bayrağını diken Yüzbaşı Şerafettin’in milli mirasına sahip çıkıp Kandil’in tepesine, hıyanetin alnı çatına, husumetin tam kalbine Türk bayrağını dikmek ve dalgalandırmak kahramanca mücadelenin marifet ve mefahiridir. ”

– “Ne kadar ibretlik bir çelişki ”

ABD ile Münbiç Yol Haritası üzerinde uzlaşma sağlandığını hatırlatan Bahçeli, bir tarafta devriye turları atılırken, diğer tarafta teröristlerin, Münbiç’i, 2015-2016 yıllarında Doğu ve Güneydoğu il ve ilçelerinde görüldüğü üzere, çukurlarla çevrelediğini, hendeklerle adeta mevzi oluşturduğunu belirtti.

Bahçeli, “Bu ne yaman ne hazin ne kadar ibretlik bir çelişkidir? ABD, PKK/YPG’li hainlerin emel ve eylem hazırlığı içinde olmalarına niye tepkisizdir, hatta neden meyyal ve muğlak bir duruş göstermektedir? ” dedi.

ABD'nin, terör örgütü PKK/YPG’ye silah yardım ve takviyesine devam ettiğini aktaran Bahçeli, “Münbiç’in boşaltılmasıyla ilgili değerlendirme ve sözlerin henüz somut ve inandırıcı bir neticesi görülmemiştir. Madem hainler Münbiç’e çukur kazmakla meşguller, o zaman Türk devletinin asalet ve şanına yakışan da hazır çukur kazılmışken içine hainlerin alayını birden gömmektir. Milli vicdanın arzu ve hedefi de budur. Adaletin yerini bulmasını istiyorsak, son terörist, son kanlı silah teslim alınıp veya tenkil edilip bu iş bitirilmelidir. ” ifadesini kullandı.

-Trump'a eleştiri

ABD’nin güven vermeyen, sözünde durmayan, samimi olmayan duruş ve tutumuna bakarak terörle mücadelenin sürdürülemeyeceğine dikkati çeken Bahçeli, şu değerlendirmelerde bulundu:

“ABD’nin başkanlık koltuğunda Trump gibi bir maceraperest oturduğu sürece kalıcı ve istikrarlı, müttefiklik hukukunun ahlak ve mirasına dayalı bir ilişki ağının kurulması oldukça zor ve netamelidir. Teröristlere silah veriyorlar, Türkiye’de attırıyorlar. ABD Başkanı, Türkiye’yi tek kullanımlık çay poşeti gibi gördüğü, eline vurup ekmeğini aldığı, beraberce kılıç dansı yaptığı ülkelerle karıştırmasın. Ona buna parmak sallayarak korkutmasına fazla güvenmesin. Altını kalın bir şekilde çizerek ifade etmek isterim ki; ABD Başkanı’nın geçtiğimiz günlerde, Suudi Arabistan Kralı Selman’a bir miting sırasında sarf ettiği sözleri tüyler ürpertici, skandal niteliklidir. Trump diyor ki: 'Bak Kral, biz olmasak iki hafta bile koltuğunda oturamazsın. ABD ordusu seni koruyor. Bu yüzden bize ödeme yapmalısın.' Şu dilin çirkinliğine, şu üslubun küstahlığına bakar mısınız? Hayırdır, okyanus ötesinde mafya devleti kurulup önüne geleni haraca bağladı da biz mi duymadık, bizim mi haberimiz olmadı? Bu nasıl bir rezalet, nasıl bir cürettir?

Ecdadımızın çekirge yiyerek savunduğu kutsal toprakların bugün içine düştüğü ağır hasarlı ve hazin manzarası hakikaten kahredicidir, hakikaten de onur kırıcıdır. Nerededir Hz. Hamza cesareti? Nerededir Hz.Ömer adaleti? Nerededir zalimlere meydan okuyan kudretli asırlar?

Koltuğu muhafaza için bırakınız haraç vermeyi, bunu aklından geçirmek; başkalarının insaf ve merhametine sığınmak ne İslam’la ne iman kaideleriyle, ne de bağımsızlık haysiyetiyle bağdaşır.
Her gün ölüp ölüp dirileceğine, bir gün ölürsün, fakat adam gibi, kahraman gibi, mükafatı yalnız Allah’tan bekleyen iman eri gibi ölürsün. Dünyanın gözü önünde egemen bir devletin kralından haraç isteyen, onu aşağılayan, adeta tacını ve tahtını başına geçiren bir devlet adamına, bir siyaset anlayışına herkes suskun kalsa da Milliyetçi Hareket susmaz, herkes minderden kaçsa da Milliyetçi Hareket kaçmaz, kaçmayacaktır. ABD Başkanı sorumsuz ve şuursuz tavrıyla, uluslararası toplumun geleceğini ipotek altına almak için durmadan nifak saçmaktadır. Trump geldiğimiz bu aşamada küresel güvenlik sorunu haline dönüşmüştür. Bu malum sorun giderek derinleşmekte, giderek genişlemektedir. ”

Bahçeli, 2 Ekim 2018 Salı günü, Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğuna girdikten sonra bir daha çıkmayan ve kendisinden günlerdir haber alınamayan gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın akıbetini de merak ettiklerini belirtti.

Bahçeli, gazetecinin hakkında çıkan vahim haberlerin doğru olup olmadığının, Konsolosluktan çıkıp çıkmadığının acilen teyit ve ispata muhtaç olduğunu aktardı. Bahçeli, “Türkiye mafyavari yöntemlerin, bölgesel komplo faillerinin, kanlı hesaplaşmaların, örtülü operasyonların geçiş güzergahı veya sahne alanı değildir. Eğer ortada suç varsa, suçlular da belirlenmişse gereği derhal yapılmalı, işlenmiş bir cinayetin tespiti halinde caniler mutlaka cezalandırılmalıdır. ” dedi.

– “Tehdit sönmüş değildir ”

Türkiye’nin ekonomi cephesinin düşürmek ve ortaya çıkan mağduriyetin ve kayıpların siyasi tepkiye dönüştürülmek istendiğini belirten Bahçeli, şu görüşlere yer verdi:

“Büyük bir oyun oynanıyor. Yaklaşık 3 aydır dövizdeki fiyat artışlarıyla Türkiye’nin kundaklanması amaçlanıyor. 24 Haziran Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçiminin rövanşını kur, faiz, borç, enflasyonla almaya teşebbüs ettiler. Amaç, ekonominin surlarını infilak ettirip sosyal çözülmeyi sağlamak, siyasal kaosu ateşlemek, ardından yeni hükümet sistemine karşı tetikte bekleyen ve sokağı adres gösteren işbirlikçileri harekete geçirmekti. Tehlike geçmiş değildir. Amaç, 15 Temmuz’da alamadıkları sonucu ekonomik alaborayla almaktı. Tehdit sönmüş de değildir. ”

Yüzde 25’e varan politika faizinden, üretim tesislerinde çıkan normal olmayan yangın haberlerinden, artan konkordato ilanlarından, tüketici enflasyonundaki yüzde 24,52’lik tırmanıştan, yeni ekonomi programının kısa sürede tartışmaya açılmasından, kabaran dış borçlardan, azgınlaşan hayat pahalılığından kendilerinin de rahatsız olduğunu vurgulayan Bahçeli, “Ancak bu ülke hepimizin, bu millet biziz, bu devlet bizim. Turpun büyüğü heybede diyerek felaket tellallığı yapan gafiller soruyorum sizlere, turpa bu kadar merakınız nereden kaynaklanıyor? Olur da başımıza çığ düşerse kurtulacağınızı mı sanıyorsunuz? Çatı çökerse yakayı kurtaracağınıza mı inanıyorsunuz? ” sorularını yöneltti.

– “Bizim McKinsey diye bir derdimiz yok ”

Bu yaklaşım ve kavrayışla, hükümetin daha önce anlaştığını söylediği ABD’li denetim ve danışmanlık şirketi McKinsey ile çalışmasını kendi içinde tutarlı bulduklarını anımsatan Devlet Bahçeli, şunları kaydetti:

“Mevzi bakmadık, yüzeysel davranmadık. Ayrıca McKinsey müdafaasının bize düşmeyeceğini önemle ifade ettik. Ancak, McKinsey’in yeni bir IMF, kayyum, kozmik oda vakası, kapitülasyon veya Duyun-u Umumiye olmadığını da söyledik. Hemen eleştirmeye, açığa düştüğümüzü söylemeye koro halinde başladılar. Nasıl olsa Cumhurbaşkanı 'biz bize yeteriz' demişti. Tek kaldığımızı söylediler, baltayı taşa vurduğumuzu ileri sürdüler. Be hey zır cahiller, pek çok ülkede faaliyeti olan, ülkemizde de yıllardır faal halde bulunan McKinsey bir denetim ve danışmanlık şirketidir. Akıl ve irade milli olduktan sonra istişari nitelikli sunduğu teklif ve görüşlerine ister uyar ve uygularsınız, isterse de teşekkür edip gerisin geriye iade edersiniz. McKinsey’e Duyun-u Umumiye demek, IMF demek, kozmik oda vakası demek, kayyum demek, kapitülasyon demek, cehalet değil, gaflet değil, su katılmamış ümmiliktir. Ve çok tehlikelidir, bizim de itirazımız buna yöneliktir.

Bizim McKinsey diye bir derdimiz yoktur, işimiz de yoktur, olamayacaktır. Bizim bakışımız Türk, durduğumuz yer Türkiye, dua ve mücadelemiz Türk milletinin lehinedir. İpsizi sapsızı, CHP’si HDP’si, gitsinler dertlerini Cibali Karakoluna anlatsınlar, buldukları taktirde Marko Paşa’ya içlerini döksünler. Bizi alakadar etmez, bize sökmez. Hükümet McKinsey yollarını ayırsa da bizim düşüncelerimiz, değerlendirmelerimiz asla değişmeyecek, tutarlı ve gerçekçi tespitlerimiz hükmünü muhafaza edecektir. Unutmayınız ki, doğru bilinç, doğru birikim, doğru bakış açısı, doğru proje, doğru insan, doğru uygulama, doğru strateji, yerli ve milli irade her güçlüğün üstesinden muhakkak gelecektir. ”

(Bitti)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?