Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD’de

NEW YORK (AA) – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bir milyona yakın Arakanlı şu anda topraklarından ne yazık ki adeta soykırım yoluyla Bangladeş’e geçmenin gayreti içinde. Bakın biz hiçbir zaman, ‘Rohingyalı Müslümanları Budistler öldürdü’ diye bir ifade kullanmadık. Katliamı Budistler yapıyor ama biz bunu kullanmadık. Şimdi buradan Budistleri dünyada bu kadar şirin gösteren kişilere sesleniyorum, insancıl olduklarını söyleyenlere sesleniyorum. Peki ‘İslami terör’ ifadesini siz hangi hakla söylüyorsunuz?” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesinin himayesinde Marriott Marquis Otel’de düzenlenen “Türk Amerikan ve Amerikalı Müslüman Toplumuyla Buluşma” programında konuştu.

Myanmar’da katliam yaşandığını, Arakanlı Müslümanların katledildiğini belirten Erdoğan, “Bir milyona yakın Arakanlı şu anda topraklarından ne yazık ki adeta soykırım yoluyla Bangladeş’e geçmenin gayreti içinde. Bakın biz hiçbir zaman ‘Rohingyalı Müslümanları Budistler öldürdü’ diye bir ifade kullanmadık. Katliamı Budistler yapıyor ama biz bunu kullanmadık. Şimdi ben buradan sesleniyorum, Budistleri dünyada bu kadar şirin gösteren kişilere, insancıl olduklarını söyleyenlere sesleniyorum. Peki ‘İslami terör’ ifadesini siz hangi hakla söylüyorsunuz?” şeklinde konuştu.

İslam dinine göre Müslümanın tanımını Arapça dile getiren Erdoğan, “Müslüman o kimsedir ki elinden ve dilinden diğer insanların emin olduğu insandır. Müslüman budur, kimseye zarar vermez. Bir insan, bir insanı eğer öldürürse tüm insanlığı öldürmüş gibidir. Bu, bizim dinimizin ilkesidir. Terörü bir akide meselesi, itikadi bir mesele haline getiren bizim dinimize kimse terörü yakıştırma hakkına sahip değildir. Kimse DEAŞ’ı İslam olarak, Müslüman olarak ifade etmesin. DEAŞ’ın İslam’la falan alakası yoktur, bir terör örgütüdür.” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, Türkiye’nin, terör örgütü DEAŞ’a karşı yurt içinde ve Suriye’de mücadele verdiğini, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile Özgür Suriye Ordusu’nun, Fırat Kalkanı Harekatı ile Cerablus, Rai, Dabık ve El Bab’ın bulunduğu 2 bin kilometrekare alanda operasyon yürüttüğünü hatırlattı.

– “3 bini aşkın DEAŞ’lıyı etkisiz hale getirdik”

Operasyon yürütülen alanda 3 bini aşkın DEAŞ teröristinin etkisiz hale getirildiğini bildiren Erdoğan, “Ben buradan Amerikalı dostlarıma da sesleniyorum. Peki siz şu ana kadar kaç tane DEAŞ’lıyı etkisiz hale getirdiniz? Tabii bizim arzumuz, keşke Rakka operasyonunda PYD ve YPG ile iş birliği halinde değil de Türk Silahlı Kuvvetleri, Özgür Suriye Ordusu ve Amerika, koalisyon güçleri birlikte bu operasyonu yapsaydık, DEAŞ’ı da oradan temizleyip atsaydık.” dedi.

Bütün Müslümanları birer terörist olarak takdim etme stratejisi üzerine kurulu kampanyanın önüne geçilmezse ABD’deki Türk toplumunun hak ve özgürlüklerinin topyekun tehlike altına gireceğine dikkat çeken Erdoğan, bu çerçevede ABD’deki tüm dost ve kardeş toplulukların dernekleriyle birlikte hareket edilmesi çağrısında bulundu.

Geçen yıl açılışı yapılan Diyanet Amerika Merkezi’nin bu bakımdan önemli katkı sağladığını söyleyen Erdoğan, yalnızca Türk toplumunun değil, Washington bölgesindeki tüm Müslümanların hizmetindeki bu merkezin İslam dininin ve Türk kültürünün tanıtımında önemli rol oynadığını belirtti.

Bu tür imkanları en iyi şekilde değerlendirerek Amerika’da sahip olunan hakları geliştirme mücadelesinin daha ileri taşınabileceğini dile getiren Erdoğan, “Burada verilen meşru mücadeleye en büyük darbeyi maalesef Müslüman oldukları iddiasıyla ortaya çıkan terör örgütleri ve teröristler vuruyor. DEAŞ, El Kaide, Boko Haram, Eş Şebap, FETÖ gibi terör örgütlerinin tamamen proje ve provokasyon ürünü söylemlerine, eylemlerine, yayınlarına karşı İslam’ın aydınlık yüzü olan sizler temsil ediyorsunuz.” ifadelerini kullandı.

– “Bu tavır, küresel İslamofobinin bir parçasıdır”

Dünyanın her yerinde, farklı inanç gruplarına mensup kişiler tarafından düzenlenen terör eylemleri yaşandığını ancak yalnızca fail Müslüman olduğunda, bunun adının “İslami terör” olarak ifade edildiğine dikkat çeken Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Şayet fail başka bir inanca mensupsa bu eylem adli vaka sınırının ötesine geçirilmeden gündemden düşürülüyor. Bugüne kadar hiç ‘Hristiyan terörü’, ‘Yahudi terörü’, ‘Budist terörü’ şayet kişi herhangi inanca mensup değilse ‘ateist terörü’ diye bir şey işittiniz mi? Myanmar’da katledilen Müslümanlarla ilgili böyle bir nitelemeyi hiç duydunuz mu? Duyamazsınız, çünkü sadece eylemci Müslümansa inancıyla sıfatlandırılır, değilse hiç sözü edilmez. Bu tavır asla iyi niyetli değildir, bilakis küresel İslamofobinin bir parçasıdır. Batı ülkelerinde ve hatta global düzeyde İslam’la terör kavramlarını eşleştirme, aynı parantezin içine alma çabasının ürünüdür. Bu oyunu hep birlikte bozacağız. Buna hazır mıyız? Yapmamız gereken tek şey var, kendimiz olmak. Çünkü bir Müslümanın kendisini içinde yaşadığı topluma benimsetmek için özel bir şey yapmasına gerek yoktur.”

– “En güzel cevabı dayanışmanızla sizler vereceksiniz”

İslam ahlakıyla ahlaklanan, Kur’an-ı Kerim’in mesajlarına vakıf, Hazreti Muhammed’in tavsiyelerinden haberdar olan her Müslümanın, yaşadığı toplumda parmakla gösterilen örnek şahsiyet olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

“İnsanların önüne bu gerçek Müslüman profilini koymakta gösterdiğimiz başarı ölçüsünde, terör örgütleri ve teröristler üzerinden inancımıza yönelen saldırıları boşa çıkarabiliriz. Bu konuda Amerika’daki Müslüman toplumuna, özellikle Türk Amerikalılara güveniyorum. Küresel İslamofobinin kışkırtılmaya çalışıldığı şu kritik dönemde, gerçek İslam anlayışının Batı yarımkürede ortaya konulması hususunda gösterdiğiniz gayretler için de her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bazı kesimlerin, Amerika’daki Müslümanları dışlama çabalarının, sizlerin bu gayretleri sayesinde neticesiz kalmaya mahkum olması kaçınılmazdır. İslam ve Müslümanlık kimliğini Amerika’nın tarihinden ve sosyal hayatından koparmaya çalışanlara en güzel cevabı asil duruşunuzla dayanışmanızla üretkenliğinizle sizler vereceksiniz.”

– “Ayrım yok, bir felaket nerede varsa biz oradayız”

Amerika’daki İslam toplumunun gücünün, dünyadaki Müslümanlar için güven ve cesaret kaynağı olacağının altını çizen Erdoğan, İslam dünyasının Suriye, Irak, Libya, Yemen, Filistin ve Afganistan gibi yerlerdeki çatışmalar ve Somali’de olduğu gibi insani dramlarla yüzleştiğini belirtti.

Myanmar’dan gelen haberlerin yürekleri dağladığını söyleyen Erdoğan, “Kızılayımız şu anda Meksika’da. Oradaki depremler sebebiyle bütün yardım ekiplerimizle oradayız. Ayrım yok. Bir felaket nerede varsa biz oradayız.” dedi.

Dünyada az gelişmiş ülkelere yardım noktasında Amerika’dan sonra ikinci sırada bulunan Türkiye’nin, yardımlar milli gelire oranla değerlendirildiğinde birinci sırada yer aldığına dikkat çeken Erdoğan, şöyle konuştu:

“Arakanlı kardeşlerimize 2012 yılından beri ulaştırdığımız yardımların tutarı 70 milyon doları geçiyor. Son krizde de hem Myanmar tarafındaki hem de Bangladeş’teki kamplarda bulunan Arakanlılara elimizden gelen yardımı yaptık, yapıyoruz, yapacağız. Tabii son gelişmelerde gerek Dışişleri Bakanım, eşim, oğlum, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanım, onlardan aldığım bilgiler, anlatılan manzaralar, çekilen videolar… Kahrolmamak mümkün değil. Geçmişte tüm haklarının ellerinden alındığı yetmiyormuş gibi şimdi de evleri, köyleri yakılan, baskıyla katliamla ülke dışına gitmeye zorlanan yüzbinlerce masum insan gerçekten çok zor şartlarda hayata tutunma mücadelesi veriyor.”

Arakan Müslümanlarının durumunun, “insanlığın, özellikle İslam dünyasının imtihanı” olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

“Hiç şüphesiz bu imtihan Amerika’daki Müslüman toplumu da kapsıyor. Sizlerden bu mazlum kardeşlerimize sahip çıkmanızı bekliyorum. Ayrıca Amerikan yönetiminin bu konuyla daha yakından ilgilenmesini sağlamak için geçenlerde Sayın Donald Trump ile yaptığım görüşmede, bu konuyu kendilerine de ifade ettim ve hemen ertesi gün Amerikan Dışişleri Bakanı’nın Myanmar ile ilgili açıklamasını duydum. Geçtiğimiz günlerde Kazakistan’da, dün hem Birleşmiş Milletler Genel Kurulu hem de İslam İşbirliği Teşkilatı Rohingya Temas Grubu Toplantısı’nda bu meseleyi gündeme getirdik. Arkası karanlık bir örgütün saldırıları bahane edilerek koca bir halkın kendi topraklarından adeta kazınmaya çalışılması insanlık suçudur. Acil önlem alınmazsa Bosna veya Ruanda’da yaşananlar neyse benzer bir felaketi yaşamamız an meselesidir. Türkiye olarak bu meselenin sona kadar takipçisi olacağız.”

(Sürecek)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?