FETÖ’nün darbe girişimine ilişkin İstanbul’daki 5. iddianame

İSTANBUL (AA) – İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin Hava Harp Okulu öğrencilerine yönelik 72’si tutuklu 75 asker hakkında hazırlanan iddianamenin detayları belli oldu.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Hikmet Pak ve Bülent Başer tarafından FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminde görevlendirildiği belirlenen Hava Harp Okulu öğrencilerine yönelik hazırlanan ve mahkemeye gönderilen 180 sayfalık 5. iddianamede, Yalova Hava Meydan Komutanlığına kamp amacıyla giden Hava Harp Okulu öğrencilerinin bulunduğu anımsatıldı.

İddianamede, söz konusu öğrencilerin darbe girişimi günü akşam saat 22.15 sıralarında içtimaya çağrıldığı, şüpheli Yüzbaşı Mesut Metin Kazancı’nın içtima alanında bulananlara hitaben “emre itaatin önemi” hakkında bir konuşma yaptığı, askerliğin temelinin emre itaat
olduğunu, şimdiye kadar planlı eğitim yapıldığını, bundan sonra plansız eğitim yapılacağını
ve bunun zor bir eğitim olacağını söylediği belirtildi.

Bu konuşmanın ardından FETÖ’nün darbe faaliyetleri kapsamında
görevlendirilmeleri planlanan şüphelilerin 16.07.2016 günü saat 00.07 de Yalova Hava
Meydan Komutanlığından çıkış yaptıkları anlatılan iddianamede, listeden isimleri okunmayan öğrencilerin Yalova
Hava Meydan Komutanlığında bırakıldıkları, bu öğrencilerin başında Hava Harp Okulu OSU’da (Öğrenci Seçme Uçuşu) görevli 1. Filo Komutanı Kurmay Binbaşı Mehmet
Gürler’in kaldığı kaydedildi.

Soruşturma kapsamında tanık sıfatı ile dinlenen Teğmen Serkan Demirkan’ın ifadesinde, ”Otobüsler çıktıktan hemen sonra Hava Meydan Komutanı Kurmay Albay
Metin Yıldırım, ‘dışarıdan gelen kim olursa olsun vurun’ emrini verdi. Bu emri
verdiğinde biz önce terör saldırısı olacağı düşüncesine kapıldık.” dediği belirtildi.

Sözde Yalova Sıkıyönetim Komutanı olarak atanan Albay Metin
Yıldırım’ın araç çıkışlarını organize ettiği, kampta bırakılan öğrencilerin hazır olarak bekletildiği, kampta kalan
öğrencilerin nizamiye bölgesinde görevlendirdiği ve nöbet kulesindeki nöbetçi sayılarının
artırıldığı anlatılan iddianamede, Binbaşı Mehmet Gürler’in tam teçhizatlı olarak hazır bekleyen Üsteğmen
Faruk Özdemir’e, ”İstanbul’a takviye için ikinci bir ekibin gideceğine” ilişkin talimat
verdiğini ancak devam eden süreçte darbe girişiminin başarısız olacağı
kanaatine varılması üzerine kampta bekletilen öğrencilerin dışarı çıkarılmasından
vazgeçildiği, Kurmay Binbaşı Gürler’in saat 04.00 sıralarında kalan
öğrencilere ”yat” emri verdiği ifade edildi.

Yalova Hava Meydan Komutanı Metin Yıldırım’ın emriyle, cephaneliğin
depo sorumlusu Alaettin Mercan tarafından açıldığı, Hava Harp Okulu personeline
verilmek üzere 20 sandık içerisinde 20 bin adet G-3 tüfeği fişeğinin depodan
çıkartıldığı ve bunun kamera kayıtlarınca da tespit edildiği vurgulanan iddianamede, darbe kalkışması saatinin geriye çekilmesi nedeniyle Hava Harp Okulu
öğrencilerinin hızlıca İstanbul’a intikali için araçların temin edildiği ve içtima alanında
hazır bulundurulduğu,
İstanbul iline intikal ettirilecek Hava Harp Okulu öğrencilerinin isimlerinin
önceden belirlendiği ve listelendiği, her komutanın kendi sorumluluğu altındaki öğrencileri yakından tanıdığı
(öğrencinin geçmişi, kabiliyeti vb.) dikkate alındığında, isimleri önceden hazırlanan listede
yazılı bulunan öğrencilerin muhtemelen atışı iyi olan, sessiz, sakin, emre itaat eden ve
emirleri sorgulamayan öğrenciler oldukları kaydedildi.

İddianamede, Yeşilköy Hava Harp Okulunda görevli olan ve Tatbiki Eğitim Kampı için
Yalova Hava Meydan Komutanlığında bulunan şüphelilerin takviye amacıyla Fatih Sultan
Mehmet Köprüsüne, 15 Temmuz Şehitler Köprüsüne, Sabiha Gökçen Havalimanına,
Digitürk binasına, TRT Ulus binasına, Avea Genel Merkezine, İstanbul Valiliğine ve
Atatürk Havalimanı Kulesine gitmeyi hedefledikleri aktarıldı.

Avea Genel Merkezine takviye amacıyla gitmeyi hedefledikleri
değerlendirilen 75 şüphelinin (üç rütbeli personel, iki er, 70 Hava Harp Okulu 2.
Sınıf Öğrencisi) 3. Filo Kol Komutanı Yüzbaşı Mesut Metin Kazancı ile 3. Filo Takım
Komutanları Teğmen Harun Ay ve Teğmen Burhanettin Koyuncu’nun emir-komutası
altında araçlarla Yalova Hava
Meydan Komutanlığından hareket ettikleri, henüz Fatih Sultan Mehmet Köprüsüne
ulaşamadan Kavacık mevkisinde yakalandıkları, olay yerinde
toplanan vatandaşların askeri personele yönelik tepkileri nedeniyle otobüsler içerisinde
bulunan askeri personelin üzerilerinde bulunan silah ve mühimmatlarla birlikte
Ümraniye Çakmak Polis Merkezi Amirliğine intikal ettirildiklerinin anlaşıldığı vurgulandı.

– Whatsapp grupları

İddianamede, soruşturma kapsamında şüpheli sıfatı ile savunması alınan Hasan Yıldırım’ın (Hava Harp Okulu
Komutanlığında Öğrenci Alay Harekat Eğitim Şube Müdürlüğü Plan Koordinasyon
kısmında görevli), ifadesinde, ”Astsubaylar arasında oluşturduğumuz ‘Anansgücü’ isimli Whatsapp
grubunda ilk ekibi merak ettiğim için ‘ne yapıyorsunuz, neredesiniz?’ tarzında mesaj attım.
Kısa süre içerisinde otobüslere bindirilip götürülen grup içerisinde olan Astsubay Hayati
Gültekin’den ‘abi köprüde mahsur kaldık, otobüse saldırdılar araba pert oldu üç tane
öğrenci ellerinde, asker de yaralandı’ şeklinde sesli mesaj geldi. Sonra Alay Komutanı İcra Astsubayı Üstçavuş Mustafa Altındal tarafından yine Whatsapp grubundan ‘biz iyiyiz TRT Ulustayız’, şeklinde, Astsubay Çavuş
Mustafa Duran’dan ‘Digitürk binasındayız’ şeklinde, Hayati Gültekin’den ‘biz hala
köprüdeyiz mermimiz azalıyor, buraya en yakın Nakkaştepe’de birlik var bize oradan irtibat
bulun bize oradan atış olabilir’ şeklinde yazılı mesaj geldi.
Kısa bir süre sonra Hayati’den ‘köprünün ortasındayız, hala gelen tek tük
insanlar var. Burada Kuleli Askeri Lisesinde destek de var ama çok zayıf, bize destek lazım’ şeklinde sesli mesaj geldi.
Ben bu mesajları kaydederek Mehmet Gürler Binbaşıya Whatsapp yoluyla
ilettim.” dediği kaydedildi.

Şüpheli sıfatıyla savunması alınan Faruk Şimşek’in cep telefonunda yapılan incelemede, “Between 09-13” ve “Canavar Meclisi” isimli Whatsapp
gruplarının kayıtlı olduğu, gruplarda yapılan yazışmaların ekran görüntüsü
alındığı kaydedilen iddianamede, tüm şüphelilerden ele geçirilen telefonlarından yazılan mesajların içeriği ve yazılmış oldukları zaman dilimi, darbe faaliyetleri kapsamında
bilinçli şekilde ve takviye güç olarak Yalova’dan İstanbul’a geldiklerinin ortaya çıktığı belirtildi.

Mesajların yazıldığı saatlerden çok daha önce sosyal medyada olayın darbe
kalkışması olduğuna yönelik haberlerin yayıldığı, mobil telefon cihazları bulunan
ve internet hattı üzerinden birbirleriyle iletişime geçen rütbeli personelin bu haberlere
ulaşamamış olmalarının hayatın olağan akışına uygun olmadığı vurgulanan iddianamede, ”Kaldı ki şüphelilerin, sokağa
dökülen vatandaşların söylemleri ve güvenlik güçlerinin ‘teslim olun’ çağrılarına uzun süre
duyarsız kaldıkları anlaşılmaktadır. Aralarında yaptıkları yazışmaların (mesajlaşmaların)
içerikleri, kalkışmadan haberdar olduklarını göstermektedir. Bu nedenlerden dolayı,
şüphelilerin kalkışmadan haberdar olmamalarının mümkün olmadığı, kendi iradi davranışları
ile değil, kalkışmanın başarısız olmasından dolayı zorunlu olarak teslim oldukları, emir –
komuta içerisinde hareket eden rütbeli personelin darbe girişiminde aktif rol oynadıkları
değerlendirilmiştir.” denildi.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?