“Yalnız Değilsin” filmi albinizm konusunda farkındalık oluşturmayı amaçlıyor

İSTANBUL (AA) – AİŞE HÜMEYRA BULOVALI – Albinizm Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Serkan Özorman, farklılıkların, çeşitlilik olduğunu söyleyerek, "Dışarıda saçı, kaşı beyaz olarak gördüğünüz insanları, kendinizden ya da toplumdan farklı olarak adlandırırsınız. Ama aslında onu nadir gördüğünüz için size farklı gelir. Zaten tüm hayatı düşündüğümüzde, hiçbir şey birbirinin aynısı değil. Mesela zayıf, kilolu ya da kısa, uzun insanları farklı olarak görmeyiz. Çünkü bu tarz insanlar çoktur. Yani insan çeşitliliğidir. Durum böyleyken nadir görülen durumları farklı olarak adlandırmak doğru olmaz." dedi.

Dernek, canlılara renk veren melanin pigmentinin üretimini kısmen veya tamamen engelleyen genetik değişimlerin sonucu olarak ortaya çıkan "Albinizm" hastalığı konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla "Yalnız Değilsin" adlı kısa filmi çekti.

Yönetmen koltuğunda Mustafa Şahin'in oturduğu filmin yapımcılığını Mir Yapım'dan Seyfullah Türksoy üstlenirken, danışmanlığını ise Albinizm Derneği yaptı.

Ulusal ve uluslararası festivallerde yarışacak filme ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan Özorman, Türkiye'de yaşayan 3-4 bin albinolu bireyin birçok yönden sorun yaşadığını ve bu sorunların başında görme problemi olduğunu söyleyerek, "Albinizmli bireyler, doğuştan az gören bireylerdir. Genellikle yüzde 5 ile yüzde 20 aralığında görüş oranına sahiptirler. Bundan dolayı hayatları boyunca özel gözlük ve büyütücü cihazlara ihtiyaç duyabilirler." diye konuştu.

Özorman, bir diğer sorunun güneş hassasiyeti olduğuna dikkati çekerek, "Albinizmli bireylerin vücutlarında renk pigmentinin üretimi eksik ya da hiç olmadığı için ciltleri güneşe karşı korumasızdır. Yani diğer insanlar gibi güneşe maruz kaldıklarında bronzlaşamayıp vücutlarında yanıklar oluşmaktadır. Bu nedenle yaz, kış mutlaka dermatolojik özellikli koruyucu kremler kullanmak zorundadırlar." ifadelerini kullandı.

Yaşanan sosyal sorunlara da değinen Özorman, şu bilgileri verdi:

"Toplumun albinizmi bilmemesinden kaynaklanan bazı kırıcı sorular ya da sözler karşısında savunuculuğu henüz gelişmemiş olan çocuklarımız olumsuz etkilenebilmektedir. Ayrıca çocukluk döneminde bu tarz durumlara çok sık ve ağır derecede maruz kalmak, kişilerde hasar bırakabilmekte. Bu sorunlar, gençlik ya da yetişkinlik döneminde farklı farklı şekillerde görülebiliyor. Mesela albinizmli biri, durağa yaklaşan otobüsün nereye gideceğini tabeladan okuyamayıp ya birine sormak zorunda kalır ya da okumak için bir teknolojik cihazı ya da teleskopik gözlüğü vardır. Onunla okur veya otobüs şoförüne sorabilir veya sık sık otobüs kaçırabilmektedir."

– "Yalnız Değilsin" filmi

Serkan Özorman, "Yalnız Değilsin" filminin, dikkati bu sorunlara çekmek amacıyla hayata geçirildiğini, izleyenlerin bu duruma karşı empati geliştirmesini sağlayarak, davranış biçimlerini değiştirebilmesinin beklendiğini kaydetti.

– "Farklılıklar, yaşamın içindeki çeşitliliktir"

Derneğin kurulduğu 2013'ten bu yana çeşitli farkındalık çalışmaları yaptıklarını anlatan Özorman, ilaç dışındaki yaşamsal ihtiyaçlara vurgu yaparak, "Biz sadece albinizmli bireylerin hakkı olan ihtiyaçlarını dile getirmek istiyoruz. Albinizmin şu an bir tedavisi yok ve ihtiyaçlar da maddi açıdan insanları zorlayacak seviyelerde. Yaşam hakkı ilkesinden yola çıkarak, bu ihtiyaçların devlet tarafından karşılanması gerektiğini savunuyoruz." ifadelerini kullandı.

Özorman, albinizmle ile ilgili sosyal farkındalık çalışmalarına yerel yönetimlerin de destek vermesi gerektiğini dile getirerek, "Mesela büyük şehirlerde toplu taşıtların hepsinde ekranlarda dönen bazı reklam panoları var. Bu ekranlarda yapılacak kamu spotu gibi bilgilendirici görseller, videolar oynatılabilir. Aynı şekilde billboardlarda afişler olabilir. Yerel yönetimler halka yönelik ücretsiz tiyatro oyunları sahneliyor. Bu tiyatrolara hedefler verilebilir, albinizm veya herhangi başka bir durum için farkındalık konulu gösteriler hazırlatılarak insanlarla buluşturulabilir." değerlendirmesinde bulundu.

Nadir görülen hastalıklara yönelik eğitim faaliyetlerinin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanması gerektiğini belirten Özorman, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Önemli olan aslında farklı olarak gördüklerimizin yaşam içerisinde çeşitlilik olduğunu anlayabilmek ve anlatabilmektir. Dışarıda saçı, kaşı beyaz olarak gördüğünüz insanları, kendinizden ya da toplumdan farklı olarak adlandırırsınız. Ama aslında onu nadir gördüğünüz için size farklı gelir. Zaten tüm hayatı düşündüğümüzde, hiçbir şey birbirinin aynısı değil. Mesela zayıf, kilolu ya da kısa, uzun insanları farklı olarak görmeyiz. Çünkü bu tarz insanlar çoktur. Yani insan çeşitliliğidir. Durum böyleyken nadir görülen durumları farklı olarak adlandırmak doğru olmaz. Herkese 'Albinizmin farkında ol, varlığınla destek ol.' diyorum."

– "Senaryomu onlara ses olabilmek adına yazmaya karar verdim"

Filmin senaristi Nuray Güner ise "12 Punto TRT Senaryo Günleri"ne katılmak amacıyla konuyu araştırırken albinizmi ele almaya karar verdiğini ifade ederek, şunları söyledi:

"Güneşin albinizmlileri herkes gibi bronzlaştırmadığını, direkt yaktığını ve bu yanıkların yaraya dönüşerek ileride cilt kanserlerine bile sebep olabildiğini, bu durumdan korunmak için ailelerin maddi gücünün yetmeyeceği kadar pahalı güneş kremlerini, yaz-kış her gün kullanması gerektiğini öğrendim. Gözlerindeki nistagmusdan (istemsiz göz hareketleri) dolayı odaklanma sorunu yaşadıklarını ve yeterince iyi göremediklerini, çok zeki olmalarına rağmen bu durumun eğitim yıllarında başarı seviyelerini etkilediğini öğrendim. Bunun için okuyacakları her şeyin büyük puntolu hazırlanması ama en önemlisi teleskopik gözlük kullanmaları gerektiğini öğrendim. Bu gözlükler de maalesef çok pahalı. Orta gelir seviyesi ve altındaki insanların teleskopik gözlük ve güneş kremlerini alabilmeleri için devlet desteğine ihtiyacı var."

Güner, albinizmli bireylerin sesini duyurmak istediğini, ancak senaryoyu yarışmaya yetiştiremediğini söyleyerek, "Sonra 'Ben senaryoyu tamamlayıp, bu dramın başka mecralarda duyulması için elimden geleni yapmalıyım.' dedim. Albinizmlilerin sorunlarını kar amacı gütmeden, hep birlikte dayanışma halinde olarak duyurmak için kurulmuş bir sosyal platform olan Albinizm Derneğini farkedince senaryomu onlarla paylaştım ve süreç bu şekilde başladı. El birliği ile ortaya güzel ve ses getirecek bir iş çıktığına inanıyorum." dedi.

– "Çekimler iki günde tamamlandı"

Filmde tevazu sahibi, kompleksleri olmayan insanlarla çalıştıklarının altını çizen Güner, şöyle devam etti:

"Hepsi bu sosyal sorumluluk projesinde hiçbir beklenti gütmeden, gönülden, canla başla yer almayı kabul etti. Romantik şarkıların buğulu sesi Aydilge Sarp, bizimle seve seve çalışmayı, konuk sanatçı olarak filmde rol almayı kabul ettiği gibi, 'Yalnız değilsin' isimli şarkısının ve de şarkının isminin filmde kullanılmasına izin verdi. Filmde ayrıca 2017 Azerbaycan güzeli Firengiz Orucova ve eşi Metin Yücel, sunucu, model ve oyuncu Neslihan Maltepe, hiç oyunculuk deneyimi olmayan ama büyük bir istekle oynayan gerçek bir albinizmli çocuk oyuncumuz Yiğit Buğra Avcı rol aldı. Filmin iki günde çekimleri tamamlandı. Kurgu, montaj ve alt yazı çalışmaları gibi teknik kısımlar da dahil olmak üzere bir ay gibi bir sürede her şey bitti."

Nuray Güner, toplumda albinizmli bireylerle ilgili çok az şeyin bilindiğine dikkati çekerek, "Albinizmli bir çocuk dünyaya getiren anne baba bile kimi zaman bu durumun ne olduğunu anlayamayıp bocalayabiliyor. Ben seyircide albinizm konusunda farkındalık yaratmayı istedim ve onların özel ihtiyaçlarını duyurabilmeyi istedim. İdealim buydu. Film, festivallerde dikkat çektiği takdirde hem albinizmli bireyler için hem de filmin yaratıcıları için olumlu dönüşlerin olduğu kapılar açılır diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?