Merkez Bankası PPK toplantı özeti (2)

İSTANBUL (AA) – Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde, 3. çeyreğe ilişkin öncü göstergelerin, küresel ekonomide 2. çeyreğe kıyasla daha da olumlu bir büyüme performansına işaret ettiği belirtilerek, 2017 sonu büyüme öngörülerinin yukarı yönlü güncellendiği bildirildi.

Kurulun 14 Eylül’deki toplantısına ilişkin yayımlanan özette, küresel iktisadi faaliyette son dönemde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler kaynaklı bir toparlanma eğilimi gözlendiği ifade edildi.

Tüketici ve reel kesim güven endekslerindeki iyimser görünümün yanı sıra küresel finansman koşullarının elverişli olmaya devam etmesi ve emtia fiyatlarının istikrara kavuşmasının katkısıyla küresel iktisadi faaliyetteki olumlu seyrin sürdüğü belirtilen özette, “3. çeyreğe ilişkin öncü göstergeler, küresel ekonomide 2. çeyreğe kıyasla daha da olumlu bir büyüme performansına işaret etmekte olup 2017 yıl sonu büyüme öngörüleri yukarı yönlü güncellenmektedir.” denildi.

Özette, son dönemde gelişmiş ülke merkez bankalarının politika normalleşme süreçlerine ilişkin açıklamaların, piyasalarda kısa dönemli dalgalanmalara yol açtığı, buna karşın küresel enflasyon oranlarının halen düşük düzeylerde seyretmesi nedeniyle para politikalarındaki normalleşme sürecinin ılımlı olacağı beklentisinin korunduğu bildirildi.

Küresel büyüme görünümünün daha olumluya dönmesiyle finansal piyasalarda gözlenen yüksek risk iştahı ve düşük oynaklığın, Türkiye dahil gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarının güçlü seyretmesini sağladığına işaret edilen özette, şunlar kaydedildi:

“Küresel iktisadi faaliyetteki mevcut olumlu tabloya rağmen önümüzdeki döneme ilişkin aşağı yönlü riskler de bulunmaktadır. Özellikle ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz artırımı ve bilanço küçültme politikalarına dair açıklanan normalleşme sürecinin, beklentilerin ötesinde bir hızda hayata geçmesi durumunda finansal piyasalarda gözlenen yüksek risk iştahı ve düşük oynaklık döngüsünün tersine dönmesi mümkündür. Böyle bir durum, gelişmiş ülkelerde menkul kıymet fiyatlarında dalgalanmalar yaratarak büyüme eğilimini zayıflatabilecektir. Ayrıca, jeopolitik gelişmelerin de etkisiyle risk iştahının azalması gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarında da dalgalanmalara yol açabilecektir.”

– “Enflasyon görünümünde kademeli bir iyileşme beklenmekte”

Özette, küresel finans piyasalarındaki olumlu seyre paralel yurt içinde de yılın 3. çeyreğinde finansal koşulların destekleyici olmaya devam ettiği belirtilerek, bu gelişmede makroihtiyati politikalar, kamu tedbir ve teşvikleri ile Kredi Garanti Fonu (KGF) teminatlı kredilerin genel kredi koşullarını iyileştirmesinin belirleyici olduğu bildirildi.

Toplantı özetinde, KGF teminatlı kredilerde tanımlanan üst sınıra yaklaşılmış olması ve yakın dönemde bankacılık sistemindeki arz yönlü etkilerin devreye girmesinden ötürü, kredi büyümesinin yılın 3. çeyreğinde geçmiş yılların ortalama değerlerine yakınsayarak daha ılımlı seviyelerde dengelenmeye başladığı belirtildi.

Yılın ilk yarısında meydana gelen güçlü kredi ivmesinin toplam talep ve iktisadi faaliyete yansımalarının yakından takip edildiği aktarılan özette, şu ifadelere yer verildi:

“Yakın dönemde açıklanan göstergeler, iktisadi faaliyetin yılın 2. çeyreğinden itibaren güç kazanacağı yönündeki geçmiş değerlendirmeleri teyit etmiştir. 3. çeyreğe ilişkin göstergeler, iktisadi faaliyetin güçlü seyrini sürdürdüğüne işaret etmektedir. İhracatta bir miktar ivme kaybına rağmen kuvvetli seyir devam etmekte ve iç talepte süregelen toparlanmayla birlikte yatırımlarda iyileşme sinyalleri alınmaktadır. 3. çeyrekte yıllık büyümenin takvim ve baz etkilerinin de katkısıyla oldukça yüksek gerçekleşmesi muhtemeldir. Yılın kalan döneminde, KGF desteğinin büyüme üzerindeki etkilerinin zayıflaması ve tüketim harcamalarına yönelik vergi teşviklerinin son bulmasıyla iktisadi faaliyetin daha ılımlı bir eğilim sergileyeceği tahmin edilmektedir.”

Özette, iktisadi faaliyet ve işgücü piyasasına ilişkin veriler bir arada değerlendirildiğinde, bazı sektörlerde toplam talep koşullarının enflasyona düşüş yönünde verdiği desteğin azaldığının değerlendirildiği bildirildi.

Çekirdek enflasyonun geçici olarak yükselmesine yol açacak gelişmelere yer verilen özette, “Gıda grubundaki baz etkileri, beyaz eşya ve mobilya sektöründeki geçici vergi indirimlerinin ekim ayında geri alınacak olması ve giyim grubundaki yöntem değişikliği kısa vadede enflasyonda dalgalanmaya ve çekirdek enflasyonun geçici olarak yükselmesine neden olacak gelişmeler olarak öne çıkmaktadır. Yılın sonlarından itibaren enflasyon görünümünde kademeli bir iyileşme gözlenmesi beklenmekle birlikte bu iyileşmenin hızı ve niteliği yakından takip edilecektir.” ifadeleri kullanıldı.

– “Para politikasındaki sıkı duruş sürdürülecek”

Özette, kurulun eylül ayındaki toplantısında, sıkı para politikası duruşunun korunmasına karar verdiği ve Geç Likidite Penceresi uygulaması çerçevesinde borç verme faiz oranını yüzde 12,25’te sabit tuttuğu anımsatıldı.

TCMB’nin fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edeceği vurgulanan özette, şu değerlendirmeler yapıldı:

“Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş sürdürülecektir. TCMB, para politikasını oluştururken orta vadeli enflasyon görünümünü dikkate almakta ve dolayısıyla enflasyonda yıl içinde gözlenmesi beklenen baz etkileri kaynaklı dalgalanmalardan ziyade enflasyonun ana eğilimindeki gelişmelere odaklanmaktadır. Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler yakından izlenerek ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecektir.

Maliye politikasına ve vergi düzenlemelerine ilişkin gelişmeler enflasyon görünümüne etkileri bakımından yakından takip edilmektedir. Para politikası duruşu oluşturulurken, mali disiplinin korunacağı ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlar ile vergilerde öngörülmeyen bir artış gerçekleşmeyeceği varsayılmaktadır. Maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da güncellenmesi söz konusu olabilecektir.”

Son yıllarda mali disiplinin sürdürülmesinin, Türkiye ekonomisinin olumsuz dış şoklara karşı duyarlılığını azaltan temel unsurlardan biri olduğu belirtilen özette, mali disiplinin sağladığı alan kullanılarak yakın dönemde dengeleyici maliye politikasının uygulanabildiği kaydedildi.

Toplantı özetinde, döngü karşıtı maliye politikası uygulama kapasitesini güçlendirecek yapısal tedbirlerin, maliye ve para politikası eş güdümüne katkıda bulunarak makroekonomik istikrarı destekleyeceği bildirildi.

(Bitti)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?