“Selam Tevhid”de kumpas davası

ANKARA (AA) – Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY), “Selam Tevhid” soruşturmasında kumpas kurduğu iddiasına yönelik soruşturmanın yargı ayağını oluşturan ve binlerce kişi hakkında usulsüz dinleme kararı vermekle suçlanan 54 hakim ve savcının yargılandığı davaya devam edildi.

Yargıtay 16. Ceza Dairesinde görülen duruşmaya, sanıklar ve avukatları ile müşteki avukatları katıldı.

Mahkeme heyetine Daire Üyesi Mehmet Öztunç’un başkanlık yaptığı duruşmada, FETÖ soruşturmaları kapsamında aranırken sahte kimlik ve pasaportla yakalanan eski savcılar Adnan Çimen ile Sadrettin Sarıkaya savunma yaptı.

Sanık Çimen, başka savcıların açtığı dosyada bir karar verdiği için yargılandığını söyledi.

Soruşturmayı başlatan savcının asıl karar veren konumunda olduğunu ifade eden Çimen, dinleme kararının uzatılması yönündeki taleplerde dosyanın incelenmesinin mümkün olmadığını savundu. Çimen, “Çünkü dosyanın asıl savcısı karar vermiş, sorumlu asıl savcıdır. Bu dosyanın da 4 savcısı var, diğer savcılar olayın gidişatına göre bakıp, imza atar.” dedi.

Soruşturmanın 2011’de başladığını ve 6 ay sonra bir kişiye ilişkin dinleme kararının uzatılmasına yönelik talebin önüne geldiğini anlatan Çimen, “yerine” ifadesi kullanarak imza attığını, bu ifadenin imza atanın sorumluluğunu sınırlandırdığını ileri sürdü.

Sanık Çimen, 15 Temmuz darbe girişiminden sorumlu tutulamayacağını savunarak, “Tankın içinde ben yoktum.” ifadesini kullandı.

Savunmanın ardından Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Kenan Zeybek, “Doğru, tankın içinde yoktunuz ama başka bilgiler var. Sahte kimlikle yakalanmışsınız. Suçsuz olduğunuzu savunuyorsunuz, öyleyse neden meşru olmayan zemine kaydınız? Ben bir hukukçuyum, sahte kimlik nerede bulunur bilmiyorum, salonda bulunan diğer kişilerin de bildiğini sanmıyorum. Bunu nereden temin ettiniz?” sorularını yöneltti. Çimen ise “Bu duruşma sahte kimlik duruşması değil.” karşılığını verdi.

Çimen’in, darbe girişiminden sonra televizyonda yüzü, gözü moraranları gördüğünü ve bu yüzden teslim olmadığını savunması üzerine Savcı Zeybek, “Yüzü gözü moraranların durumu, darbe girişiminin bastırılması sırasında aldıkları yaralardan kaynaklı. Siz darbe girişimine katıldınız mı ki öyle bir korkunuz oldu? Ayrıca, soruma cevap alamadım. Sahte kimliği nereden, nasıl temin ettiniz?” diye sordu.

Çimen, olağanüstü hal uygulaması nedeniyle ailesiyle ve çevresiyle irtibatının koptuğunu, hayatını sürdürebilmek için kimliğe ihtiyaç duyduğunu ifade ederek, kaçmak gibi bir niyetinin olmadığını, vatanını çok sevdiğini ve yakınlarına öldüğünde Çanakkale Şehitliği’ne yakın bir yere defnedilmeyi vasiyet ettiğini savundu.

Daha sonra savunma yapan sanık Sadrettin Sarıkaya, nöbeti sırasında baktığı dosya kapsamında o güne kadar tanımadığı bir üniversite görevlisi hakkında verdiği karar nedeniyle yargılandığını ifade etti.

Dosyayı inceleme imkanının olmadığını, sadece talebi gördüğünü öne süren Sarıkaya, bunun söz konusu kişi hakkındaki dinleme talebine ilişkin ilk uzatma kararı olduğunu anlattı.

Dosyanın sadece 15-20 dakika önünde kaldığını ve bir daha bu dosyayı görmediğini iddia eden Sarıkaya, siyasiler ve tanınmış kimseler hakkında dinleme ve teknik takip kararı vermediğini, kanuna aykırı bir işlem yapmadığını ileri sürdü.

Sarıkaya, ByLock kullandığına ilişkin raporları da reddederek, bu programı kullanmadığını savundu.

Savunmanın ardından Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Zeybek, “Bir internet haberi var. 27 Ekim 2013’te Almanya’ya gittiğiniz ve darbe girişiminden önce Türkiye’ye döndüğünüz, ardından yurt dışına çıkamadan sahte pasaportla yakalandığınız yazıyor. Bunlar doğru mu?” diye sordu.

Bilgilerin kısmen doğru olduğunu belirten Sarıkaya, hakkında yakalama kararı yokken yurt dışına çıktığını, suçu olmadığı için döndüğünü, darbe girişimiyle ilgisinin olmadığını öne sürdü.

Duruşma yarına bırakıldı.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?