Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu: (2)

ANKARA (AA) – Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Davası inancı olmayanın, davası milleti olmayanın, davası ülkesi olmayanın sonu her zaman hüsran olmaya mahkumdur." dedi.

Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu.

"Davası inancı olmayanın, davası milleti olmayanın, davası ülkesi olmayanın sonu her zaman hüsran olmaya mahkumdur." ifadesini kullanan Erdoğan, AK Parti'nin önünde 2023 hedefleri, 2053 ve 2071 vizyonları olduğunu hatırlattı.

Kongre süreçlerini bu bakımdan önemli bir fırsat, pencere olarak gördüğünü belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Önümüzdeki dönemde yeni bir heyecanla, yeni kadrolarla, yeni hedeflerle milletimize hizmet etmeyi sürdüreceğiz. Burada Teşkilattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcım Erkan Bey başta olmak üzere bir şeyi açık, net söylüyorum, tüm il başkanlarıma sesleniyorum, gerek kadın kolları, gerek gençlik kolları hepsine sesleniyorum, lütfen kadrolarımızı oluştururken o ilin, ilçenin kanaat önderlerini bulacaksınız. Aynı heyetlerle, aynı ekiplerle yürümeye mecbur değiliz, mahkum da değiliz. Dinamik bir yapı ile yola yürümeye mecburuz ve bunun için de arayışların ideal olması lazım. İlçelerimizde, illerimizde ne yapacağız? Ömerleri, Haticeleri, Ayşeleri, Mus'ab bin Umeyrleri bulacağız, kadrolarımızı bu şekilde oluşturup delegelerimizin önüne böyle çıkacağız dedik. Yoksa 'benim oğlum bina okur, döner döner yine okur' aynı ekiplerle yola devam edelim. Yok, böyle bir şey istemiyoruz. İşi değiştireceğiz."

Erdoğan, AK Parti'nin eski Türkiye'nin partisi olmadığını, sürekli hücrelerini yenilediğini, gelecek ufkunun bulunduğunu vurgulayarak, halkın bunu görmesi gerektiğini söyledi.

Mevcut kadroları tamamen tasfiye etme gayreti içerisinde olmadıklarının altını çizen Erdoğan, "Şüphesiz ki enerjisi olan, çalışan, çalışabilen bu arkadaşlarımızla da yolumuza devam edeceğiz." diye konuştu.

– "Her deprem, potansiyel tehdidi hatırlatıyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin güvenlikten ekonomiye kadar çok önemli gündem konularının bulunduğuna dikkati çekerek, bunların arasında asla ihmal edilmemesi gereken hususlardan birisinin de tabii afetlere hazırlık meselesi olduğunu kaydetti.

Elazığ ve Malatya'da 24 Ocak'ta 41 vatandaşın hayatını kaybettiği depremin ardından 23 Şubat'ta Van'da yeni bir deprem felaketinin meydana geldiğini hatırlatan Erdoğan, Başkale ilçesinde etkili olan İran merkezli depremde 10 vatandaşın yaşamını yitirdiğini, 68 vatandaşın ise yaralandığını aktardı.

Erdoğan, Türkiye'de hemen her gün büyüklü küçüklü pek çok depremin olduğunu belirterek, şunları ifade etti:

"Her deprem haberi bize, ülkemizin yüzleştiği potansiyel tehdidi bir kez daha hatırlatıyor. Ülkemizin gerçekten sorunlu bir yapı stoğuna sahip olduğunu biliyoruz. Özellikle 20 yıldan daha eski binaların büyük bölümü depreme karşı dayanıksızdır. Bunun için kentsel dönüşüm projelerine özel ehemmiyet veriyoruz. Nüfus yoğunluğunun had safhada olduğu İstanbul başta olmak üzere, ülkemizin her yerinde bina altyapımızda radikal değişikliklere gitmek mecburiyetindeyiz. Bugün bizim küçük çıkar hesaplarıyla yıkmaktan veya gerektiği şekilde güçlendirmekten imtina ettiğimiz her yapıyı depremin yerle bir edeceği açıktır. Tedbiri kendimiz aldığımızda, sadece maddi bedel ödüyoruz. Buna karşılık aynı binayı deprem yıktığında yüreğimizi yakan can kayıpları ve gerçekten çok büyük meblağları gerektiren maddi faturalarla karşı karşıya kalıyoruz."

– "Kısa sürede temel sıkıntıları çözebiliriz"

Son bir asırda 57 büyük deprem yaşamış ve 80 bin vatandaşını kaybetmiş bir ülke olarak, bu konuda rehavete kapılma hakkına sahip olunmadığının altını çizen Erdoğan, "Kentsel dönüşümde devlet taraflardan sadece biridir. Bakanlıklarımız ve ilgili kurumlarımız bu konudaki planlamalarını zaten tamamlamış durumdadır." dedi.

Erdoğan, belediyelerden vatandaşlara kadar sürecin tüm tarafları bu yükü paylaşmadan, arzu edilen hızda bir dönüşümün gerçekleşemeyeceğine işaret ederek, şöyle konuştu:

"Yatay mimari esasına göre dönüşüm yapmak için tüm tarafların fedakarlıkta bulunması gerekiyor. Örneğin, 3 katlı binayı yıkıp, yerine sadece 4 katlı bir bina yapacaksak, burada hem belediyenin hem mal sahiplerinin ellerini taşın altına koyması şarttır. Mesela '40 yıllık 100 metrekare dairemi vereyim ama karşılığında yepyeni 150 metrekare daire alayım' dayatmasına girdiğinizde bu işin içinden çıkılamaz. Devlet, her işini gücünü bir tarafa bırakıp, tüm imkanlarını konut yapımına hasretse bile bu işin altından kalkılabilmesi çok uzun yılları alacaktır. Kentsel dönüşümün yükünü hep birlikte paylaştığımızda kısa sürede temel sıkıntıları çözebiliriz. Aksi takdirde yıllarca bu meseleyi konuşuruz ama bir arpa boyu yol ancak kat ederiz."

Erdoğan, gelecek dönemde bakanlıklarla, belediyelerle, vatandaşlarla el ele vererek, Türkiye'nin bu önemli meselesinin üstesinden geleceklerine inandığını belirtti.

(Sürecek)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?