Minik Alperen'in ölümüne ilişkin dava

İZMİR (AA) – İzmir'in Çiğli ilçesinde okul servis minibüsünde unutulmasının ardından yaşamını yitiren 3 yaşındaki Alperen Sakin'in ölümüne ilişkin İlçe Milli Eğitim Müdürü ve 2 şube müdürü hakkında “ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma ” suçlamasıyla açılan davada sanıklar hakim karşısına çıktı.

Karşıyaka 4. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davaya, Çiğli İlçe Milli Eğitim Müdürü Mesut U. katılmazken, şube müdürleri Hüseyin B. ve Şener Ş. ile taraf avukatları, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı Müjgan Bilgen Özen, İzmir Barosu'nu temsilen avukatlar, Alperen Sakin'in annesi Buket ve babası Serkan Sakin katıldı.

Tutuksuz sanık Hüseyin B, 4 yıldır şube müdürü olarak görev yaptığını belirterek, Alperen'in ölümünden büyük üzüntü duyduğunu ifade etti.

Hüseyin B. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yetkilendirme ile özel eğitim kurumlarının kendi uhdesinde olduğunu aktararak, şunları söyledi:

“Özel Eğitim Kurumları Yönetmeliği'nin 67. maddesine göre denetim yapacak kişiler olarak, 'Milli Eğitim Bakanlığı maarif müfettişleri ile müfettiş yardımcıları ve il milli eğitim müdürlerinin görevlendirdiği şube müdürleri ve diğer denetim yetkisi bulunanlarca denetlenir' hükmü bulunmaktadır. Bu maddeden de anlaşılacağı gibi yetkilendirme İl Milli Eğitim Müdürlüğünce yapılır, dolayısıyla bu olay öncesinde şahsıma yapılmış bir yetkilendirme yoktur. ”

Davaya konu anaokulunda 2016 yılında İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından görevlendirilmiş maarif müfettişleri tarafından denetleme yapıldığını ve rapor hazırlandığını söyleyen Hüseyin B, şunları kaydetti:

“Bu rapor bize bir üst yazı ile gelmiştir. Üst yazıda, 'Adı geçen kurumların denetim tebliğinde belirtilen eksikliklerin giderilmesi ile takibin müdürlüğünce yapılması' istenmiştir. Eksiklik sadece okula yatacak veliler tarafından ödenecek öğrenci ücretlerinin okul adına açılmış bir banka hesabına yatırılması hususuydu. Bunun açıldığının kontrol edilmesi bizden istenmiştir. Biz de bu yönde tespit yaptık. İlçe bazındaki okullardaki şikayetlerle ilgili olarak kaymakamlık oluruyla bir komisyon oluşturulmuştu. Fakat davaya konu anaokulu yönünden hiçbir şikayet gelmemiştir. Benim görevim dahilinde olmayan bir denetlemeyi yapmadığım iddiası ile şu an yargılanıyorum. Söylediğim gibi denetleme, İl Milli Eğitim Müdürlüğünün görevlendireceği şube müdürleri tarafından yapılır. Suçlamayı kabul etmiyorum. ”

Tutuksuz sanık Şener Ş. 4 yıldır şube müdürü olarak görev yaptığını aktararak, Haziran 2014 yılında özel okulların kendi uhdesine verildiğini söyledi.

Sanık, 2016 haziranına kadar bu görevi yürüttüğünü belirterek, “Benim görevim sona ermesine rağmen geçmişe geçerli ve uzun bir tarihi kapsayacak şekilde benim sorumluluğumu işaret eden iddiayı kabul etmiyorum. Benim zamanımda da yapılan denetimler sonrası gönderilen raporda söz konusu okulda su deposunun faaliyette olmadığı ve oyun alanında kum havuzunun bulunmadığı tespitleri vardır. Ben de okuldan bu eksikliklerin giderilmesini istedim. Beraatimi talep ediyorum. ” diye konuştu.

– “Alperen okuldan geldiği zaman elinde kolunda morluklar olurdu ”

Baba Serkan Sakin 15 yıl Almanya'da ikamet ettikten sonra Türkiye'ye yerleştiklerini ve çocukları Alperen'i Özel Sevgi Yumağı okuluna kayıt yaptıklarını anlatarak, şunları kaydetti:

“Okula gittiğimizde tabelasında Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı yazısını gördüğümüzde şüphemiz yoktu. Biz buna güvendik. Olaydan sonra pek çok eksikliği öğrendik. Aracın belgesinin olmaması, servis görevlisinin çalışma şartlarının bulunmaması hususlarını bizim bilmemiz mümkün değildir. Bu olaydan sonra öğrendik ki bir veli çocuğunun makatından kan gelmesi üzerine hastaneye götürmüş, doktorun beyanına göre karnına şiddetli bir darbe aldığı belirtilmiş, veli şikayetçi olmak istemiş ancak okul görevlileri tarafından taciz edilmiş.

Alperen okuldan geldiği zaman elinde kolunda morluklar olurdu. Düşmüş olabileceğini düşünürdük. Ne zaman okula gitsem bir sorunla karşılaşırdım. Alperen'in vefatından sonra tüm velilerle konuştum. Benzer sorunlar olduğunu gördük. Aşağı top havuzuna kapatılırlarmış. Kreşin içerisinde bu kadar sorun varken denetim nasıl yapılmaz veya tam yapıldığı nasıl söylenir? Ayrıca Alperen'in ölümünden sonra okuldaki diğer velilerle görüştük. Hatta sanık şube müdürünün kardeşiyle de görüştük. Kendisi de Sevgi Yumağı Anaokuluna çocuğunu gönderdiğini ve çocuğunun şiddet görmüş olabileceğini söyledi. Şube müdürünün akrabasının açıklamalarından hiç mi haberi olmadı? Hiç mi duymadı kardeşinden bunu? Ben bu olayda okulu denetleyen kim, anlamış değilim. ” diye konuştu.

Anne Buket Sakin de “Biz '3 yaş altı çocuk alınıyor mu?' diye sorduğumuzda 'Sorun yok, biz Milli Eğitim Bakanlığıyla çalışıyoruz' dediler. Gerek Yurdagül gerek okul müdürü Bekir Gül, bize bu açıklamayı yapmışlardı. Olaydan sonra Alperen'in e-okul kaydı olmadığını öğrendik. ” dedi.

Müşteki avukatı Şenol Diş, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER), Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER) ve ALO 147'ye olay öncesi davaya konu anaokulu yönünden bir şikayet olup olmadığının sorulması talebinde bulundu.

Hakim CİMER ve BİMER'e yazı yazılarak olay öncesinde okula ilişkin şikayet ve talep varsa kendilerine iletilmesine, İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğüne yazı yazılarak, Çiğli sınırları içerisinde özel eğitim kurumları yönünden (sanıkların bahsettiği 67. maddesi kapsamında) denetleme konusunda bir yetki devri yapılıp yapılmadığı hususunda bilgi verilmesine karar vererek, duruşmayı erteledi.

– Olay

Çiğli ilçesinde 15 Ağustos 2017'de anaokuluna gitmek için sabah evinden alınan ancak unutulduğu okul servis minibüsünde baygın bulunan 3 yaşındaki Alperen Sakin, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti.

19 Temmuz'da görülen karar duruşmasında Alperen Sakin'in ölümünde ihmali oldukları ve delilleri yok etmeye teşebbüs ettikleri gerekçesiyle 6 sanık hakkında 5 yıldan 9 yıla kadar hapis cezaları verilmişti.

İlçe Milli Eğitim Müdürü ve 2 şube müdürü hakkında da “ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma ” suçlamasıyla dava açılmıştı. 3 kişi hakkında 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası talep edilmişti.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?