İngiltere’deki AB kurumları için yarış devam ediyor

BRÜKSEL (AA) – ŞERİFE ÇETİN – İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılma kararının (Brexit) ardından Londra’da yerleşik iki kuruluşa ev sahipliği yapmak isteyen AB üyeleri arasında yarış kıyasıya devam ediyor.

AB Konseyi’nin açıklamasına göre Avrupa İlaç Ajansı (EMA) ve Avrupa Bankacılık Otoritesi’ne (EBA) ev sahipliğini yapmak için 27 başvuru yapıldı.

Konuya ilişkin AA muhabirine değerlendirmede bulunan Brüksel’deki Bruegel düşünce kuruluşunun Direktörü Guntram B. Wolff, “Kurumların hangi ülkeye yerleştirileceği neticede siyasi bir karar olacak.” dedi.

Esasen AB kurumlarının üye ülkelerde konuşlandırılması gerektiğine dair herhangi bir kural ya da anlaşma bulunmuyor. Ancak Brexit’ten sonra İngiltere’nin topraklarında AB hukukunun geçerli olamayacağını ısrarla dile getirmesinin ardından kuruluşların üye bir ülkeye taşınması kararı alındı. AB üyesi ülkelerin başvuru süresi 31 Temmuz’da sonlandı.

– “Ev sahipliği ekonomik kazanım ve siyası prestij getiriyor”

Kurumlara ev sahipliği yapmanın siyasi ve ekonomik getirileri bulunuyor. Bu nedenle birçok üye ülkenin yoğun bir kampanya yürütmesi bekleniyor.

Wolff, “Kuruluşların taşındığı şehirlere eş zamanlı olarak siyasi prestij ile iş imkanı, gelir ve uçuş artışlarıyla birlikte ekonomik canlanma gelecek.” diye konuştu.

Öte yandan iki kurumda da çalışanların, alanlarında çok uzmanlaşmış kişiler olduğuna dikkati çeken Wolff, “Biz bu kurumlarda çalışanları önemli insan sermayesi olarak değerlendiriyoruz. Kuruluşlar bir nevi ‘yetenek havuzu’. Eğer tercih edilen şehirler bu kişilere çok fazla imkan sunmazsa, uzmanlaşmış ve kalifiye elemanlar gitmek istemeyebilirler.” ifadelerini kullandı.

AB, iki kurumun tek bir ülkeye konuşlandırılamayacağını, kurumların hangi üye ülkelere taşınacağı kararının “objektif” kriterlere dayandırılacağını belirtiyor.

AB raporlarına göre belirlenen kriterlerin başında, Brexit sonrasında kuruluşların yerleştirildiği ülkede anında işlevsel hale getirilmesi geliyor. Bu nedenle aday ülkelerin kuruluşların yerleştirilmesi için hazır bina imkanı sunması bekleniyor.

Diğer bir kriter, kuruluşların yerleştirildiği şehrin diğer üye ülkelere kolay ulaşım imkanları sağlamasını gerektiriyor. Kuruluşun yerleştirileceği şehirde çalışanların aileleri ve çocukları için sosyal, ekonomik ve sağlık imkanlarının yanı sıra eğitim için yeterli sayıda okul bulunması diğer bir kriter olarak sunuluyor. Aday ülkenin kuruluşların işlerini rahat bir şekilde devam ettirebilmesi için gerekli iş ortamını sunması da bir koşul olarak öne sürülüyor. AB’nin, karar verirken üye ülkelerde halihazırdaki kuruluş sayısını göz önünde bulunduracağı, kuruluşların daha farklı ülkelere yerleştirilmesi hususunu dikkate alacağı kaydediliyor.

Bu çerçevede AB’ye 2004 yılından sonra üye olan Doğu Avrupa ülkeleri, kendilerinin çok az sayıda AB kuruluşuna ev sahipliği yaptığını, bu nedenle bankacılık ve ilaç düzenlemeleri yapan iki kuruluşun bu ülkelere taşınması gerektiğini savunuyor

– Avrupa İlaç Ajansına talep yoğun

AB’nin “ilaç düzenleyicisi” olarak bilinen EMA, birlik genelinde insan ve hayvanlara ilişkin ilaç piyasasını düzenliyor. Ürünün güvenilirliğini ve etkisini denetleyen ajans aynı zamanda ilaçların piyasaya sunulup sunulmayacağına karar veriyor. 1995 yılında kurulan ajans, ilaç ruhsatı verme yetkisi olmasa da herhangi bir ilacın ruhsatının iptal edilmesi için tavsiyede bulunabiliyor.

AB belgelerine göre, 31 Temmuz itibariyle 19 üye ülke ilaç ajansına ev sahipliği yapmak için başvuruda bulundu. Bunlar Hollanda, Yunanistan, İspanya, Almanya, Slovakya, Belçika, Romanya, Danimarka, İrlanda, Finlandiya, Fransa, İtalya, Portekiz, Bulgaristan, İsveç, Malta, Avusturya, Polonya ve Hırvatistan.

Ajansın yaklaşık 900 personeli bulunuyor ve toplantıları için yılda yaklaşık 3 bin 500 uzmanı ağırlıyor. Ajansın yıllık bütçesinin yaklaşık 360 milyon dolar olduğu düşünülüyor.

Aday ülkelerden bazıları ajansın yerleştirilebileceği binaları takdim ederken, kendi ilaç sektöründe de ajansla iş birliği yapabilmesi için reforma gittiğini açıkladı. Diğer yandan bazı aday ülke yetkililerinin, ajansı ziyaret ederek personelin ihtiyaçları hakkında bilgi edindiği ifade ediliyor. Bu çerçevede özel kampanya yürüten ülkeler arasında Hollanda, İrlanda ve Danimarka bulunuyor.

Bruegel Direktörü Wolff ilaç ajansına talebin yüksek olmasını, her ülkenin ilaç sektörünün bulunmasına bağlıyor. Wolff, bankacılık sektöründe daha kapsamlı altyapı ve personele ihtiyaç duyulduğunu, bu nedenle ilginin ilaç ajansına yoğunlaşmış olabileceğini belirtiyor.

– Avrupa Bankacılık Otoritesi

Avrupa’nın bankacılık sektörünün denetimi ve yönetiminden sorumlu EBA’ya, ilaç ajansına göre daha az talepte bulunuldu. 2011’de kurulan ve AB’deki bankacılık sektörüne yönelik tehdit analizi ve bankaların finansal krizler karşısında ne kadar güçlü olduğunu denetleyen testler yürüten kurumun 159 çalışanı bulunuyor.

Üye ülkelerin bankacılık sektörünü düzenleyen kurumlarının AB kurallarını doğru bir şekilde uygulayıp uygulamadığını denetleyen kuruma ev sahipliği yapmak isteyen üye ülkeler Almanya, Belçika, İrlanda, Fransa, Çekya, Lüksemburg, Avusturya ve Polonya olarak öne çıkıyor.

AB’nin finansal düzenleme ve denetimiyle ilgili 2 kurumuna ev sahipliği yapan Almanya ve Fransa’nın, bankacılık otoritesini de ülkelerine taşımak için yoğun bir rekabet içinde oldukları ifade ediliyor.

Wolff da İngiltere’nin AB’den ayrılmasının ardından kıtanın bankacılık merkezlerinin Frankfurt ve Paris’e kayacağını düşünüyor.

Ancak, bankacılık otoritesinin esasen birlik içinde Avro Bölgesine dahil olan ve olmayan ülkeler arasında şimdiye kadar müzakere görevi yürüttüğüne dikkati çeken Wolff şunları kaydetti:

“Avrupa Bankacılık Otoritesinin ilk etapta Avro Bölgesine dahil olmayan İngiltere’ye yerleştirilmesinin bir nedeni de kuruma verilen bu müzakere göreviydi. Bankacılık otoritesi bir nevi Avro Bölgesinde olan ve olmayan ülkeler arasında uzlaşı sağlıyordu. Bu mantıkla kurum, Çekya veya Polonya’ya yerleştirilebilir.”

– Karar Kasım ayında

Haziran ayında gerçekleşen AB Zirvesi’nde kuruluşların nereye yerleştirileceği kararının kasım ayında verileceği belirtilmişti. Adayların başvurularının tamamlanmasının ardından AB Komisyonu konuya ilişkin değerlendirme raporunu 30 Eylül’de açıklayacak. AB Konseyi yetkilileri konuyu ekim ayında görüşecek, kasım ayında da 27 ülkeye oy hakkı verilerek nihai karar verilecek.

Ev sahipliği için başvuruda bulunmayan ülkeler ise Macaristan, Slovenya, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Estonya, Litvanya ve Letonya.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?