Türk Kızılayının 2020 Stratejisi

ANKARA (AA) – Türk Kızılayı Genel Başkanı Kerem Kınık, “Yoksullar aç kaldıkça, silahlı çatışmalarda siviller zarar gördükçe, varlık içinde yaşayan gelişmiş toplumlara da huzur olmayacaktır.” dedi.

Kınık, Türk Kızılayının 2020 stratejisinin ana başlıklarını paylaşmak üzere basın mensuplarıyla kahvaltılı sohbet toplantısında bir araya geldi.

Kınık, 4 Nisan 2016’da yeni yönetim kurulunu belirleyen Türk Kızılayının genel kurulunda, 2020 stratejisinin kabul edildiğini ve “Güçlü Türkiye, Güçlü Kızılay” için daha çok çalışma vurgusu yapıldığını söyledi. Kınık, “Bize verilen imkanları paylaşmazsak, kimisi ihtiyacından fazla tüketmekten kimisi de yeterli beslenemediği için açlıktan ölüyorsa bu dünyada kimseye huzur yoktur. Yoksullar aç kaldıkça, silahlı çatışmalarda siviller zarar gördükçe, varlık içinde yaşayan gelişmiş toplumlarda da huzur olmayacaktır.” diye konuştu.

Genel Başkan Kınık, insani yardım kuruluşlarının, aradaki açığı kapatmak, ihtiyacından fazlasını ihtiyaç sahiplerine vermek isteyen bağışçılarla muhtaçlar arasında bir köprü oluşturmak için var olduğunu aktardı.

– Dünyadaki göçmen sayısı 230 milyon

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) raporlarının, dünyada 81 milyon insanın bir başkasının yardımı olmaksızın yaşamını sürdüremeyeceğini ortaya koyduğuna işaret eden Kınık, “Silah tehdidi ve can korkusuyla ülkesini terk edenlerin sayısı 65 milyona ulaştı. Diğer sebeplerle ülkelerini terk eden göçmen sayısı da 230 milyona ulaştı. Göçmenler bir ülke olsa dünyanın 3. ya da 4. büyük ülkesi olacaktı.” dedi.

Dünyada insani yardım faaliyetleri için 2015’te harcanan resmi rakamın 26 milyar dolar olduğunu ifade eden Kınık, bu miktarın yarısını insani yardım kuruluşlarının karşıladığını dile getirdi. Kınık, “2015’te dünyada insani yardım faaliyetlerine 26 milyar dolar harcanırken savunma sanayine trilyonlarca doların harcanması, yaman bir çelişkidir” değerlendirmesini yaptı.

Kızılay’ın 1868’den beri insani yardımda öncü bir kuruluş olduğuna dikkati çeken Kınık, 2011’den bugüne başta Suriyeli mülteciler olmak üzere, nerede muhtaç biri varsa maddi ve manevi her türlü destek ve yardımı yaptıklarını ve bundan sonra da bu yardımları artırarak sürdürmeye devam edeceklerini bildirdi.

– Kızılay’ın 2020 vizyonu

Türk Kızılayının 2020 vizyonuyla ilgili de detaylı bilgiler veren Kınık, şu anda yıllık yaklaşık 2 milyon ünite kan toplandığını ve bunun Türkiye’nin ihtiyacının yüzde 80’ini karşıladığını belirtti. Kınık, şöyle devam etti:

“2020 itibarıyla ülkemizin yaklaşık 2,5 milyon ünite olan kan ihtiyacının tamamını karşılayacağız. 2016-2017 yılları içinde kan ürünleri konusunda dışa bağımlılığımızı tamamen ortadan kaldıracak plazma fabrikasını kuruyoruz. Bu ürünler için şu anda dışarıya yıllık 1 milyar lira ödüyoruz. Bu rakamı tasarruf edeceğiz.”

– “Kızılaycılık” müfredata girecek

Kınık, Milli Eğitim Bakanlığı ile sürdürdükleri çalışmalar neticesinde “Kızılaycılık” dersinin eğitim müfredatına gireceğini anlattı.

Avrupa Birliği fonlarından alacakları 38 milyon avroluk kaynakla uyum merkezleri açacaklarını söyleyen Kınık, “Toplum merkezinde uyum temelli faaliyetler yapılacak. Dil olarak Türkçe öğretilecek. Meslek edindireceğiz, psikososyal destek hizmetleri vereceğiz.” dedi.

Kınık, yeni dönemde yoksullukla savaşacaklarını, özellikle yoksulluğu ortaya çıkaran sebepleri tespit ederek bunların önlenmesine yönelik seferberlik başlatacaklarını ifade etti.

İstanbul’da 2017’de gerçekleşecek genel kurulda Uluslararası Kızılay Kızılhaç Federasyonu (IFRC) başkanlığına aday olduklarını aktaran Kınık, “190 üyesi olan organizasyonun başkanlığıyla amacımız, kuru bir başkanlık hevesi değildir. 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana insani yardım ve krizler noktasında müdahale kapasite ve etkinliğini koruyamamış olan federasyonu sahada daha etkin bir aktör haline getirmektir.” diye konuştu.

Gelecek dönemde hemşirelik ve halk sağlığı okulları açacaklarına dikkati çeken Kınık, ilk okulun yeni eğitim döneminde Somali Mogadişu’da hizmete gireceğini belirtti. Kınık ayrıca, insani yardım sektörüne iş gücü yetiştirecek Kızılay Akademi’yi de kuracaklarını dile getirdi.

Türkiye nüfusunun giderek yaşlandığını vurgulayan Kınık, “Geriatri hastanesi açarak sağlıklı yaşlanma üniteleri kuracağız. Yaşlı nüfusun oranı giderek artıyor. Kızılay olarak yaşlılarımızın yanında olacağız.” dedi.

– Yanmayan çadır

Ar-Ge merkezi kuracaklarını ve yeni nesil bir çadır ürettiklerini belirten Kınık, şunları söyledi:

“Geleneksel çadırlar pamuktan yapılırdı. Raf ve kullanma ömrü doğal olarak kısa oluyordu. Bu yeni nesil çadırlar, sentetik malzemeden yapılıyor. Pet şişelerin geri dönüşümünden elde edilen polyesterler kumaşa dönüştürülüyor. Çadırlar, çok yüksek ses ve ısı izolasyonu özelliğine sahip. Bu kumaş türü yanmıyor, geç tutuşuyor. Zemine serdiğimiz nanokarbonlu keçe, 70 dereceye kadar çıkan bir kalorifere dönüşüyor. Enerjisini güneşten sağlayarak kendi kendini ısıtıyor. Bu çalışmayla yanmayan, geç tutuşan ve kendi enerjisini sağlayan nanoteknolojili çadırlar üreteceğiz. Çadırlar, Avrupa Barınma Araştırmaları Enstitüsü tarafından teste tabi tutuldu ve birinci oldu. Moğolistan’da eksi 30 derecede bir kış geçirerek başarılı bir sınav verdi. Bu çadırların seri üretimine geçiyoruz. İlk siparişlerimizi de Lüksemburg Kızılhaçından aldık.”

Kınık, Ankara’da Eskişehir yolu üzerinde 60 bin metrekare kapalı alanlı, dünyanın en büyük Kızılay Külliyesi’ni inşa edeceklerini ifade etti.

Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Kınık, kaynaklarının yeterli olup olmadığının ve kaynak üretimi konusunda neler planladıklarının sorulması üzerine devletin kan alım fiyatlarını artıracağını, bunun haricinde kamudan destek beklediklerini ve uluslararası fonların adil bölüştürülmesini talep ettiklerini kaydetti.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?