ORSAM'ın çevrim içi panelinde Türkiye-Lübnan ilişkileri ve Doğu Akdeniz'deki iş birliği fırsatları ele alındı

BEYRUT (AA) – Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) ile Lübnan'da faaliyet gösteren İş Birliği ve Barış İnşası Araştırma Merkezi (RCCP), Doğu Akdeniz'de kıyıdaş iki ülke olan Türkiye ve Lübnan arasındaki iş birliği fırsatlarının tartışıldığı çevrim içi bir panel düzenledi.

RCCP Müdür Yardımcısı Said el-Kuzah moderatörlüğünde gerçekleşen panelde, RCCP Genel Müdürü Danya Kulaylat Hatib, ORSAM Körfez Çalışmaları Uzmanı Dr. Mustafa Yetim, ORSAM Ekonomi Çalışmaları Direktörü Dr. Recep Yorulmaz ve Lübnan merkezli Besme İnsani Yardım Derneği Müdürü Dr. Gülşen Sağlam konuştu.

RCCP Genel Müdürü Hatib, Lübnan'ın deniz sınırlarını belirlemesinin ardından Türkiye'nin desteğiyle Doğu Akdeniz'de söz sahibi ülkeler arasında yer alabileceğini, dolayısıyla Beyrut'un Ankara'ya ihtiyacı olduğunu ifade etti.

Türkiye'nin Arap ülkelerine yönelik politikasının, Adalet ve Kalkınma Partisinin tarihine bağlılığı doğrultusunda değiştiğini söyleyen Hatib, "Arap ülkeleri, İslam ve çağdaşlık ile adaleti sağlama konusunda Türkiye'nin oluşturduğu modele hayran kalıyor." dedi.

Türkiye'nin Lübnan'a yardım imkanlarına sahip bir ülke olduğuna dikkati çeken Hatib, Lübnan'ın özellikle gıda maddeleri ve ilaç sanayisini geliştirmede de Türkiye'ye ihtiyacı olduğunu kaydetti.

– Doğu Akdeniz'deki iş birliği imkanı

İç savaşın son bulduğu 1990'dan beri ekonomik ve diğer birçok krizlere boğuşan Lübnan'ın, üreten bir ülke olma yolunda reformları hayata geçirme çabasında olduğunu söyleyen Hatib, Türkiye'nin sanayisiyle üretim yapan örnek bir ülke olduğuna ve Lübnan'la tecrübelerini paylaşabileceğine vurgu yaptı.

Türkiye ile Lübnan arasında Doğu Akdeniz konusundaki iş birliği imkanına da değinen Hatib, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Lübnan'ın Akdeniz'e açılan ciddi bir kıyısı var ancak ülkenin deniz sınırları henüz belirlenmemiştir. Lübnan, deniz sınırlarına kavuştuktan sonra Doğu Akdeniz'deki çekişmelerde söz sahibi olacağı gibi sağlam bir duruş da sergileyecektir. Tabii ki Lübnan'ın bu duruşu Türkiye'den destek bulacaktır."

Deniz sınırı konusunda Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile Lübnan arasında 2003'te oluşturulan taslağın, "GKRY'nin Lübnan onayını almadan hiç kimse ile sınırlarını belirlemeyeceğini" içerdiğini hatırlatan Hatib, "Dolayısıyla Lübnan, deniz sınırlarını belirledikten sonra Doğu Akdeniz'deki kaynakların dağılımında rol alacaktır." ifadelerini kullandı.

– "Türkiye'nin tek hedefi bölgede istikrarın sağlanmasıdır"

ORSAM Uzmanı Dr. Yetim de Türkiye ile Lübnan arasında tarihten gelen bir bağ olduğuna dikkati çekti.

Yetim, Akdeniz kıyısındaki Lübnan'ın 2000 yılı öncesine kadar benimsediği demokrasiyle Orta Doğu'da örnek gösterilen bir ülke olduğu ancak bölgesel ve uluslararası müdahaleler sonucu bugünlerde çeşitli krizlerle boğuştuğuna işaret eti.

Türkiye'nin Lübnan'a sivil toplum kuruluşları üzerinden insani yardımlar ulaştırmaya devam etmesine rağmen iki ülke arasındaki ilişkilerin istenilen düzeye çıkmadığını söyleyen Yetim, Türkiye'nin Lübnan'la özellikle ticari ilişkilerini geliştirmeye istekli olduğunu dile getirdi.

Yetim, "Lübnan halkı, Türk halkını seviyor ve Türkiye'ye de çok güveniyor. Çünkü Lübnanlılar, Türkiye'nin askeri ve tıbbi yardımlarının yanı sıra ekonomisine katkılar sağladığını görebiliyor. Ayrıca Türkiye'nin, Katar gibi krizlerle karşı karşıya kalan bazı ülkelerin yanında yer aldığı da görülebiliyor." diye konuştu.

Türkiye'nin Lübnanlı gruplar arasında tercih yapmadığına da vurgu yapan Yetim, "Türkiye'nin tek hedefi var, o da bölgede istikrarın sağlanmasıdır." dedi.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?