“Merkel’in Ankara’yla işbirliğinin devamı zorunlu”

ANKARA (AA) – MELTEM BULUR/ ECENUR ÇOLAK – Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Türkiye’ye ziyareti birçok açıdan önem taşıyor. Ülkesinde yapılacak seçimlerde tekrar aday olan Merkel’in iç siyasette en çok eleştirildiği konu olan göçmen politikası, 2 Şubat’ta yapacağı Türkiye ziyaretinde gündemin en önemli başlıklarından biri olacak. Merkel’in ziyaretinde iki ülke arasında son dönemde gerginliklere sahne olan Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri ve Almanya’nın terör örgütleri PKK ve FETÖ mensuplarına yaklaşımı ve ayrıca iki ülke arasındaki ticari ilişkiler de diğer konu başlıklarını oluşturuyor.

Almanya’da eylül ayında yapılacak genel seçimde aday olan Merkel’in ziyaretinde gündeme gelecek maddeler arasında “sığınmacı krizinin çözümü için iş birliği” öncelikli yer tutuyor. Önceki yıldan itibaren sığınmacı akınının Avrupa için de bir tehdit oluşturmasıyla anahtar konumdaki Türkiye’ye ziyaretlerini sıklaştıran Merkel, o dönemden bu yana 5 kez Türk hükümetinin konuğu oldu.

Türkiye’nin AB ile imzaladığı göç mutabakatında da aktif rol oynayan Almanya, böylelikle iç politikada en çok eleştirildiği konu olan sığınmacı akımını da kontrol altına almış ve bu eleştirileri bertaraf etmiş oldu. Mutabakatın uygulanmasının ardından Almanya’ya gelen sığınmacıların sayısı 2015 yılında 890 bin iken 2016’da yüzde 70 azalarak 280 bine geriledi. Ancak, birkaç gün önce Yunanistan’ın Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu 8 askeri iade etmeme yönünde karar vermesi ve Türkiye’nin hemen ardından bu ülkeyle ikili Geri Kabul Anlaşması’nın iptali dahil, gerekli adımları atabileceği yönündeki mesajı, Merkel’i, üstelik de seçim döneminde zor durumda bıraktı. Merkel, ziyaretiyle başarılı sonuçlar veren mutabakatın devamını da garanti altına almak istiyor.

Türkiye ise AB ile çalkantılı şekilde süren ilişkilerde birliğin güçlü ismiyle yapılacak görüşmelerin ardından olumlu bir döneme girmek istiyor. Yine de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın, Merkel ile görüşmelerinde birlik tarafından yapılan terörle mücadele yasası ve insan hakları konularındaki eleştiriler ve Avrupa’nın Suriyeliler için harcanmak üzere verdiği 3 milyar avro sözünü gündeme getirmesi olası görünüyor.

– Almanya’nın terör örgütleri üyelerine tavrı da masada olacak

Ziyaret sırasında Türk tarafının gündeme getireceği en önemli maddelerden birini, iadesini talep ettiği terör örgütü mensupları oluşturacak. Alman hükümeti 15 Temmuz’da yaşanan darbe girişiminin ardından FETÖ soruşturması kapsamında görevden el çektirilen ve Türkiye’ye dönmeyen askeri ataşe ve dışişleri mensuplarının da aralarında bulunduğu 35 diplomatik pasaport hamilinin ülkeye iltica talebinde bulunduğunu açıklamıştı.

Berlin hükümetinin ülkeye iltica eden FETÖ’cüler hakkında açıklama yapmadığı gibi bunları iade etmekten de kaçındığı biliniyor. Zira, Almanya Adalet Bakanı Heiko Maas, 1 Kasım’da Yabancı Gazeteciler Cemiyeti üyeleriyle yaptığı sohbet toplantısında Türkiye’deki siyasi sebeplerden dolayı Almanya’dan iltica talebinde bulunanların dosyalarını incelememe hakkını saklı tuttuklarını açıklayarak bu kişilerin iade edilmesi konusunun gündemlerinde dahi olmadığını ifade etmişti.

Türkiye, ayrıca Almanya’dan yaklaşık 4 bin PKK’lının da iadesini istiyor. Bu konuda birçok platformda tepkisini dile getiren Türkiye, terör örgütü PKK yandaşlarının da Almanya’da çadır kurarak propaganda yapması ve özgürce gezerek para toplamasını eleştirmişti.

Merkel’in ziyaretini AA muhabirine değerlendiren uzmanlar, iç siyasette zor bir dönemden geçen Alman Başbakan açısından yeni göç dalgalarını önlemek için Türkiye’nin mülteci anlaşmasına uyacağına dair güvence almanın önemine dikkati çekti.

Türkiye ve Almanya’nın ticari ilişkilerinin son dönemde siyasi gerilimlerden etkilenerek düşüşe geçtiğini ifade eden uzmanlar, bu anlamda ziyarette pozitif mesajlar verilmesinin beklendiğini söyledi.

– “Berlin’in öncelikli gündem maddesi mülteci anlaşması”

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Birgül Demirtaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Merkel’in ziyaretinin, Türkiye’de nisanda yapılması beklenen referandum, Almanya’da da eylülde yapılacak genel seçimlerin arifesine denk gelmesi açısından tarihsel önem taşıdığını ifade etti. “Almanya ve Türkiye, farklı güvenlik ve dış politika anlayışlarına sahip olmalarına rağmen ortak çıkarları nedeniyle yine de her dönemde işbirliği yapma ihtiyacı duyan iki ülke” diye konuşan Demirtaş, Merkel’in ziyaretinde de hem ortak çıkarların hem de farklı yaklaşımların aynı anda dikkate gelmesinin mümkün olduğunu söyledi. Demirtaş, şöyle devam etti:

“Türkiye-AB arasında 2016’da imzalanan mülteci anlaşmasının devam ettirilmesi, Berlin hükümetinin öncelikli gündem maddeleri arasında yer alacak. İç politikada aşırı sağ Almanya İçin Alternatif (AfD) partisinin yükselişinin önüne geçmeye çalışan Merkel yönetimi, bu amacını gerçekleştirebilmek için mülteci geçişlerinin artmasını engelleme ihtiyacını hissetmeye devam ediyor. Bunun için de Ankara’yla işbirliğinin devamı zorunluluk olarak göze çarpıyor. Merkel’in ziyaretinin amaçlarından biri, bu konudaki işbirliğinin sürdürülebilir olmasını sağlamak. Türkiye açısından bakıldığında da tüm sorunlu alanlara rağmen AB’yle diyaloğun korunması ve üyelik sürecinin ağır adımlarla da olsa ilerlemesi, hem ekonomik hem iç ve dış politika açısından olumlu bir durum.”

Demirtaş, Merkel’in Türkiye ziyaretini değerlendirirken Alman kamuoyunun etkisini de dikkate almak gerektiğini kaydetti. Alman basınının, Türkiye’nin iç siyasetiyle ilgili tüm olayları çok yakından ve de eleştirel bir perspektiften takip ettiğine dikkati çeken Demirtaş, “Bir yandan 15 Temmuz’un artçı meseleleri olarak Almanya’da Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne bağlı imamlarla ilgili casusluk iddiaları, bir yandan artışa geçen Almanya’ya iltica başvuruları gibi meseleler de Berlin-Ankara ilişkilerini sadece Merkel’in ziyareti bağlamında değil, yakın vadede de etkileyecek unsurlar olarak duruyor.” dedi.

Birgül Demirtaş, iki ülkenin tüm farklı yaklaşımlarına rağmen diyaloglarını ve işbirliklerini sürdürmelerinin, Donald Trump’ın başa geçmesiyle artan farklı medeniyetlere, ama özellikle Müslüman ülkelere yönelik olarak başlayan politikaların, “zamanın ruhu” haline dönüşmesini engellemek açısından da önemine vurgu yaptı.

– “Gidişat ekonomik ve siyasal anlamda iyi değil”

ODTÜ Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Bağcı da ziyarette, Almanya’da 40 askerin iltica talebi başta olmak üzere her yönüyle ikili ilişkilerin ele alınacağını dile getirerek, “Çünkü ticari ilişkiler azalma göstermeye başladı. İngiltere Başbakanı Theresa May’in ziyareti ardından da özellikle Türkiye-İngiltere ilişkileri gelişmeye başladı. Genel gidişat özellikle ekonomik ve siyasi anlamda pek iyi değil.” şeklinde konuştu.

ABD’de Donald Trump’ın başkan seçilmesinden sonra hem bölgede ortaya çıkacak gelişmeler hem de Türkiye’nin Yunanistan ile bozulan ilişkileri nedeniyle bir Avrupa Birliği (AB) ülkesi olarak Almanya’da büyük bir endişenin başladığını söyleyen Bağcı, şöyle devam etti:

“Türkiye, insanların Yunanistan üzerinden geçişine tekrar izin verirse AB’nin ortak müdahalede bulunması gerekecek. Çünkü insanlar hala geliyorlar. Almanya’da seçimler var ve önümüz bahar. Türkiye’nin bu anlamda elinde büyük bir koz var. Almanya’nın birinci endişesi bu. İkinci endişesi de Fırat Kalkanı başta olmak üzere Suriye’deki gelişmeler. Almanya işin içinde değil gibi gözüküyor ama o coğrafyada Almanya var. Özellikle Kürtler konusundaki entelektüel sempatiyi unutmamak lazım. Türkiye’nin kımızı çizgileri olarak tanımlanan Kürt özerkliğine Almanya’nın genel bakışı olumlu. O nedenle iki ülke arasındaki ilişkiler hem ikili hem bölgesel hem de küresel anlamda masaya yatırılacak.”

Bağcı, Merkel’in Türkiye’ye çok büyük bir baskı altında geldiğini de vurguladı. Söz konusu ziyaretin Almanya’da oldukça yoğun şekilde eleştirildiğini dile getiren Bağcı, “Bu, geçen yılki görüşmeler gibi rahat bir ortamda geçmeyecek.” şeklinde konuştu.

– “Taraflar çözüm arayışında bulunacak”

Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Beril Dedeoğlu, ziyaret kapsamında Almanya’ya iltica talebinde bulunan Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu darbeci askerlerin de görüşmelerde gündemde olacağını belirtti.

Dedeoğlu, “İlişkileri germeden, bir krize yol açmadan çözüm arayışı değerlendirilecektir diye düşünüyorum. Bu çerçevede Türkiye’nin AB üyeliğini muhtemelen Türkiye tarafı tekrar soracaktır, onun da çok negatif yanıt vereceği kanaatinde değilim. Sonuç alınmayacak belki, yol alınmayacak ama prensip olarak karşı olmadığı yönünde bir tutum sergileyeceğini tahmin ediyorum.” diye konuştu.

Beril Dedeoğlu, “Gerilimin tansiyonunu düşürmeye çalışacağı kanaatindeyim. Çünkü biliyorsunuz, Birleşik Krallık’ın Türkiye’ye ilgisi çok artınca Almanya bunun gerisinde kalmak istemedi tahmin ediyorum ki. Yani en azından Türkiye’deki yatırımlarını İngiliz yatırımlarına dönüştürme riskini göze almak istemiyor benim anladığım kadarıyla.” dedi.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?