Diyanet İşleri Başkanı Erbaş:

ANKARA (AA) – Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet İşleri Başkanının resmi nikah kıyma konusunda yetkili olmadığını belirterek, “Müftüler nikah kıyabilecek, ben kıyamayacağım. Müftüler olarak değil de müftülükler olarak kanun geçti. Mevcut sistemde evlendirme dairelerinde, belediyelerde nasıl kıyılıyor? Bazen belediye başkanı bazen de belediye başkanının yetki verdiği memur nikah kıyıyor. Burada da aynı sistem geçerli olacak. Ya müftü kıyacak ya da müftü memuruna yetki verecek. ” diye konuştu.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, AA muhabirine, Başkanlığın çalışmaları ve güncel konularla ilgili açıklamalarda bulundu.

Din-i Mübin-i İslam'la ilgili çalışmaları, sadece yurt içinde değil yurt dışındaki Müslümanlara ulaştırmak için gayretlerini en üst seviyeye çıkarmayı planladıklarını kaydeden Erbaş, “Rabbimiz bize bu görevi emanet etmiş. Peygamberimizin varisleri olduğumuzu düşünerek, bu görevimizi yerine getirmeye çalışıyoruz. ” ifadelerini kullandı.

Erbaş, daha stratejik bir irşat metodu belirleyeceklerini bildirerek, Diyanet'in bütün birimlerinin bu konuda vazifelendirildiğini dile getirdi.

– “Din İşleri Yüksek Kurulu komisyon çalışmalarına devam edilecek ”

Din İşleri Yüksek Kurulunun, fikir üreten, proje geliştiren bir birim olduğunu hatırlatan Erbaş, kurulun daha etkin çalışacağını söyledi.

Din İşleri Yüksek Kurulunun, kitap ve sünnet ilkelerine uymayan nevzuhur dini yapılarla ilgili çalışmaları olduğunu bildiren Erbaş, “FETÖ ve DEAŞ raporuyla ilgili değerlendirmeler yapacak. Yanlış din algısına sebebiyet verecek benzeri birtakım oluşumlarla ilgili komisyon çalışmaları devam edecek. Bu konularla ilgili Din İşleri Yüksek Kurulumuz hızlı bir çalışma içine girdi. ” bilgisini verdi.

Bir süredir ara verilen “ALO 190 ” gibi fetva kanallarının yeniden açılacağını aktaran Erbaş, vatandaşın Din İşleri Yüksek Kurulu ile doğrudan görüşebileceğini duyurdu.

– “Diyanet Akademileri, önümüzdeki yıl kurulacak ”

Diyanet Akademilerini gelecek yıl kuracaklarını açıklayan Erbaş, “Diyanet Akademilerini kurduğumuz zaman hem hizmet içi eğitim yapmış olacağız hem de hizmet öncesi eğitim yapmış olacağız. Dini Yüksek İhtisas Merkezleri de bunun içerisinde olacak. ” dedi.

Diyanet İşleri Başkanlığı için önlerindeki en büyük çalışmanın Diyanet Akademilerinin kurulması olduğunu belirten Erbaş, Diyanet Akademileri kurulduğu zaman personelin tahsil durumuna göre 6 ay, 1 sene gibi sürelerle eğitime alınacağını, bu eğitimler bittikten sonra göreve başlayacaklarını kaydetti.

– “Diyanet İşleri Başkanı, nikahı kıyma konusunda yetkili değil ”

Diyanet İşleri Başkanının resmi nikah kıyma konusunda yetkili olmadığını da açıklayan Başkan Erbaş, şöyle devam etti:

“Müftüler nikah kıyabilecek, ben kıyamayacağım. Kanun, müftüler olarak değil müftülükler olarak geçti. Mevcut sistemde evlendirme dairelerinde, belediyelerde nasıl kıyılıyor? Bazen belediye başkanı bazen de belediye başkanının yetki verdiği memur nikah kıyıyor. Burada da aynı sistem geçerli olacak. Müftü nikahı ya kendisi kıyacak ya da memuruna yetki verecek. ”

Müftülerin kıyacağı resmi nikahın belediye nikahından bir farkı olmayacağını ifade eden Erbaş, “Belediyeler biraz rahatlamış olacak. Müftü de belediye başkanı da bir devlet memuru. Resmi nikahta prosedür neyse müftülük de belediye de onu yapacak. Burada bazı kardeşlerimizin eleştirmesi, karşı çıkması çok anlamlı değil. Halkımızın endişe etmesine gerek yok. ” değerlendirmesinde bulundu.

– Erbaş'ın eğitim hayatı

Diyanet İşleri Başkanlığı görevine eylülde başladığını hatırlatan Erbaş, daha önce merkezde 6 buçuk yıl, taşrada da 11 yıl görev yaptığına işaret etti.

“Diyanet İşleri Başkanlığında bulunduğum süre içerisinde, Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesindeki çalışmalarımız, bizim için önemli bir tecrübe oluşturdu. ” diyen Erbaş, eğitim hayatıyla ilgili ayrıntıları da paylaştı.

Sakarya İmam Hatip Lisesini 1980'de bitirdiğini dile getiren Erbaş, imam hatip lisesi yıllarında Milli Türk Talebe Birliğini bir yuva gibi kabul ettiğini söyledi.

Marmara İlahiyat Fakültesinde eğitim gördüğü senelerde İlim Yayma Yurdunda kaldığını anlatan Erbaş, “İlim Yayma Yurdu bizim için ayrıca bir üniversite oldu. Yurdun medrese odalarında tefsir, hadis, Arapça dersleri aldım. 13 yıllık İstanbul hayatımı çok iyi değerlendirdiğimi düşünüyorum. ” dedi.

İlahiyat fakültesi programına ek olarak, Kur'an-ı Kerim ile ilgili tashih-i huruf, Meharic-i huruf derslerini Reisü'l Kurra Abdurrahman Gürses ve İsmail Biçer'den, Emsile, Bina, Maksud, Avamil, İzhar gibi kısımlardan oluşan klasik Arapçayı İstanbul'daki bazı alimlerden okuduğunu belirten Erbaş, eğitim hayatına ilişkin şunları kaydetti:

“Tefsir, hadis derslerini Emin Saraç hocadan senelerce okuduk. Haseki Eğitim Merkezinde Arapça, tefsir, hadis, fıkıh, Akaid, İslam tarihi, siyer yani ulumu İslamiye noktasında hem İlahiyat Fakültesinde, hem fakülte dışında kendimizi yetiştirmek nasip oldu. Yüksek Lisansımı Tefsir Ana Bilim Dalından yaptım. 'Kur'an-ı Kerim'deki tekrarlar' konusunu tez olarak çalıştım. Doktoraya, Dinler Tarihinden girdim. Dinler tarihi bizim ilim geleneğimizde ulumu İslamiyenin hep içinde değerlendirilmiştir, adı da milel ve nihaldir. Müslümanların dinler tarihçiliği batılı dinler tarihçileri gibi değildir. Ben bir Müslüman olarak dinler tarihçiliğini milel ve nihal tarzında yapıyorum. Doktora çalışmam 'İlahi dinlerde melek inancı'. Burada da İslam'daki melek inancını diğer inançlarla mukayeseli bir şekilde çalışarak, İslam'ın mucizevi yönünü melek inancı açısından da ortaya koymaya gayret ettim. 1993 yılında Sakarya Üniversitesine, Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma'nın jüri başkanı olduğu yardımcı doçentlik jürisinden geçerek öğretim üyesi oldum. Doçentlik ve profesörlük çalışmalarımı dinler tarihi alanında yürüttüm ve İlahiyat Fakültesinde bu alanda 20 yıl ders verdim. ” diye konuştu.

– “Hristiyanlığın baskı ve zulümle nasıl yayıldığını anlatıyorum ”

Hristiyanlıkla ilgili yazdığı kitaplara yönelik eleştirilere karşılık da Erbaş, “Benim Hristiyanlıkla ilgili yazdığım kitapları herkesin okumasını tavsiye ederim. Çünkü Er-Red ale'n-nasârâ (Hristiyanlığa Reddiye) tarzında yazılmış kitaplardır. İçinde Hristiyanlığın baskı ve zulümle nasıl yayıldığını anlatıyorum. İncillerin çelişkilerini ortaya koyuyorum. Bu yayınlardan Müslümanların memnuniyet duyması lazım. ” ifadelerini kullandı.

Öte yandan Erbaş, dekanlık, genel müdürlük ve rektörlük yapmış olmasının Diyanet İşleri Başkanlığı döneminde kendisine idari tecrübe birikimi açısından oldukça fayda sağlayacağını belirtti.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?