TBMM Başkanı Kahraman İran'da

TAHRAN (AA) – TBMM Başkanı İsmail Kahraman

Kahraman, “Filistin meselesine ilgili Birleşmiş Milletler (BM) kararı ve yerleşik parametreler çerçevesinde adil, kapsamlı ve kalıcı bir çözüm bulunmadan bölgesel ve hatta küresel barış sağlanamaz. Adil ve kalıcı barışın kapısının anahtarı Kudüs'tür. ” dedi.

Kahraman, Tahran'da gerçekleştirilen İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği (İSİPAB) Konferansı'na katıldı.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin açılışını yaptığı konferansta konuşan Kahraman, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın özel selam ve başarı dileklerini iletti.

İSİPAB'ın, İslam dünyasında parlamentoları bir araya getiren yegane kuruluş olduğunu ifade eden Kahraman, platformun, İslam dünyasının karşılaştığı ortak meselelerin ele alınması için önemli bir imkan sunduğunu belirtti.

İslam dünyasının, Kudüs meselesi başta olmak üzere insani sorunlar karşısında tek yürek olması gerektiğini vurgulayan Kahraman, İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkeler arasındaki iş birliğinin önemine işaret etti.

FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki kanlı darbe girişimini şiddetle kınayan ve Türkiye'ye destek veren ülkelere teşekkür eden Kahraman, İSİPAB'ın Türkiye ile dayanışmasını samimiyetle gösterdiğini anımsattı.

Türkiye'nin 1925'te Kudüs'te açtığı başkonsolosluğu ile ilk kıblegah Kudüs'te temsilciliği olan tek Müslüman ülke konumunda bulunduğuna dikkati çeken Kahraman, “Filistin meselesine ilgili Birleşmiş Milletler (BM) kararı ve yerleşik parametreler çerçevesinde adil, kapsamlı ve kalıcı bir çözüm bulunmadan bölgesel ve hatta küresel barış sağlanamaz. Adil ve kalıcı barışın kapısının anahtarı Kudüs’tür. Türkiye barış sürecine gereken her türlü desteği vermiştir, vermeye devam edecektir. ” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdogan'ın daveti ile 13 Aralık 2017'de İstanbul'da Olağanüstü Kudüs Zirvesi toplandığını anlatan Kahraman, zirvede ABD yönetiminin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma ve Tel Aviv'deki Büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma konusundaki tek taraflı kararının hukuk dışı ve geçersiz addedilerek kınandığını ve reddedildiğini anımsattı.

İstanbul Deklarasyonuyla Filistin davasına olan desteğin tüm dünyaya duyurulduğunu kaydeden Kahraman, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kudüs’ün statüsüne ilişkin karar tasarısı, BM Güvenlik Konseyi'nde sadece ABD’nin vetosu yüzünden kabul edilemedi. Bu somut durum, BM Güvenlik Konseyi'nin bugün artık insanlığın yaralarına merhem olamadığını bir kez daha gözler önüne serdi. BM'nin ve Güvenlik Konseyi'nin statüsü yeniden gözden geçirilmelidir. Bu gelişme üzerine, BM Genel Kurulu'nda 21 Aralık 2017'de öncüsü olduğumuz Kudüs konulu kararın ezici çoğunlukla kabul edilmiş olması tehdit ve baskıların hiçbir zaman sonuç vermediğini, Kudüs gibi tüm insanlığı ilgilendiren bir konunun siyasi çıkarlara alet edilemeyeceğini ortaya koymuştur. Bu karar, Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın formüle ettiği gibi 'dünyanın beşten büyük olduğunu' göstermiştir. Bu şuur ve idrak tüm devletlerde yayılmalı ve geliştirilmelidir. Üç semavi din için de Kudüs kutsaldır. Kudüs konusunda alınan ve Kudüs’ün demografik yapısı ile statüsünü değiştirmeyi amaçlayan tek yanlı kararlar Müslümanların vicdanını yaraladığı kadar, barış sürecinin zeminini de tahrip etmektedir. Filistin meselesinin çözümü, 1967 sınırları dahilinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi devamlılık içinde bir Filistin Devleti'nin vücut bulmasıdır. ”

– Rohingya Müslümanlarının durumu

Myanmar'ın Arakan eyaletinde yaşanan gelişmelere uluslararası kamuoyunun duyarlılık göstermesi için Türkiye'nin büyük çaba harcadığını ve İslam İşbirliği Teşkilatı ve Birleşmiş Milletler nezdinde konunun ele alınmasını sağladığını anlatan Kahraman, uluslararası toplumun Rohingya Müslümanlarının Myanmar’a dönmelerine yönelik imzalanan mutabakatın başarıyla uygulanması ve Rohingyalıların bir an evvel güvenli ve onurlu şekilde evlerine dönebilmeleri için Myanmar ve Bangladeş'e yardım etmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye'nin Myanmar ve Bangladeş hükümetleriyle diyalog halinde kalıcı çözüm bulunmasına yönelik çabalarını sürdürdüğünü belirten Kahraman, İSİPAB'ın da bu konuda gerekli duyarlılığı göstereceğine emin olduğunu ifade etti.

Kahraman, Türkiye'nin, Kuzey Kore'nin, BM kararları ve sert yaptırımlarına rağmen, Doğu Asya'da ve küresel ölçekte barış ve istikrarı tehdit eden füze denemelerine güçlü tepki gösterdiğini belirten Kahraman, Kore Savaşı'nda şehitler vermiş ve gazileri olan Türkiye'nin meselenin diplomasiyle çözülmesini desteklediğini dile getirdi.

Türkiye'nin yakın bölgesinde ve dünyanın farklı coğrafyalarında yaşanan tüm gelişmeleri dikkatle izlediğini dile getiren Kahraman, hem çağın gerekleri hem de siyasi ve ekonomik alanlarda artan imkan ve yetenekleri ölçüsünde, Türkiye'nin dış politikasını girişimci ve insani yaklaşımı merkeze alarak yürüttüğünü vurguladı.

Kahraman, Türkiye'nin insani yaklaşımıyla Suriye'deki krizin çözülmesi ve acılarının dindirilmesi için gerekli adımları attığını söyledi.

Irak'ın toprak bütünlüğü ve siyasi birliğinin korunarak kalıcı istikrara kavuşmasının, bölgesel ve uluslararası barış için kritik önem taşıdığını vurgulayan Kahraman, Irak halkının büyük gayretleri sayesinde DEAŞ'a karşı kazanılan askeri zaferi memnuniyetle karşıladıklarını aktardı.

Bu başarının kalıcı istikrara dönüşebilmesi için Irak'ta yeniden imar, yerlerinden edilmişlerin geri dönüşleri ve ulusal uzlaşı konularına odaklanılması gerektiğini ifade eden Kahraman, Türkiye'nin bu alanlarda Irak'a desteğini sürdüreceğini kaydetti.

– “Kıbrıslı Türklere uygulanan haksız izolasyonu hep birlikte kırmalıyız ”

Kriz ve buhranlar başlamadan önce gerekli tedbirleri almanın önemine işaret eden Kahraman, Türkiye'nin önleyici diplomasi ve arabuluculuk konularında uluslararası farkındalığın artırılmasına önemli katkılarda bulunan “Barış için Arabuluculuk ” girişimine eş-başkanlık ve İslam İşbirliği Teşkilatı Üyesi Ülkeler Birinci Arabuluculuk Konferansı'na da yine ev sahipliği yaptığını anımsattı.

Bu Konferansın, İslam İşbirliği Teşkilatı coğrafyasında arabuluculuk alanında sürdürülen kapasite inşa çalışmalarına katkı yapması ve İslam dünyasında yaşanan ihtilaflara çözüm bulunmasını teşvik etmesini hedeflediklerini anlatan Kahraman, “İSİPAB olarak hakları ve gelecekleri için mücadele eden Müslüman toplumlara daha fazla sahip çıkmalıyız ve bu meyanda Kuzey Kıbrıs Türk Devleti adı altında gözlemci statüsüne sahip Kıbrıslı Türk kardeşlerimize karşı on yıllardır uygulanan haksız izolasyonu hep birlikte kırmalıyız. Adada Türk tarafı aleyhine adaletsizce bozulan dengelerin bir ölçüde düzeltilmesi suretiyle kalıcı ve adil bir çözüme katkıda bulunmak, tüm Müslümanların ortak meselesi ve ortak sorumluluğudur. ” ifadelerini kullandı.

Kahraman, İslam İşbirliği Teşkilatı ve İSİPAB kararları doğrultusunda, Batı Trakya'daki Müslüman Türk Azınlığı ile Ege Denizi'ndeki On İkiadalar'da yaşayan Türklerin temel haklarını korumanın da herkesin görevi olduğunu söyledi.

Yukarı Karabağ sorununun Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü çerçevesinde çözülmesini temenni ettiklerini dile getiren Kahraman, Kırım Tatarlarının sorunlarının çözülmesinde de Müslüman ülkeler ve İSİPAB’ın daha çok destek olması gerektiğini vurguladı.

Ortadoğu'da yeni bir krize yol açılmaması gerektiğine işaret eden Kahraman, “Filistin davası hepimizin en temel meselesidir. Mevcut diğer tehdit ve sınamalar karşısında da daha güçlü bir birlik ve dayanışma içinde olmalıyız. Türkiye, dost ve kardeş bir ülke, Körfez İşbirliği Konseyi'nin stratejik ortağı ve İslam İşbirliği Teşkilatı Zirve Dönem Başkanı olarak, bölgedeki kardeş ülkeler arasındaki tüm anlaşmazlık ve meselelerin dostane çözümünü kolaylaştırıcı adımlar atmaya devam edecektir ve desteğini sürdürecektir. ” dedi.

Kahraman, Türkiye'nin de dahil olduğu uluslararası toplumun, Afganistan'da güvenlik ve istikrar sağlanması için çaba gösterdiğini, bu konuda İslam İşbirliği Teşkilatı ülkelerinin daha güçlü dayanışma sergilemesinin durumun düzeltilebilmesine yardımcı olacağını bildirdi.

İran'da geçtiğimiz günlerde yapılan gösterilerde Cumhurbaşkanı Ruhani'nin çağrılarına rağmen can kayıpları yaşanmasından üzüntü duyduklarını aktaran Kahraman, meselenin kısa zamanda sonuçlandırılmasını da memnuniyetle karşıladıklarını söyledi.

İslam ülkelerinin huzur ve istikrarını kendi huzur ve istikrarından ayrı görmediklerini vurgulayan Kahraman, Yemen'deki çatışmaları ve insani durumu kaygıyla izlediklerini anlatarak, Türkiye’nin Yemen'e insani desteğini sürdüreceğini belirtti.

Keşmir ihtilafının da daha fazla vakit geçmeden sonlanmasını istediklerini dile getiren Kahraman, “Hiçbir kıta ve ülke bizlere uzak değildir. Türkiye tüm kıtalarda, tüm dünyada akif olma gayretindedir. ” dedi.

Kahraman, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Afrika ziyaretine de değinerek, Afrika'ya yönelik kalkınma ve insani yardımların, bu kıta insanının daha müreffeh koşullara kavuşmasını amaçladığının altını çizdi.

– “Terörizmin önlenmesi devletlerin birlikte hareket etmesiyle mümkün ”

Terörün insanlık suçu olduğunu vurgulayan Kahraman, şunları kaydetti:

“Terörizmin önlenmesi devletlerin bir araya gelerek, birlikte hareket etmesiyle mümkündür. FETÖ, PKK/PYD, DEAŞ, DHKP-C, her ne şekilde tezahür ederse etsin, tüm terör örgütlerine karşı küresel mücadelenin önemini her zaman vurgulamaktayız. Terörle mücadelede esasen, terörizmin ve aşırıcılığın kökenine inmek gerekmektedir. Bu bağlamda yönetim zafiyetlerinin, sosyoekonomik eşitsizliklerin, kırılganlıkların, adaletsizliklerin ve zayıf noktaların ortadan kaldırılması için samimi ve somut çabalara ihtiyaç vardır. Benzer şekilde, başta Batı ülkeleri olmak üzere, dünyada yaşanan İslam düşmanlığına karşı da samimi ve somut çaba harcamalıyız. Batı ülkelerinde yaşayan Müslüman kardeşlerimiz, ırkçı ve ayrımcı uygulamalar ve zaman zaman şiddete varan çok ciddi tehlikelerle karşı karşıyadır. ”

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?