CHP TBMM Grup Toplantısı

TBMM (AA) – CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'a hitaben, “Eğer Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı bir ülkenin başkentinde operasyon düzenleniyorsa, o ülkeyi bize açıklamak sizin görevlerinizden birisidir. Eğer açıklamazsanız yalan söylüyorsunuz. ” dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün iki temel ilkesinin siyasal ve ekonomik bağımsızlık olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, siyasal bağımsızlığı hala kendi elinde bulunan Türkiye'nin, mali olarak bağımsız değil, ekonomik olarak büyük ölçüde egemen güçlerin elinde bulunduğunu öne sürdü.

Kılıçdaroğlu, tarım sektöründe tüketilen ürünlerin Batı'dan ithal edildiğini, Türkiye'nin özellikle et ithalatında AB ülkeleri arasında birinci sırada olduğunu, sanayide hammadde ithalatı gerçekleşmemesi halinde üretim yapılamadığını savundu.

Türkiye'nin adım adım egemen güçlerin tuzağına düştüğünü ileri süren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“Türkiye, şu anda borç tuzağı içindedir. Duyun-u Umumiye kurulmadı ama şu anda egemen güçlerin talimat verip sonuç aldıkları bir sürecin içindeyiz. 'Faiz yükselsin' diyen Batı'nın egemen güçleri, 'faiz yükselmesin' diyen Erdoğan. Faiz yükseldi, onların beklentilerine uygun olarak tam 3 kat. O zaman şu soru çok önemli: Türkiye'yi Batı'nın egemen güçleri mi yönetiyor, sarayda oturan zat mı? Türkiye'nin ekonomik bağımsızlığı aşama aşama elinden alınıyor ve onların talimatlarına göre gereği yapılıyor. Bir gazeteci içerde; telefon ediyor, serbest bırakılıyor. Bir gecede iddianame hazırlanıyor, ertesi gün mahkemeye çıkarılıyor ve birkaç içinde tahliye edilip Almanya'ya gidiyor. Bu güç ne gücüdür? Para gücüdür, teslim alma gücüdür. ”

Suudi Arabistan ile de benzer sürecin yaşandığını iddia eden Kılıçdaroğlu, “Suudi Kralı telefon etti, bir değil, '15 katili ve başkonsolosu bize getir' diye. Niye büyükelçini çekemiyorsun? 'Benim ülkemde cinayet işlenmez, ya bana katilleri teslim edersin veya ben büyükelçimi göndermem.' diyebilir mi, diyemez. Çünkü para, Batı'nın egemen güçleri teslim aldı. ” diye konuştu.

– “Neden bu çocukları ölüme mahkum ediyorsunuz? ”

Kemal Kılıçdaroğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın bütçe görüşmelerinin yapıldığı Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, “10 Ağustos'ta bir ülkenin başkentinde Türkiye'ye yönelik finansal saldırının gerçekleştirildiği ” yönünde açıklamada bulunduğunu belirterek, söz konusu ülkenin neresi olduğunu sorduklarını, çünkü bu ülkeye karşı hep birlikte mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı.

Kılıçdaroğlu, konuya ilişkin önergeyi CHP Grup başkanvekillerinin verdiklerini ancak bu konunun açık veya kapalı oturumda görüşülmesine yönelik taleplerinin reddedildiğini aktararak, “Buradan AK Parti Genel Başkanı Erdoğan'a ve Berat Albayrak'a sesleniyorum: Eğer Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne karşı bir ülkenin başkentinde operasyon düzenleniyorsa, o ülkeyi bize açıklamak sizin görevlerinizden birisidir. Eğer açıklamazsanız yalan söylüyorsunuz. ” dedi.

Ekonomik sıkıntılar nedeniyle bazı hastanelerde hayati tehlike bulunmadıkça ameliyatların yapılamamasının ardından ilaç sıkıntısının da baş gösterdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, Tüm Eczacı İşverenler Sendikasının “ağrı kesici ve grip aşısı miktarının yeterli olmadığı ” yönündeki açıklamasını aktardı.

SMA hastalarının bir dozu 125 bin dolar olan ilaçlarının, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye'de devlet tarafından temin edilmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Neden bu ilacı almıyorsunuz? Neden bu çocukları, annelerinin gözünün önünde ölüme mahkum ediyorsunuz? Eğer sizde vicdan varsa, ahlak varsa, adalet varsa, insan sevgisi varsa, 'Çocuklarımız bizim için değerlidir.' diyorsak bunu sağlayın. ” diye konuştu.

– “Birilerine koltuk, para verecekler ”

Kılıçdaroğlu, ekonomik krizden çıkış için CHP olarak iktidara 13 maddelik bir öneri listesi sunduklarını, aynı zamanda bütün sosyal tarafların katılımıyla çözüm üretebilecek “Ekonomik ve Sosyal Konsey ” kurulmasını da önerdiklerini anımsatarak, “İtibar etmediler. Yeni bir kurum kurmuşlar, kısa adı FİKKO. Finansal İstikrar ve Kalkınma Komitesi. Bütün bu krizi aşacaklarmış. İşçi, işveren, sanayici, emekli, çiftçi, reel sektör temsilcisi yok. Niçin? Birilerine koltuk, para verecekler, onun için. ” değerlendirmesini yaptı.

Döviz kurunda gerileme olduğunu ancak enflasyonla mücadele kapsamında Hükümetin çalışmalarından sonuç alınamadığını savunan Kılıçdaroğlu, AK Parti iktidarlarının satarak ve borçlanarak Türkiye ekonomisini bu hale getirdiğini ileri sürdü.

Kılıçdaroğlu, geçen haftaki CHP Grup Toplantısında 15 Temmuz şehit yakınları ve gaziler için toplanan paranın akıbetini sorduğunu anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Nereye gitti bu para? 15 Temmuz şehitlerinin yakınlarına, gazilere soruyorum, 'Size para verildi mi?' Hayır. Kim yedi bu parayı? Ben bunu soruyorum, 'Vay şehitleri, gazileri rahatsız ediyor.' Bu para şehit yakınlarına, gazilerimize dağıtılacak, takipçisi de CHP olacak. Allah bilir bu gaziler ve şehit yakınları için topladıkları parayı da iç ettiler. Vakıf kurulacakmış da sonra dağıtılacakmış. Bir ayda kur. Aradan geçti yıllar, nerede, hangi bankada bu para, kim kullanıyor? Bütün şehit yakınları ve gazilere sesleniyorum: Sizin hakkınızı korumak CHP'nin namus borcudur. ”

– “12 milyon 400 bin metrekare daha fazla inşaat alanı ”

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, İstanbul'da 76 proje için öngörülenden 12 milyon 400 bin metrekare daha fazla inşaat alanı tahsis edildiğini iddia etti.

AK Parti belediyelerinin İstanbul'a ihanet ettiklerini öne süren Kılıçdaroğlu, “İstanbul'da trafik derdi olmaksızın yaşamak istiyorsanız, 'İstanbul'un rantını İstanbullu hakça paylaşacak' diyorsanız, İstanbul'un bağrındaki hançeri çıkarmak istiyorsanız yekiyi vereceğiniz tek bir parti vardır, CHP'dir. ” ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, 76 şirkete verildiğini öne sürdüğü 240 milyar liraya ilişkin herhangi bir vergi ödemesinin de görünmediğini belirterek, şöyle devam etti:

“Bunların adı vergi şampiyonları listesinde var mı? Hayır. 53 kişi 'adımızı açıklamayın' demiş Maliyeye. Vergi vermek onurlu bir görev. 'Ben bu ülkeye vergi veriyorum' diye gezerim. Bunlara soruyorum, siz ne kadar vergi verdiniz? Asgari ücretli vergi veriyor. Mutfakta yangın var, vatandaş perişan. Hem vergi veriyor hem de enflasyonun altında eziliyor. AK Parti'li kardeşlerime seslenmek istiyorum: AK Parti demek pahalılık demektir. AK Parti iktidarı enflasyon demektir. Aldılar enflasyonu ta yukarılara çıkardılar. 16 yılda işsizlik bitecekti, İşsizlikle Mücadele Programı açıkladılar, gençler işsiz. AK Parti iktidarı demek israf demektir. Uçan, yazlık, kışlık saray; efuliler, ejder meyveleri, adını bilmediğimiz bir sürü neler varsa burada var. İsraf haramdır, AK Parti'ye oy verirsen harama ortak olursun. AK Parti iktidarı demek, pahalı gübre, pahalı mazot, çaresiz çiftçi, emeklilikte yaşa takılmak, niteliksiz, kalitesiz eğitim, borç batağına sürüklenen esnaf, itibarsız dış politika, Londra'daki bir avuç tefeciye hizmet eden iktidar demektir. ”

– “Gözünü toprak doyursun kardeşim ”

Kılıçdaroğlu, sarayda enflasyon sorunu bulunmadığını belirterek, “Beyefendi diyor ki 'Maaşım az, yüzde 26 zam yapacağım.' Gözünü toprak doyursun kardeşim. Her ay 59 bin lira alıyorsun, yetmiyor bir de emekli aylığı alıyorsun. Çifte kavrulmuş maaş alıyorsun. Bu yetmiyor, 'Yüzde 26 zam yapacağım' diyorsun. 'Benim maaşım 74 bin 500 lira olacak.' diyor. Peki ayda 1600 lira ile gariban işçi nasıl geçinecek, onu düşünen var mı? ” diye konuştu.

AK Parti'ye oy veren seçmene seslenen Kılıçdaroğlu, “Ne istedilerse verdin ama ders vermedin. Şimdi sıra geldi ders vermeye. Bunların bir derse ihtiyacı var ve o dersi verecek olan da bu ülkenin insanı. ” ifadelerini kullandı.

Bu arada salona gelişi sırasında Kılıçdaroğlu'na, Balıkesir Kadın Platformu tarafından zeytin dalı ve zeytinyağı ikram edildi, partililer de “Güzel Günler Göreceğiz ” şarkısını seslendirdi.

Öte yandan, LÖSEV tarafından salonda bulunanlara “Yaşasın Lösemili Çocuklar ” yazılı maskeler dağıtıldı.

(Bitti)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?