Her 100 çocuktan 20'sinde astım görülüyor

İSTANBUL (AA) – Medicana Bahçelievler Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzm. Dr. Nazım Baymak, “Türkiye'de yaklaşık her 100 çocuktan 17-20'sinde astım görülüyor. ” ifadelerini kullandı.

Baymak yaptığı açıklamada, astımın, hava yollarının daralması ile kendini gösteren ve ataklar halinde gelen bir hastalık olduğunu belirterek, çocukluk çağında müzmin (kronik) hastalıkların en sık görüleni olduğunu, Türkiye'de yaklaşık her 100 çocuktan 17-20'sinde astım görüldüğünü kaydetti.

Astımın kronik bir hastalık olması nedeniyle hastanın düzenli aralıklarla kontrol edilerek, uzun süreli tedavisinin planlanması gerektiğini aktaran Baymak, “Astım rahatsızlığı olan bireylerin hava yollarında mikrobik olmayan bir iltihap var ve bu nedenle de hava yolu duvarı şiş ve ödemlidir.” ifadelerini kullandı.

  • Öksürük astım habercisi

Uzm. Dr. Baymak, astımın ortaya çıkmasında rol oynayan etkenlerin çevresel ve bireysel risk faktörlerinden oluştuğunu belirterek, “Çocuklarda, nefes darlığı, hışıltı, kuru ve inatçı öksürük astımın en belirgin özellikleridir. ” bilgisini verdi. Baymak, çevresel faktörlerin, iç ve dış ortam hava kirliliği, sigara, alerjenler ve enfeksiyonlar, bireysel faktörleri ise cinsiyet, obezite ve genetik özellikler şeklinde olduğunu bildirdi.

Astım tanısı koyulurken en önemli kriterin hasta öyküsü olduğunu belirten Baymak, şunları kaydetti:

“Anne ve babadan birinin astımlı olması durumunda çocukta astım görülme riskinin yüzde 20-30, her ikisinin de astımlı olması durumunda bu risk yüzde 60-70 yükselmektedir. Öksürük, hırıltı veya nefes darlığının ataklar halinde ve tekrarlayıcı olması, özellikle gece veya sabaha karşı artışı, egzersiz veya oyundan sonra, alerjenlerle veya iritan (tahriş edici) maddeyle karşılaşma sonrası tekrarlaması astım tanısı koyduran en önemli ipuçlardır.’’

Baymak, “Tedavi sürecinde ilk adım teşhisin doğru konulmasıdır, tedavinin temelini, alerjenlerden kaçınma, astım ataklarını tetikleyen sigara dumanı, hava kirliliği, enfeksiyon, yoğun ve keskin kokulardan uzak, çevre koşullarının sağlanması gerekir.” ifadelerini kullandı.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?