Şehircilik Şurası

ANKARA (AA) – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bizler her alanda olduğu gibi şehircilik konusunda da tarihimizden ibret alarak hataların tekerrürünü önlemek mecburiyetindeyiz. Geçtiğimiz 14 yılda bu konuda çok önemli adımlar attık.” dedi.

Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi’nde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca düzenlenen “Şehircilik Şurası”nın açılışına katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şehircilikte Yeni Vizyon” temasıyla düzenlenen şuranın ülke, millet ve özellikle de şehirler için hayırlara vesile olmasını diledi. Erdoğan, açılış programının ardından yaklaşık 3 ay boyunca 4 komisyon halinde çalışmalarını yürütecek olan şuraya katkı verecek herkese şükranlarını sundu.

Erdoğan, şuranın, bilim insanlarından ilgili kurumların uzmanlarına, sivil toplum kuruluşlarından meslek örgütlerinin temsilcilerine kadar geniş bir katılımla çalışacağını söyledi.

Şehirlerin meselelerinin ve bunların çözüm yollarının enine boyuna tartışılacağı şuranın, bu alanda bir dönüm noktası olacağına inandığını belirten Erdoğan, toplumdan uzak, tek başına yaşamanın insan fıtratına aykırı olduğunu, şehirlerin de işte bu fıtri ihtiyaçtan doğduğuna işaret etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, güzellik ve estetik arayışının da insanın özünde var olan hasletlerden olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

“Medeniyet kavramının, insanların bir arada yaşadıkları şehirleri ve o şehirleri anlamlı kılan yapıları da ifade eden geniş bir anlam dünyası vardır. Gerçekten de insan, doğanın çehresini değiştirebilecek müdahaleler yapma bilgisine ve iradesine sahip alemdeki tek varlıktır. Şayet bu müdahale güzele, iyiye, hayırlıya ulaşma yönünde olursa insan, Allah’ın yeryüzündeki halifeliği vasfına uygun davranmış olur. Aksi yönde hareket ederse bu, Allah ile haşa yarışma yolunu açar ki, o yolun sonu hem insanın hüsranıdır hem de dünyanın mahfıdır.”

– “Medeniyetimizde şehirler, insanın yaratıcısına yönelişinin simgeleridir”

Batı medeniyetinin büyük ölçüde işte bu ikinci yolda ilerlediği için üretim ve sahip olduğu devasa üretim ve inşa kapasitesine rağmen, insanların mutluluğuna aynı oranda katkıda bulunamadığını ifade eden Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Halbuki bizim medeniyetimizde şehir daha doğrusu binalar, sokaklar, mahalleler insanın yaratıcısına yönelişinin simgeleridir, öyle olmak zorundadır. Hatta şehri, cennet tasavvurunun bir parçası görenler dahi mevcuttur. İbn-i Haldun’a göre, şehirlerin bir ruhu vardır ve insanlar, zamanla yaşadıkları şehrin ruhuyla özdeş hale gelir. Bir başka ifadeyle şehirde yaşamaya karar vermek aynı zamanda bir hayat biçimi tercihidir. Bu bakımdan insanla-şehir arasındaki ilişkiyi doğru kurmak çok ama çok önemlidir. Eğer şehir ile insan arasındaki ilişki, insan öncelikli olmazsa işte o zaman yaşadığımız çevre manevi boyutuyla da üzerimize çökmeye başlar.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yahya Kemal’in, “Bir iklimin manzarası, mimarisi, halkı arasında ahenk varsa, orada gözlere bir vatan tablosu gözükür.” sözlerini aktararak, şunları kaydetti:

“Bizim için şehir hem vatandır hem de Rabbimiz’e yönelişimizin tezahürüdür. Tarihimizde, şehir-insan ilişkisini, vatan sevgimizi ve Rabbimiz’e olan yönelişimizi de kapsayacak şekilde kurmaya çalıştığımıza dair sayısız örnek bulunuyor. Ecdadımızın Orta Asya’dan Pakistan ve Hindistan’a, Selçuklu coğrafyasından Osmanlı’nın 3 kıtaya yayılan o görkemli mirasına kadar çok geniş bir müktesebata sahiptir.

Bununla birlikte özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde yaşadığımız şehircilik facialarının sebepleri çok iyi tespit edilmelidir. Akif’in dediği gibi ‘Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar. Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü eder.’ Bizler her alanda olduğu gibi şehircilik konusunda da tarihimizden ibret alarak, hataların tekerrürünü önlemek mecburiyetindeyiz. Geçtiğimiz 14 yılda bu konuda çok önemli adımlar attık. Elbette bu süreçte yapılan işlerin de eksikleri olmuştur. Ama şu bir gerçektir ki, Türkiye tarihinin en kapsamlı, sosyal yönü en güçlü, halkımızın her kesimine hitap eden şehirleşme hamlesini bu dönemde gerçekleştirmiştir.”

(Sürecek)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?