Tuzla’da gemi indirme töreni

İSTANBUL (AA) – Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Türkiye’nin yerli silah üretiminde büyük aşama kat ettiğini belirterek, “Artık Türkiye savunma sanayinde de net ihracatçı olma noktasında emin adımlarla ilerliyor. Milli piyade tüfeğimizi dışarıya satmaya başladık. Artık kendi yaptığımız silahlarımızı dost ve müttefik ülkelere satmaya başladık.” dedi.

Tuzla’da Selah Tersanesi’nde düzenlenen “TCG YZB. Güngör Durmuş” adlı lojistik destek gemisinin denize indirilmesi töreninde konuşan Işık, dünyadaki sorunların yarısından fazlasının Türkiye’nin de bulunduğu bölgede yaşandığını söyledi.

Böyle bir bölgede yaşamanın gerçekten zor olduğunu aktaran Işık, Irak ve Suriye gibi pek çok ülkede devlet otoritesi olmadığını, bölgenin, küresel nitelik kazanan terör örgütlerinin cirit attığı yer haline geldiğini anlattı.

Işık, bölgede istikrarsızlığın her geçen gün arttığını belirterek, “Her olay az ya da çok ülkemizi etkiliyor. Böyle tehditlere karşı koymanın en önemli yollarından biri, güçlü, caydırıcılığı çok yüksek silahlı kuvvetlere sahip olmaktır.
Elbette diğer unsurlar da çok önemli ancak caydırıcı gücü yüksek silahlı kuvvetler, Türkiye için olmazsa olmazdır.” diye konuştu.

– “Savunma sanayinde yerlilik oranı yüzde 60’ı buldu”

Türkiye’nin, Kıbrıs Harekatı ve 90’lı yıllardaki terörle mücadelede maruz kaldığı muamele ile dost ve müttefik ülkelerin koyduğu silah ambargolarının, yerli ve milli silah sanayini ekmek, su gibi ihtiyaç haline getirdiğini vurgulayan Işık, şöyle devam etti:

“O günlerde alınan bu dersler ve edinilen tecrübeler Savunma Sanayii Müsteşarlığını doğurdu. Merhum Özal’ın vizyoner yaklaşımı savunma sanayinin kurulmasında büyük pay sahibi oldu. Ancak 90’lı yılların istikrarsızlık dönemleri olduğunu hatırlarsak, milli ve yerli savunma sanayinde Türkiye’nin en büyük hamlesi 2002’de, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yaptığı hamledir. O gün bugündür Türkiye savunma sanayinde çok büyük adımlar attı ve bu adımlar artık rakamlara net olarak yansımaya başladı. Yüzde 24’lerde olan savunma sanayindeki yerlilik oranı yüzde 60’ı buldu. Hem de çok düşük nitelik seviyesinden orta nitelik seviyesine yükselmiş olduk. Bugün artık kendi mili piyade tüfeğini, tankını, toplarını, gemilerini, insansız hava aracını, helikopterini yapan, milli muharip uçağını yapmaya hazırlanan bir Türkiye var.”

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, savunma sanayinde herkesi gururlandıran gelişmeler olduğunu dile getirdi.

Bunları paylaşmanın kendisini mutlu ettiğini söyleyen Işık, “Artık, kendi ihtiyacımız için başladığımız savunma sanayi ürünlerini, dost ve kardeş ülkelerle de paylaşmanın gururunu yaşıyoruz. Daha geçen ay Pakistan’la Agosta tipi denizaltılarının modernizasyonu için 350 milyon avroluk projeyi imzaladık. Bunu Agosta firmasına rağmen, ona karşı yarışarak kazandık.” şeklinde konuştu.

– “Kritik teknolojilere yoğunlaşıyoruz”

Bakan Işık, yakın zamanda bu alanda yeni müjdelerin arka arkaya geleceğini açıklayarak, şu bilgileri verdi:

“Artık Türkiye savunma sanayinde de net ihracatçı olma noktasında emin adımlarla ilerliyor. Milli piyade tüfeğimizi dışarıya satmaya başladık. Artık kendi yaptığımız silahlarımızı dost ve müttefik ülkelere satmaya başladık. Çok önemli başarılar elde ettik ama yapacak çok daha işimiz var.
Bundan sonra projelerimizin, ileride bir sorun olduğunda, bazı teknolojileri temin edemediğimizde ‘stop’ etmeyeceği bir çalışma yürütüyoruz.
Yani kritik teknolojilere yoğunlaşıyoruz. Artık falanca ülke, ilgili antlaşmadan ya da başka bir kısıtlamadan dolayı, ‘Biz bu silahı veremeyiz.’ dediğinde gemilerimiz tersanede, uçaklarımız hangarda kalmamalı. Kara araçlarımız garajlarında beklememeli. O yüzden kritik teknolojileri içeren yoğun bir çalışma yürütüyoruz.”

Tüm kuvvet komutanlarıyla savunma sanayi projelerini tek tek değerlendirdiklerini belirten Işık, büyük projeler başta olmak üzere hangi projede hangi aşamada olduklarını tespit edip, “Bundan sonra ne yapılmalı” konusunu değerlendirdiklerini ve bundan sonra atılması gereken adımları belirlediklerini söyledi.

Zaman kaybettiren birtakım bürokratik mekanizmaları kısaltmak ya da ortadan kaldırmanın en önemli öncelikleri olacağını dile getiren Işık, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Artık projelerimizde zaman kaybına tahammülümüz yok. Projelerimizde artık çok daha güçlü iş birliği istiyoruz. Bunun için Ar-Ge’de, TÜBİTAK ve özel şirketlerimizin daha fazla rol alması, tasarımda, mühendislikte, dizaynda, ürün geliştirmede, vakıf şirketlerimizin daha yoğun mesai harcamasını, üretimde ise özel sektörümüzün liderlik yapmasını önemsiyoruz. Bundan sonraki çalışmalarımızda bu modeli örnek alacağız. Elbetteki kesişme noktalarımız olacak ve bu alanlarda da birlikte, güçlü ve etkin bir çalışmayı ortaya koyacağız. Bu sayede özellikle Türkiye’nin savunma sanayi projelerindeki zaman kaybı sorununu ortadan kaldırılacağını, kaynak verimliliğinin daha da artacağını düşünüyorum.”

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?