Merkez Bankası Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti yayımlandı: (2)

İSTANBUL (AA) – Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde, "Önümüzdeki dönemde parasal duruşun sıkılığı, enflasyonu etkileyen tüm unsurlar dikkate alınarak enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler oluşana kadar kararlılıkla sürdürülecektir." değerlendirmesine yer verildi.

PPK'nın 24 Aralık'ta gerçekleştirdiği toplantıya ilişkin yayımlanan özette, milli gelir verileri ve son çeyreğe ilişkin göstergelerin, iktisadi faaliyette güçlü bir seyre işaret ettiği belirtildi.

Özette, GSYH'nin 3. çeyrekte yıllık yüzde 6,7, çeyreklik yüzde 15,6 artarak belirgin bir toparlanma kaydettiği ve salgın öncesi seviyesini aştığı anımsatılarak, büyümenin sürükleyicisinin yurt içi talep olduğu, net ihracatın da büyümeye oldukça yüksek bir negatif katkı yaptığı ifade edildi.

Bu dönemde özel tüketim ve toplam yatırım harcamalarında hızlı bir artış gözlendiğine işaret edilen özette, "Güçlü kredi ivmesiyle dayanıklı mallar talebindeki hızlı artış özel tüketimdeki toparlanmanın temel belirleyicisi olurken, salgına bağlı olarak hizmetlere yönelik harcamalar zayıf seyretmiştir." denildi.

Özette, yakın dönem göstergeleri ve yüksek frekanslı verilerin, iktisadi faaliyetin ekim ayı ortalarından itibaren ivme kaybetmeye başladığına ve son çeyrek genelinde güçlü bir seyir izlediğine işaret ettiği aktarıldı.

Ekim ayı sanayi üretimi, ciro ve perakende satış hacmi endekslerinin, 3. çeyrek ortalamalarına göre hızlı bir artış kaydettiği vurgulanan özette, şunlar kaydedildi:

"Takip eden aylara ilişkin yüksek frekanslı veriler ile kapasite kullanım oranları ve sipariş göstergeleri, finansman koşullarına duyarlı kalemler olan otomobil, beyaz eşya ve mobilya gibi dayanıklı tüketim mallarının yanı sıra inşaat bağlantılı ara malı sektörlerinde faaliyetin canlı olduğu sinyalini vermiştir. Bu dönemde yapılan saha görüşmeleri de iç talep koşullarındaki güçlü seyri teyit etmiştir. Öte yandan, artan vaka sayıları nedeniyle getirilen kısıtlamalar, başta hizmetler sektörü olmak üzere iktisadi faaliyetin kısa vadeli görünümüne dair belirsizlik oluşturmaktadır. Kurul, salgın dinamikleri ve makro politika bileşimi çerçevesinde ortaya çıkan sektörel ayrışmaların enflasyon üzerindeki etkilerinin ve gelecek döneme dair içerdiği risklerin takip edilmesi gerektiğini değerlendirmiştir."

– "İktisadi faaliyetteki toparlanma, iş gücü piyasasına olumlu yansıyor"

Özette, salgın döneminde sağlanan yüksek kredi büyümesinin birikimli etkileriyle güç kazanan iç talebin, cari işlemler açığını artırdığının altı çizildi. Aralık ayında altın hariç ithalatın kısmen azalmakla birlikte yüksek seyrettiği belirtilen özette, altın ithalatında bir miktar yavaşlama gözlendiği aktarıldı.

Özette, Avrupa ülkelerinde sıkılaştırılan salgın tedbirlerine rağmen bölgeye yapılan ihracatın artışını sürdürerek Orta Doğu ülkeleri kaynaklı yavaşlamayı telafi ettiği ve toplam ihracattaki artışı sürüklediği kaydedildi.

Kurul'un, iktisadi faaliyetteki toparlanmanın sürekliliği ve finansal istikrar açısından cari işlemler dengesindeki seyrin önemine bir kez daha dikkati çektiği aktarılan özette, "İktisadi faaliyetteki toparlanmanın iş gücü piyasasına olumlu yansımaları devam etmektedir. Eylül döneminde tarım dışı istihdam sektörler genelinde artarken, işsizlik oranları gerilemiştir. Öncü göstergeler, iş gücü piyasasındaki iyileşme sürecinin salgına bağlı kısıtlamalar nedeniyle hizmetler sektörü kaynaklı olarak sekteye uğrayabileceğine işaret etmektedir." değerlendirmeleri yapıldı.

– "Para politikası kararları fiyat istikrarı önceliğiyle alınacak"

Özette, Kurul'un, para politikası kararlarının enflasyon hedeflemesi rejimi çerçevesinde, fiyat istikrarı önceliğiyle alınacağını tekrar vurguladığı aktarıldı.

Para politikası duruşunun, enflasyon görünümüne yönelik yukarı yönlü riskler dikkate alınarak temkinli bir yaklaşımla enflasyonun düşürülmesi ve orta vadede fiyat istikrarı hedefine ulaşılması odağında belirleneceği kaydedilen özette, "Yönetilen/yönlendirilen fiyat ve vergi ayarlamaları ile gelirler politikasında geçmiş enflasyona endeksleme davranışının kırılması, enflasyon hedefleriyle uyumun gözetilmesi ve öngörülebilirliğin artırılması enflasyonla mücadelenin anahtar bileşenleridir. Enflasyon hedeflerinin tüm paydaşlarca sahiplenilmesi, fiyat istikrarı yolundaki çabaların ortak bir anlayışla toplumsal mutabakat içerisinde yürütülmesi ve makro politikaların eş güdüm içerisinde enflasyonda öngörülen düşüş patikasıyla uyumlu şekilde belirlenmesi para politikası etkinliğini güçlendirecektir." değerlendirmeleri yapıldı.

Özette, 2021 için belirlenecek asgari ücret ile yönetilen/yönlendirilen fiyat ve vergi ayarlamalarının toplam talep ve maliyet kanallarıyla enflasyon görünümüne olası etkilerinin değerlendirildiği belirtilerek, şunlar kaydedildi:

"İç talep koşulları, döviz kuru başta olmak üzere birikimli maliyet etkileri, uluslararası gıda ve diğer emtia fiyatlarındaki yükseliş ve enflasyon beklentilerindeki bozulma, fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümünü olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Bu doğrultuda Kurul, enflasyon görünümüne dair risklerin bertaraf edilmesi, enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınması ve dezenflasyon sürecinin en kısa sürede yeniden tesisi için 2021 yıl sonu tahmin hedefini göz önünde bulundurarak güçlü bir parasal sıkılaştırma yapılmasına karar vermiştir. Bu çerçevede, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 15’ten yüzde 17’ye yükseltilmiştir. Önümüzdeki dönemde parasal duruşun sıkılığı, enflasyonu etkileyen tüm unsurlar dikkate alınarak enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler oluşana kadar kararlılıkla sürdürülecektir. Düşük enflasyon ortamının kalıcı olarak tesisinin, ülke risk primlerinin düşmesi, ters para ikamesinin başlaması, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik ve finansal istikrarı olumlu etkileyeceği değerlendirilmiştir."

PPK özetinde, Kurul'un, fiyat istikrarının sağlanması için güçlü bir politika koordinasyonuyla tüm paydaşları içeren bütüncül bir makro politika bileşimine ihtiyaç bulunduğu değerlendirmesini yinelediği belirtildi.

TCMB'nin, karar alma süreçlerinde orta vadeli bir perspektifle, enflasyonu etkileyen tüm unsurları ve bu unsurların etkileşimini temel alan bir analiz çerçevesi benimsediği aktarılan özette, açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceğinin önemi vurgulandı.

(Bitti)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?