TBMM Başkanı Mustafa Şentop, değerlendirmelerde bulundu: (2)

TBMM (AA) – TBMM Başkanı Mustafa Şentop, milletvekillikleri düşen HDP'li Leyla Güven ve Musa Farisoğulları'nın dokunulmazlık durumlarının, CHP'li Enis Berberoğlu'ndan farklı olduğunu belirterek, "Güven ve Farisoğulları, 27. Dönem'de ilk defa milletvekili seçildiler. 2016'daki dokunulmazlıkların kaldırılması bağlamında herhangi bir ilişkisi yok. Ama onlarla ilgili, 'dokunulmazlıkları kaldırılmadan yargılandılar' diyorlar. Bu tamamen bir cehalet." dedi.

TBMM Başkanı Şentop, Mecliste gazetecilerle sohbet ederek, sorularını yanıtladı.

Şentop, 27 Mayıs'ın mağduru ailelerin bir kısmının talebi bulunduğunu ancak yargılamanın sembolik olacağını ifade etti. Şentop, ölmüş kişinin yargılamasının olmayacağını ancak başka şeylerin yapılıp yapılmayacağını düşünmek gerektiğini kaydetti.

Yassıada yargılamalarında mağdur olanlarla ilgili düzenlemeler için geç kalınıp kalınmadığı soru üzerine Şentop, mağdurlar için zaman zaman düzenlemelerin yapıldığını anımsattı. Şentop, "İmkan buldukça, şartlar içerisinde bir şeyler yapmaya çalışmış arkadaşlar." diye konuştu.

-"Menderes ailesiyle görüşeceğim"

"Menderes ailesi ile görüştünüz mü?" sorusu üzerine Şentop, görüşeceğini ifade etti.

Mağdur ailelerinden hala bir kısmında psikolojik olarak tedirginliğin olduğunu anlatan Şentop, "Yassıada'daki açılışa aileler davet edilmişti. Gelmeyenler oldu, çekinerek. 'Artık bu defteri biz kapattık, gelmeyelim görünmeyelim' diyenler olmuş. Gelmeyen herkes bu sebepledir demiyorum ama hala içlerinde bazı ailelerin o tedirginliği yaşadığını görüyoruz." dedi.

– Üç ismin milletvekilliğinin düşürülmesi

Şentop'a, CHP'li Berberoğlu ile HDP'li Güven ve Farisoğulları'nın milletvekilliklerinin düşürülmesi de soruldu. Kendisinin, "Yeniden milletvekili olunca, yeniden dokunulmazlık kazanır." şeklinde açıklamasına, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in eleştirisinin bulunduğunun hatırlatılması üzerine Şentop, şu değerlendirmeleri yaptı:

"Ben aslında uzun zamandır anlatıyorum fakat bir sıkıntı var. Anlama zorluğu var zannediyorum. Herkes hukukçu değil ama her partide hukukçular var. Onların bilmesi gerekir, onlara sorarak konuşması lazım arkadaşlarımızın. Ama sormayanlara da hizmet veriyoruz, kaç defa oldu anlatıyorum. Üç ismin milletvekilliği düşürüldü. İki milletvekilinin dokunulmazlık bağlamındaki durumları farklı. Güven ve Farisoğulları, 27. Dönem'de ilk defa milletvekili seçildiler. 2016'daki dokunulmazlıkların kaldırılması bağlamında herhangi bir ilişkisi yok. Ama onlarla ilgili, 'dokunulmazlıkları kaldırılmadan yargılandılar' diyorlar. Bu tamamen bir cehalet."

– Dokunulmazlık istisnası

Anayasada dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili hükme işaret eden Şentop, anayasanın 83. maddesinde ise iki istisnanın bulunduğunu söyledi.

Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunlardan birisi bütün dünyada olan istisna. Ağır cezalık suçüstü hali; bir milletvekili ağır cezalık bir suç işler ve suçüstü halinde yakalanırsa… Ağır cezalık, suçüstü hali, dokunulmazlığın dışındadır. Meclis içinde de dışında da bir milletvekili, ağır cezalık bir suç işler ve suçüstü olarak yakalanırsa o zaman dokunulmazlık yok. İkinci istisna ise milletvekili seçilmeden önce soruşturma veya kovuşturmanın başlaması şartıyla anayasanın 14. maddesindeki suçlar bakımından. Böyle bir istisna başka ülkelerde yok ama bizim 1982 Anayasası'nda var. Güven ve Farisoğulları ile ilgili milletvekili seçilmeden önce bir yargılama süreci var. Seçilmeden önce başlamış bir soruşturma olduğu için bu konuda milletvekili seçilseler bile dokunulmazlığı, bu dosyalar bakımından kazanamıyorlar.

Berberoğlu, 26. Dönem'de de milletvekiliydi. 26. Dönem'de, Mayıs 2016'da bir anayasa değişikliği ile o sırada dosyası olan milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırıldı. O değişiklik yapılırken benin Anayasa Komisyonu Başkanı olarak söylediğim şey şudur: Her seçim yeni bir dokunulmazlık kazandırır. Bizim bildiğimiz bu. Dolayısıyla her seçim sonucu kazanılan dokunulmazlık ayrı bir dokunulmazlıktır. 27. Dönem'deki dokunulmazlık, ayrı bir dokunulmazlıktır. Bu konu dile getirildi Yargıtayda. Avukatlar bunu dile getirdiler. Ama Yargıtay 16. Dairesi bir karar verdi. Buna itiraz edildi. 17. Daireye gitti. O da bu kararı doğru buldu."

-"Yargı kararı başka bir şey, hukuki görüş başka"

Kesinleşen yargı kararlarının uygulanacağını bildiren Şentop, "Bu benim önüme geldiği zaman, 'ben bunu uygulamıyorum, görüşüm farklı' dersem o zaman ben yargının kesin hükümleri arasında beğendiğini uygulayan, beğenmediğini uygulamayan birisi olurum. Böyle bir hakkım yok." dedi.

Şentop, Mecliste kanun çıkardıklarını, bazı milletvekillerinin muhalif kaldığını dile getirerek, "Kanun yürürlüğe giriyor, hayır oyu verenler 'biz bu kanuna uymayız' diyebilirler mi? Varsayalım ki bir bakan arkadaşımızın beğenmediği, karşı çıkığı bir karar çıktı Meclisten. Bakan arkadaş 'ben buna uymuyorum' diyebilir mi? Mahkemeye çıktınız, hakim bir karar verdi size, 5 yıl hapis cezası. Adliyeden çıkarken polisler sizi yakaladı, 'beni tutamazsınız içeri atamazsınız' diyebilir misiniz? Yargı kararı başka bir şey, hukuki görüş başka bir şey. Benim önüme gelmiş. Kesin bir yargı kararı. Bunu uygulamak zorundayım." ifadesini kullandı.

"Karar okunmamalıdır" demenin mümkün olmadığını aktaran Şentop, bu konuda da bir teamülün bulunmadığını vurguladı.

Şentop, 17. Dönem'den bu güne kadar bütün dönemleri incelediğini, daha önce, yargılanan kişilerin aday gösterilmesi örneklerinin bulunmadığını anlattı. Söz konusu durumun 24. Dönem'e kadar bir örneğinin bulunmadığını ifade eden Şentop, ilk kez Van Milletvekili Kemal Aktaş ile ilgili bir dosyanın bulunduğunu kaydetti.

Meclis Başkanı Şentop, "Yine hukukçu olmayan arkadaşlar konuşurken 'Yargıtay şu tarihte kararı onamış' diyor. Yargıtay kararı onayınca ben buradan kalkıp gidip de Yargıtayın dairesine 'Nerede bu karar? Onadığınız kararı verin de okutayım.' gibi bir iş mi yapacağım? Ben ne zamandan itibaren bakarım bu işe? Resmi olarak Meclis Başkanlığına geldikten sonra ancak bakabilirim." diye konuştu.

(Sürecek)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?