Salgının ilk dönemlerinde artan evde ekmek yapımına ilgi azaldı

İSTANBUL (AA) – KAAN BOZDOĞAN – Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle geçen yıl "evde kal" çağrılarına uyarak ekmeğini evlerinde yapmaya başlayan vatandaşların başlattığı "evde ekmek yapma" akımına ilgi azalınca fırınlardaki satışlar yeniden arttı.

Salgının ilk dönemlerinde sağlık tedbirleri dolayısıyla dışarı çıkmak istemeyen vatandaşların başlattığı, sosyal medyanın da etkisiyle kısa sürede adeta akıma dönüşerek fırınlardaki ekmek satışını yaklaşık yüzde 35 azaltan, zaman zaman marketlerde un ve maya stoklarının tükenmesine neden olan evde ekmek yapımı, son aylarda azaldı.

İstanbul Fırıncılar Odası Başkanı Erdoğan Çetin, AA muhabirine, evde ekmek yapımının daha maliyetli olduğunu söyledi.

Fırıncıların ürünleri toptan alındığına değinen Çetin, şunları söyledi:

"Ekmek yapmanın maliyeti dışarıdan satın almaya göre daha yüksek. Yani aldığın ham madde pahalı, elektrik daha pahalı. Fırıncının ham madde (toptan) almasıyla vatandaşın evine 1-2 kilo un alması arasında ciddi farklılıklar var. Elektrik hakeza aynı şekilde, en büyük gider elektrik. Bir tane iki tane ekmek pişirmek için koskocaman fırını bir iki saat yakıp oradan ekmek çıkarmak oldukça maliyetli. Dışarıda ekmeği şu an 2 liraya alıyorsan kendi yaptığın ekmek belki 5-6 liraya mal oluyor. O bir furyaydı, hevesti. Pandemi dolayısıyla o günlerde insanlar dışarıdan bir şeyler yemek istemiyordu. Bu süreç de zamanla atlatılmış oldu. Bu furya fırıncıların ekmek satışlarını etkiledi ama şimdi fırıncılar için öyle bir sıkıntı yok."

Beyaz ekmeğe olan ilginin azaldığını, insanların daha çok esmer (tam buğday, tahıl, kepek vb.) ekmeğe yöneldiğini anlatan Çetin, paketli ekmeklerin satışında da artış yaşandığına dikkati çekti.

İstanbul'da artan fırın sayısının üretim kapasitesini olumsuz etkilediğine vurgu yapan Çetin, kentte fırın sayısının son bir yılda yaklaşık yüzde 10 artarak 3 bin 500'ü aştığını ifade etti.

– Evde yapılan hamur işleri vatandaşa kilo olarak döndü

Beslenme Uzmanı Sezen Çetinkaya Eren da salgın dolayısıyla eve kapanma sürecinin beslenme alışkanlıklarını değiştirdiğini, kişilerin bu dönemde özlenen ev yapımı lezzetler için mutfakta daha çok vakit geçirdiğini belirtti.

Ev yapımı ekmek, poğaça, börek ve mantı gibi hamur işlerinde tüketimin, hareketsizlikle birlikte kilo problemi olarak kişinin karşısına çıktığını anlatan Eren, bu dönemin sonunda kliniğe başvuran danışan sayısında da artış gözlendiğini dile getirdi.

Eren, "Danışanlarımdan bu süre içerisinde 10-15 kilo gibi ciddi kilo artışı ile başvuranlar oldu. Fazla kilo ile beraber tabii sağlık problemleri de görülmeye başladı. Kilo alan kişilerde yüksek oranda yağlanma ve buna bağlı olarak karaciğer yağlanmaları ve karın içi yağlanmada artış görüldü. Yüksek miktarda basit karbonhidrat tüketimi ile tip2 diyabet gelişimi ve insülin salınımında da bozulmalar görülmeye başladı." değerlendirmesinde bulundu.

Kilo kaynaklı sağlık problemleri yaşayan birçok kişinin durumlarını düzeltmek için beslenme uzmanlarından ve spor profesyonellerinden destek almaya başladığını kaydeden Eren, geçen yıla oranla evde ekmek ve hamur işi yapımlarının minimum seviyeye düştüğünü ifade etti.

Eren, salgından korunmak ve bağışıklığı yüksek tutmak için günde 10-15 bardak su, 5 porsiyon sebze-meyve, 2-3 porsiyon protein, 2 su bardağı süt, kefir veya yoğurt, 4-5 dilim tam buğday ekmeği, haftada ikişer kez de kuru bakla ve balık tüketilmesini, bunun yanı sıra her gün 30 dakika egzersiz yapılmasını önerdi.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?