İnovasyon ve Girişimcilik Haftası Kapanış Töreni

İSTANBUL (AA) – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Amerika'nın aldığı karar ne uluslararası hukukla ne vicdanla ne adaletle ne de bölgenin gerçekleriyle asla bağdaşmıyor. Bu açıklama en büyük darbeyi Amerika'nın da üyesi olduğu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne vurmuştur. ” dedi.

Erdoğan, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından düzenlenen İnovasyon ve Girişimcilik Haftası Kapanış Töreni'nde yaptığı konuşmada, Anadolu'daki sanayi bölgelerinde her biri birer inovasyon örneği nice çalışma ve nice ürünün, atölyelerin dört duvarı arasında heba olup gittiğini anlattı.

Her biri birer girişimci örneği olan nice insanın da bulunduğunu dile getiren Erdoğan, “Peki sorun ne? Sorun, bu işleri bireysel düzeyde bırakarak kurumsal hale getiremiyor olmamızdır. ” diye konuştu.

İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy'un “Bir baksana gökler uyanık, yer uyanıktır. Dünya uyanıkken uyumak maskaralıktır ” dizesini hatırlatan Erdoğan, dünyada bu işler nasıl yapılıyorsa kendilerinin de öyle yapması gerektiğini aktardı.

Ekonomide bir “Çin devriminden ” söz edildiğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

“Önce en basit, en ilkel haliyle üretime, işe başladılar, sonra kuvvetli esinlenmeyle de olsa tasarım aşamasına geçtiler. Şimdi artık çok daha farklı bir noktaya doğru gidiyor. Bizim ne üretimle ne tasarımla ne yenilikçilikle ne de girişimcilikle bir sıkıntımız yok. Rabbim millet olarak hepsini de bize, bu millete, bu gençliğe ziyadesiyle lütfetmiştir. Şimdi artık bunları kuvveden fiile geçirme zamanıdır. Türkiye, orta gelir tuzağından ancak bu şekilde kurtulabilir. Bizim yerimiz gelişmekte olan ülkeler değil, gelişmiş ülkeler sınıfıdır. Türkiye, adeta dünyanın kalbi olan bir coğrafyada, istikrar, güven ve umut abidesi olarak yükseliyor. Sadece kendi insanımız değil bölgemiz ve dünyadaki yüz milyonlarca mazlum gözlerini ülkemize kilitlemiş durumdadır. ”

– “Umut Türkiye ”

Yunanistan'a yaptığı ziyareti hatırlatarak Atina'nın ardından geçtiği Gümülcine'deki izlenimlerini de aktaran Erdoğan, “150 bine yakın soydaşımızın olduğu Gümülcine'deki kardeşlerimizin, soydaşlarımızın hele hele o annelerin gözyaşlarını bizzat yerinde tespit ettim. ” dedi.

“Umut neresi? Umut, Türkiye. Böyle bakıyorlar ” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin sendelemesinin, gözlerini ve gönüllerini Türkiye'ye kilitlemiş olanların da sendelemesi anlamına geldiğini belirterek, şunları kaydetti:

“Düşünün 65 yıl önce Celal Bayar, cumhurbaşkanı olarak oraya gitmiş ve onun adına orada bir okul yapılmış ve daha sonra Celal Bayar ismine dahi tahammül edememişler, şu anda Celal Bayar ismini kazımışlar. Böyle bir şey olabilir mi? Bu tahammülsüzlük niye? İskeçe'de adeta okul yok. Harabe halinde. 'Gelin biz size burada ne kadar okul yapmak istiyorsanız o kadar okul yaptıralım'… Yunan yönetimine söyledim. Bizim böyle bir sıkıntımız yok. Restorasyonsa restorasyon. Hiç endişemiz yok, sıkıntımız yok. Çünkü biz şuna inandık: 'Düşüncesine inanan, düşünce hürriyetinden korkmaz. İnancına güvenen inanç hürriyetinden korkmaz.' Dünyaya böyle bakmamız lazım. ”

– ABD'nin Kudüs kararı

Türkiye'nin zayıflamasının Filistin'in, Kudüs'ün, Suriye'nin, Irak'ın umudunu kaybetmesi hatta parçalanması demek olduğunu kaydeden Erdoğan, ABD'nin Kudüs'ü başkent olarak tanıma kararına şu sözlerle değindi:

“Birkaç gün önce Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Trump'ın yaptığı o talihsiz açıklama bu gerçeği bir kez daha tüm çıplaklığıyla ortaya koymuştur. Amerika'nın aldığı karar ne uluslararası hukukla ne vicdanla ne adaletle ne de bölgenin gerçekleriyle asla bağdaşmıyor. Bu açıklama en büyük darbeyi Amerika'nın da üyesi olduğu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine vurmuştur. -Bakın burası çok önemli gençler, tarih dünde kalırsa yazık, tarihi geleceğe taşımak çok önemli- Amerika'nın da altında imzasının olduğu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 1980 yılında aldığı 478 sayılı kararını son açıklamayla Amerika yok saymıştır. Böyle bir şey olabilir mi? Altında imzan var ve bugüne gelmiş bu iş, şimdi ise sen bu imzayı inkar ediyorsun. Güvenlik Konseyinin daimi üyelerinin dahi dikkate almadığı, itibar etmediği bir Birleşmiş Milletlerin diğer ülkeler nezdinde itibarı ve inandırıcılığı olamaz. Hiç kimse hukukun üstünde değildir. Hiçbir ülke pazusuna güvenerek uluslararası hukuku yok sayamaz. Hele hele milyarlarca insanın kaderini etkileyecek böylesi hassas bir meselede hoyratça davranamaz. ”

Tarihi kayıtlarla Filistin haritalarını göstererek konuşmasını sürdüren Erdoğan, 1947 yılındaki Filistin haritasını göstererek Filistin'in paylaşımının ardından İsrail'e yarıdan fazla toprak verildiğini aktardı. Daha sonra Filistin'in adeta lime lime edildiğini, İsrail'in o bölgenin tamamını işgal ettiğini dile getiren Erdoğan, “Değerli gençler, değerli kardeşlerim, İsrail bir işgal devletidir ve şu anda polisiyle, bütün oradaki gençleri, çocukları adeta terör estirerek vuruyorlar. F16'larıyla Gazze'ye saldırıyorlar. Bir taraftan Filistin'e saldırıyorlar. Niye? 'Ben güçlüyüm.' Şunu açık ve net söylüyorum, güçlü olmak haklı olmak anlamına gelmez. Haklı olan güçlüdür. Bunu böyle bilelim. Bu karar bir defa bölgeyi ciddi manada tahrik ve tahrip etmektedir. Kağıt üstünde küresel adalet, güvenlik ve istikrarı sağlamakla görevli bir yapının bizzat kendi üyeleri tarafından itibarsızlaştırıldığını görüyoruz. ”

– “Dünya 5'ten büyüktür dememizin sebebi işte bu orman kanunu düzenine rıza göstermememizdir ”

İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı olarak liderlerle görüştüğünü kaydeden Erdoğan, “Bugün de Sayın Macron ile görüşme yaptım. Azerbaycan'la görüşme yaptım, Kazakistan'la görüşme yaptım. Bütün bu görüşmelerimi devam ettiriyorum. Yunanistan'dan aynı şekilde Sayın Papa'yla görüşme yaptım. ” dedi.

Bu sorunun sadece Türkiye'nin, Müslümanların sorunu olmadığını dile getiren Erdoğan, “Burada aynı zamanda Hristiyanların bizim olduğu kadar sorunu var. Yine bugün Lübnan'ın Cumhurbaşkanı Hristiyandır, onunla da görüştüm, o da aynı sıkıntıyı dile getirdi. Bütün bu gerçekler ortadayken hatta hatta biliyorsunuz bir kısım Yahudiler de bundan rahatsız. Böyle tablo karşısında şu anda Trump, 'Ben yaptım oldu.' anlayışıyla bir yere gitmek istiyor. Dünyayı yönetmek bu kadar -kusura bakmayın- kolay değil. Güçlü olmak size bu hakkı vermez. Hele hele büyük ülkelerin liderleri buradan sesleniyorum, dünyada çatışmakla değil barıştırmakla görevlidir. Bunu yapması lazım. ” değerlendirmesini yaptı.

Bu çifte standartla ilk kez yüzleşmediklerini, Suriye'den Irak'a, Afganistan'dan Arakan'a, Afrika'daki vahşi soykırımlara kadar dünyanın birçok bölgesinde aynı manzaralara şahit olduklarını ifade eden Erdoğan, birilerinin keyfi için on milyonlarca insanın evinden, yurdundan hatta canından olduğunu söyledi.

Erdoğan, “Birileri karar almadı veya aldıkları kararları son açıklamada olduğu gibi kendileri çiğnediği için insanlar ölüyor, topraklar gasp ediliyor. Her fırsatta söylediğim gibi dünya 5'ten büyüktür dememizin sebebi işte bu orman kanunu düzenine rıza göstermememizdir. Haklının değil sadece güçlü olanın borusunun öttüğü bir yapının adalet, istikrar ve barış üretmesi mümkün değildir. ” diye konuştu.

Erdoğan, Türkiye İnovasyon ve Girişimcilim Haftası'nın ülke için hayırlı neticeler doğurmasını temenni ederek, bu önemli programın icrasında emeği olan herkese gönülden teşekkürlerini sundu.

(Bitti)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?