Kılıçdaroğlu, CHP TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu: (3)

TBMM (AA) – CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Oy verdiğiniz ve tek başına 19 yıldır iktidar yaptığınız bir siyasi parti, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının sırtına yüzde 90 maliyetli bir yük getiriyorsa bu yük nereye kadar çekilir? Biz bu yükü çekmek zorunda mıyız yoksa sandığa gidip bu yükü bizim sırtımıza koyanlara ders mi vereceğiz?" dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, kadın konukevlerinin, sığınmaevlerinin sayısının az, kapasitelerinin düşük olduğunu, Türkiye'de 10 bin kadına 1 yer düştüğünü iddia etti. Bunun vicdani ve ahlaki olmadığını, yasaya rağmen gereğinin yapılmadığını, bu konuda yüzlerce şikayet bulunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bizim belediyelerimiz yapıyor. 'Gerekirse kapasiteyi büyütün.' diyoruz ama büyük bir sıkıntı var." diye konuştu.

Kadınların kendilerine yönelik şiddetin sonlandırılmasını talep ettiğini ve yasaların gereğinin yerine getirilmesi gerektiğini bildiren Kılıçdaroğlu, Samsun'da çocuğunun önünde şiddete uğrayan kadının görüntülerini sonuna kadar izleyemediğini anlattı. Bunu hiçbir vicdanın kabul etmeyeceğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Kadınlar ne istiyorlar? Toplumsal cinsiyet eşitliği istiyor kadınlar." dedi.

Kadınlar mücadele ettiği sürece destek vermenin görevleri olacağını dile getiren Kılıçdaroğlu, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ulusal Eylem Planı'nı 2008'de hazırladığını söyledi. Kılıçdaroğlu, YÖK'ün de Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Tutum Belgesi hazırladığını ve üniversitelere gönderdiğini ancak bunların tozlu raflarda kaldığını ifade ederek "Kadını ikinci sınıf gören bir anlayışı sonlandırmak zorundayız." değerlendirmesinde bulundu.

– "Yoksulluğu bitirmenin yolu Aile Destekleri Sigortası'dır"

Yoksulluğu bitirmenin temel yolunun, Aile Destekleri Sigortası'nın mutlaka hayata geçirilmesi olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, bu konuda 1971'de söz verildiğini ancak 50 yıl geçmesine rağmen çıkmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, kadınların "Bu yasayı niye çıkarmıyorsunuz" diye her siyasetçiye sorması gerektiğini belirterek bu sigorta dalıyla Türkiye'de yaşayan her bireyin "Ben aç kalmayacağım, konteynerlerden çöp toplamayacağım, pazar artıklarını toplamayacağım" deme noktasına geleceğini savundu.

Bu sigorta dalının çıkması için bütün hazırlıkları yaptıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, geçen dönem verdikleri bu yasa teklifini, yenileyeceklerini aktardı. Kılıçdaroğlu, kadın örgütlerinden, Aile Destekleri Sigortası konusunu çok daha güçlü şekilde seslendirmesini istedi. Kılıçdaroğlu, kadınların daha güçlü olması, çalışması ve üretmesi için CHP'li belediyelere, kadın kooperatiflerinin kurulmasına öncülük yapılması talimatı verdiklerini söyledi. Bir bakanın "Kadınlar çalışıyor diye işsizlik artıyor" dediğini ve bu kişinin 21. yüzyılda bakanlık yaptığını öne süren Kılıçdaroğlu, "Kadını insan olarak, üreten kişi olarak görmüyor. İkinci sınıf vatandaş görüyor. 'Ne demek çalışmak? Oturacaksın evde.' Bunu da kadınların asla unutmasını istemiyorum. Sandığa giderken özellikle unutmasını istemiyorum. Bu zihniyetin değişmesi lazım." dedi.

Kadınların siyasette de eşitlik istediğine işaret eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizde yüzde 30 cinsiyet kotası var. Bir kanun teklifi hazırladık, bunun Siyasi Partiler Kanunu'na girmesi için. Siyasi Partiler Kanunu'na girsin ki her siyasi parti zorunlu olarak bunu uygulasın. Teklifi hazırladık, kadın örgütleriyle görüştük. Kadın örgütleri dedi ki 'Niye yüzde 30 yapıyorsunuz, niye yüzde 50 yapmıyorsunuz?' 'Siz böyle istiyorsanız biz yüzde 50 yaparız.' dedik. Yüzde 50 olarak hazırladık. Yüzde 50 cinsiyet kotası. Ama tabii listenin sonlarında değil. Kadınlar ikinci bir şey daha istiyorlar. 'Fermuar sistemi olsun.' diyor kadınlar, dolayısıyla 'Eşitliği gerçek anlamda sağlayalım.' diyorlar. Bu konuda kadın milletvekillerimiz bir kanun teklifi hazırladılar. Dün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde kadın milletvekillerimizle birlikte ben de bu teklifi imzaladım. Teklif TBMM Başkanlığı'na verildi. O arada yeni bir öneri geldi kadınlardan, dediler ki '8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ise o gün neden tatil olmuyor?' Onu da sağladık. Bu ne demek, kadınlar demokrasi istiyor demek. Kadınlar hayatın her alanında eşit çalışmak ve mücadele etmek istiyor. Dolayısıyla kadının seçme ve seçilme hakkı varsa önündeki engellerin bir şekilde kaldırılması lazım. Bu Siyasi Partiler Kanunu'na girdiği andan itibaren sorun kendiliğinden büyük ölçüde çözülecektir ve her siyasi parti buna uymak zorunda kalacaktır."

– "Bu çok önemli bir çalışma olacak"

CHP Kadın Kolları'nın da bir uygulama yaptığını, Türkiye'nin neresinde olursa olsun herhangi bir kadın şiddete uğradığında, sorunla karşılaştığında buraya telefon edebileceğini anlatan Kılıçdaroğlu, bazı barolarla da işbirliği yapılıp protokoller imzalandığını aktardı.

CHP'li kadın milletvekillerinden, diğer partilerin kadın milletvekilleriyle konuşup "Biz bunu yaptık, sizden de destek istiyoruz." demelerini isteyen Kılıçdaroğlu, grup başkanvekillerinin de diğer partilerin grup başkanvekilleriyle görüşmesini talep etti. Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Eğer gerçekten İnsan Hakları Eylem Planı hazırladıysanız, eğer bunu gerçekten hayata geçirmek istiyorsanız bunun bir göstergesi var. Bunu hep birlikte yapalım. 306 kadın örgütüyle konuşurken buradan o 306 kadın örgütüne de seslenmek isterim. Bizim parlamento içinde gösterdiğimiz çabaları parlamento dışında siz de gösterin. Kadın örgütleri kendi içlerinde 5-10 kişilik ekipler hazırlasınlar, bütün partilerin grup başkanvekilleri ve milletvekilleriyle konuşsunlar ve bu teklifin hayata geçmesine katkıda bulunsunlar. Bu çok önemli bir çalışma olacak. Bizim siyaset tarihimizde önemli bir çalışma olacak, dünya siyaset tarihinde de bir ilk olacak. Bu ilki başardığımız andan itibaren emin olun bu ülkeye gerçek anlamda demokrasiyi getireceğiz."

– Yüzde 90 maliyetle borçlanma iddiası

Kılıçdaroğlu, bir hükümet kendi ülkesinde altın veya döviz üzerinden borçlanıyorsa bunun ağır bir maliyeti olduğunu, buna iktisat literatüründe "ilk günah" denildiğini ifade etti. Buna "ilk günah" denmesinin temel nedeninin, resmi parası yerine yabancı bir parayla veya altınla borçlanmak olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, bunun yüksek risk taşıdığını öne sürdü.

Türkiye'nin altınla ve dövizle borçlanmak zorunda kaldığı bir noktaya geldiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"27 Şubat 2019'da altın sertifikası çıkardılar. Damat o zaman ekonominin başında, 27 Şubat 2019'da yani altın sertifikasının çıktığı tarihte altının gramı 223 liraydı. Sertifikalar çıktı, parası olanlar aldı. Altın sertifikasının ödenme tarihi 24 Şubat 2021. Ödenme tarihinde altının gramı 223 liradan 414 liraya çıktı. Yüzde 85 artış var. 2 yılda altında yüzde 85 artış. Kim ödeyecek, devlet ödeyecek. Onun üzerine bir de yüzde 4 faiz var. Maliyet yüzde 90'a çıkıyor. Yüzde 90 ile bir devletin borçlanması ne demektir. Siz kendi ülkenizde, kendi vatandaşınıza Amerikan doları üzerinden, altın üzerinden borçlanıyorsunuz. Çünkü size, iktidara güvenmiyorlar."

Diğer ülkelerde eksi, sıfır ya da yüzde 1 faizle, Türkiye'de ise yüzde 90 faizle borçlanma olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, bu parayı herkesin ödediğini söyledi. Kılıçdaroğlu, ödenen vergilerin bir avuç insana gittiğini iddia ederek, hiç kimsenin yüzde 90 maliyetle borçlanmayacağını belirtti.

TÜİK verilerine göre, kişi başına gelir 2013'te 12 bin 519 dolarken 2019'da 9 bin 42 dolara düştüğünü dile getiren Kılıçdaroğlu, aradaki farkın, yüzde 90 maliyetle yapılan borçlanmanın patronlarına, tefecilerine gittiğini savundu. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Soru şu; Böyle bir devlet yönetimi olur mu? Bu kadar yükü vatandaş çeker mi? Buradan bütün vatandaşlarıma, AK Parti'ye, MHP'ye oy veren kardeşlerime özellikle seslenmek isterim. Elinizi vicdanınıza koyun, bu söylediğim rakamları bana inanmıyorsanız, girersiniz Hazinenin rakamlarını oradan alırsınız. TÜİK'in rakamları var oradan alırsınız. Bu konuda yayın yapan çok sayıda akademisyen var, onların makalelerine bakabilirsiniz. Oy verdiğiniz ve tek başına 19 yıldır iktidar yaptığınız bir siyasi parti, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının sırtına yüzde 90 maliyetli bir yük getiriyorsa bu yük nereye kadar çekilir ve biz bu yükü çekmek zorunda mıyız yoksa sandığa gidip bu yükü bizim sırtımıza koyanlara ders mi vereceğiz?"

Her alanda sorun olduğunu, 19 yıldır ülkeyi yöneten bir partinin işsizlik yarattığını öne süren Kılıçdaroğlu, 10 milyonu aşkın işsiz bulunduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin üretimden koparıldığını iddia ederek, "Allah'ın izniyle iktidar olduğumuzda göreceksiniz Türkiye'nin her karışı bereketli olacak. En temel mücadele alanımız işsizlik olacak, herkesin işi gücü olacak. Herkes üretecek, herkes alın teri dökecek ve herkes kazanacak. Siyasiler, saray, sarayın beslemeleri, Londra'daki tefeciler, bu milletin sırtına yüzde 90 maliyeti yükleyenler değil, biz kazanacağız, beraber kazanacağız, beraber mücadele edeceğiz." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, yeni, ahlaklı, adalete dayalı, insana saygı gösteren, kadın-erkek ayırmadan, herkesi eşit gören bir anlayışı Türkiye'ye egemen kılmak gerektiğini vurgulayarak bu yapıldığında Türkiye'nin büyüyeceğini ve güçlü olacağını ifade etti. Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Erdoğan eline almış mikrofonu, prompterden kopmuş, prompter yok. Çıkmış sahnenin önüne konuşuyor. Kimden bahsedecek? Doğal olarak benden bahsedecek. Erdoğan 'Ey ana muhalefet partisinin başındaki adamcağız'. Buyur. 'Sen ne zamandan beri şu anda devletin aşıları parayla sattığını söylüyorsun.' Hiç öyle bir şey söylemedim ama nereden duyduğunu da anlayamadım. Devam ediyor; 'Bu ne utanmazlıktır, ne vurdumduymazlıktır.' Yalan söyleyenler utanırlar. Ya ben yalan söylemedim, aslında öyle bir laf da etmedim. Düşünün, bu kişi devleti yönetiyor. Devam ediyor; 'Sen vatandaş Kemal diye söylüyordun. Sıra bana gelirse gidip aşımı yapacağım. Sıram gelirse aşı olacağım diyordun. Neden gidip aşı oldun?' Sıram geldi de onun için gidip aşı oldum. Allah akıl fikir versin. İşte bu zihniyet devleti yönetiyor."

Öte yandan Kılıçdaroğlu, CHP'ye katılan İstanbul Bağımsız Milletvekili Nazır Cihangir İslam'a da parti rozetini taktı.

Toplantıyı, salondaki sivil toplum kuruluşlarından kadın temsilciler de izledi.

(Bitti)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?