Sokak hayvanları için umut Mecliste

TBMM (AA) – SEVAL GÜLER- Antalya’da aracını üzerine sürdüğü sokak köpeklerinden birinin ölümüne neden olan sürücüye para cezası kesilmesi, bu konudaki yasal düzenlemeleri de gündeme taşıdı.

Sokak hayvanlara kötü muameleyle ilgili olaylarda yasalar çerçevesinde idari para cezalarının verilebiliyor olması 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nu da tartışmaya açtı.

AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, Türk Ceza Kanunu’na göre, sahipli hayvanlar “mal” olarak değerlendirilerek, bu hayvanların öldürülmesi durumunda ilgili kanun uyarınca mala zarar verme suçundan işlem yapılıyor. Sahipsiz sokak hayvanları ise 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu kapsamında ele alınırken, bu kanun hükümleri kabahatler hukuku kapsamına değerlendiriliyor ve cezalarda bu doğrultuda veriliyor.

Hayvanlara yönelik suçların önlenmesinde en önemli unsur olarak görülen cezai yaptırımların artırılmasının yolu yasal düzenlemelerden geçiyor. Konuya ilişkin milletvekillerince hazırlanan ve ilgili birim TBMM Çevre Komisyonu’na havale edilen tekliflerin gündeme alınması ya da yeni bir düzenlemenin Meclise sunularak yasalaşması halinde, hayvanlara yönelik suçlarda cezaların artması gündeme gelebilecek.

Milletvekillerince hazırlanarak TBMM Çevre Komisyonu’na havale edilen kanun teklifleri temelinde hayvanlara yönelik suçların kabahatler hukuku kapsımından çıkarılarak, Türk Ceza Kanunu’nun sınırları içine alınması öngörülüyor.

Komisyona havale edilen teklifler arasında, hayvanlara yönelik işlenen suçlarda cezaların artırılmasıyla ilgili düzenlemelerin yanı sıra CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, 2015 yılında Meclis Başkanlığı’na sunduğu Hayvan Hakları Bakanlığı’nın kurulmasına ilişkin teklif de bulunuyor.

– “Sadece vicdana bırakılamaz”

AA muhabirinin konuya ilişkin sorularını yanıtlayan, TBMM Çevre Komisyonu Başkanı AK Parti Gümüşhane Milletvekili Cihan Pektaş, Türk toplumunda hayvanlara yönelik sevgi ve şefkat duygusunun yüksek olduğunu ancak tüm sorunların çözümünde olduğu gibi hayvanların korunması konusunda da temel çözümün yolunun eğitimden geçtiğini vurguladı.

“Her ne kadar, insanımızın yüksek duygularını hesaba katsak bile, bazı hususlar
sadece insan vicdanına bırakılmamalıdır. Psikolojik bozukluklar ve daha birçok nedenden dolayı her millette olduğu gibi suça yönelen insanlarımızın da varlığını hesaba katarak bu alanda caydırıcı uygulamalara da yer vermek zarureti vardır.” diyen Pektaş, bu doğrultuda 2004 yılında 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun çıkarıldığını hatırlattı.

Bu kanunun 2008 ve 2010 yıllarından ihtiyaçlar doğrultusunda değiştirildiğini, ancak birkaç maddeyi kapsayan bu değişikliklerin son derece sınırlı olduğunu anlatan Pektaş, şöyle konuştu:

“Bu Kanunla hayvanları koruma konusunda hassasiyetini açığa vuran Türk insanı ahlaki, vicdani ve inançları itibarıyla ülkemizdeki bu yasal boşluktan rahatsızdır.
Hepimizin malumu olduğu üzere zaman zaman ülkemizde hayvanlara yönelik, vicdanlı her insanı rahatsız edecek öldürme, işkence, cinsel saldırı fiiller yaşanabilmektedir.
Mevcut kanunumuza göre bu fiillere sadece para cezası verilebilmekte, hapis cezası uygulanamamaktadır. Bu boşluğu gidermek amacıyla 24. Yasama Döneminde,
2012 yılında oldukça kapsamlı bir değişiklik çalışması yapılmıştır.
Orman ve Su İşleri Bakanlığımız tarafından hazırlanan kanun tasarısı komisyonumuzda
uzun süren bir çalışmayla Meclis Genel Kuruluna sevk edilmiş,
ancak Genel Kurul gündeminin yoğunluğu nedeniyle kanunlaşamayarak kadük olmuştur.”

O dönem komisyonun çok kapsamlı bir çalışma yürüttüğünü aktaran Pektaş, meslek odaları, akademisyenler, sivil toplum örgütleri, belediyeler, üniversiteler gibi pek çok çevrenin görüşlerinin alındığını, düzenlemenin bu şekilde oluşturulduğunu kaydetti.

– Yasalaşmış olsaydı 3 yıl hapis cezasıyla yargılanabilirdi”

Söz konusu kanun tasarısında, ev hayvanını sahiplenen, satan veya ona bakan kişinin yükümlülükleri arasına, hayvanı ‘hayvan refahına uygun’ bir şekilde barındırmak yükümlülüğünün getirilmesi, deney hayvanlarının ithalat ve ihracatının izne tabi tutulması, akvaryum balıkları ve kuşlar hariç, pet-shoplarda hayvan satışı ile hayvanlı kara sirklerinin yasaklanması, yunus parkı olarak bilinen su sirklerinin sınırlandırılması, hayvanlara dönük yasaklar genişletilerek, para ve hapis cezalarının önemli ölçüde artırılması gibi düzenlemelerin yer aldığına işaret eden Pektaş, şöyle devam etti:

“Antalya’da bir şahıs, köpeği arabasıyla ezerek öldürdü. Tasarı kanunlaşmış olsaydı, bu şahıs 3 yıl hapis cezasıyla yargılanabilecekti.

Orman ve Su İşleri Bakanlığımız kadük olan
bu komisyon metnini esas alarak, yine pek çok sivil toplum kuruluşu, kurum ve kuruluşun görüşünü alarak
yeni bir çalışma yaptı. Bu çalışmanın önümüzdeki aylarda Bakanlar Kurulu tarafından TBMM’ye sunulmasını bekliyoruz. Şu an Komisyon gündemimizde 5199’da
değişiklik yapılmasına ilişkin, milletvekillerimiz tarafından verilmiş üç tane kanun teklifi mevcut.
Ancak bu teklifler kapsam olarak, Bakanlığımızın yürüttüğü çalışmaya nazaran daha sınırlı niteliktedir. Hükümetimiz tarafından Meclise sunulacak tasarıyla birlikte bu teklifleri de gündemimize alıp görüşeceğiz.”

Pektaş, bu çalışmanın geçen yasama dönemindeki gibi kapsamlı, tüm paydaşların görüşünü alan bir çalışma olacağını ifade ederek, bütün canlıların haklarının kutsal olduğunu, korumak için herkesin elinden gelen gayreti göstermesi gerektiğine inandıklarını vurguladı.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?