“Bir İnsan Hakları İhlali Olarak 15 Temmuz” paneli

ANKARA (AA) – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz 2016’da yaşanan darbe girişimine ilişkin, “O gece hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı 250 iken, öldürülen darbecilerin sayısı sadece 35’tir. İşte bu rakamların üzerinde de düşünmemiz lazım. Şayet Türkiye bir hukuk devleti olmasaydı, adaleti gözeten bir ülke olmasaydı, en azından o gece darbede fiilen yer alan 10 binlerce hain şu anda cezaevlerinde değil, rastgele açılmış çukurlarda yatıyor olurdu.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ATO Congresium’da AK Parti Genel Merkezi’nce düzenlenen “Bir İnsan Hakları İhlali Olarak 15 Temmuz” panelinde yaptığı konuşmada, yıllardır terörle mücadele etmesine rağmen insan haklarından en küçük taviz vermeyen Türkiye’nin 15 Temmuz gecesi bu bakımdan da saldırıya maruz kaldığını belirtti.

“15 Temmuz, aynı zamanda insan haklarının ağır şekilde ihlal edildiği bir eylemdir.” diyen Erdoğan, AK Parti tarafından yapılan araştırmanın sonuçlarının yer aldığı Milli İradenin Zaferi kitabının tanıtımını yaptıklarını hatırlatarak, bu kitapta şehitlerin canlarına nasıl kıyıldığına, gazilerin nasıl yaralandıklarına ilişkin çok çarpıcı ve acı tespitler olduğunu bildirdi.

Erdoğan şöyle devam etti:

“Buna göre, şehitlerimizin yüzde 47,5’i darbecilerin açık hedef gözeterek sıktıkları kurşunlarla hayatını kaybetmiştir. Şehitlerimizin yüzde 21’i uçakların bombalaması, yüzde 9’u tankların ezmesi, yüzde 6,3’ü de helikopterlerin ateşiyle son nefeslerini vermişlerdir. Gazilerimizin de yüzde 40’ı kurşunla, yüzde 28’i ağır silahların mermilerinden ve bombalardan kopup gelen şarapnellerle, yüzde 8’i darbecilerin kullandıkları araçların ezmesiyle, yüzde 7’si helikopter ateşiyle, yüzde 3’ü uçakların bombalamasıyla yaralanmıştır. O gece hayatını kaybeden vatandaşların sayısı 250 iken öldürülen darbecilerin sayısı sadece 35’tir. İşte bu rakamların üzerinde de düşünmemiz lazım. Şayet Türkiye bir hukuk devleti olmasaydı, adaleti gözeten bir ülke olmasaydı, en azından o gece darbede fiilen yer alan 10 binlerce hain şu anda cezaevlerinde değil, rastgele açılmış çukurlarda yatıyor olurdu.”

– “Gitsin özel sektörde çalışsın, devlet mi besleyecek bunları?”

Batı ülkeleri tarafından “Bu kadar kişi cezaevinde yatıyor, bu sayılar nedir” sorusunun yöneltildiğini aktaran Erdoğan, “Ya sen bunu soracağına ‘Darbecilerden kaç kişi öldü veya öldürüldü.’ bunu bir sorsana. Ama benim 250 vatandaşım şehit oldu. Darbecilerden 35… Bir de ne kadar yaralanan var bir de bunu sor.” ifadesini kullandı.

Batı-doğu birleşmesinde Almanya’da 500 bini aşkın memurun işlerinden edildiğini hatırlatan Erdoğan, bunun sorulmadığına dikkati çekti.

“Bu kadar kişi işlerinden edildi, bundan sonra ihtiyaçları nasıl karşılanacak” sorusunun da yöneltildiğini belirten Erdoğan, “Gitsin özel sektörde çalışsın, bize ne. Onu mu düşeneceğiz bir de… Gitsin özel sektörde çalışsın, devlet mi besleyecek bunları? Devlet besledi, devlete ihanet ettiler bunlar. Zaten Türkiye’nin en önemli sorunlarından bir tanesi de 657’dir (Devlet Memurları Kanunu). Bu 657’nin de eğer bir mutabakat sağlanabilse aynen Batı’da olduğu gibi, 657’nin memur-işçi ayrımı değil, tamamıyla çalışanlar olarak değiştirilmesi lazım. Bu olduğu zaman zaten çok daha isabetli adımların atıldığını göreceğiz.” değerlendirmesinde bulundu. Öldürülen darbecilerin tamamının da çatışmalarda, karşılarındakini öldürmeye çalışırken hayatını kaybettiğini vurgulayan Erdoğan, buna karşılık Türkiye’nin tam tersi bir suçlamayla karşı karşıya olduğunu söyledi.
Erdoğan, darbeciler tarafından katledilen, yaralanan, hayatları tehlikeye atılan, özgürlükleri kısıtlanan vatandaşlara gösterilmeyen ilgi ve sempatinin, hadiselerin bastırılmasının ardından darbeciler için en üst düzeyde sergilendiğinin altını çizdi.
15 Temmuz gecesi veya hemen ertesi günü demokrasiden, insan haklarından, meşru siyasi iradeden ve seçilmiş hükümetten yana tavır almaları beklenen pek çok ülkenin derin bir sessizliğe bürünmesinden rahatsız olduklarını dile getiren Erdoğan, özellikle Batılı hükümetlerin yetkililerinden, kurum temsilcilerinden, darbeciler tarafından öldürülen, yaralanan, hakları ihlal edilen vatandaşlarla ilgili samimi en küçük bir üzüntü beyanı duymadıklarını anlattı.
– “Maktullerin değil de katillerin haklarıyla ilgilenen bu anlayış bizi üzüyor”
Buna karşılık darbeciler başta olmak üzere teröristlerin davaları, cezaevi şartlarıyla ilgili sayısız taleple karşılaştıklarını aktaran Erdoğan, “Maktullerin değil de katillerin haklarıyla ilgilenen bu anlayış açıkçası bizi üzüyor. Teröristlere gösterilen şefkati, onların tehdit ettiği, mağdur ettiği, katlettiği masumlardan esirgeyen bir insan hakları anlayışını kabul etmiyoruz.” dedi.

15 Temmuz arefesinde de Büyükada’da bir otelde proje çalışmalarının yürütüldüğünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

“Bunda da yine aynı şekilde adada geldiler, proje çalışmalarını yürüttüler. Polisimiz oraya yaptığı baskında bunları yakalayınca son G20 toplantısında bana bunu soruyorlar. Diyorlar ki, ‘İstanbul’da gazetecileri tutukladınız.’ Onların gazeteci olduğunu size kim söylüyor? Bunlar ‘ajan, provokatör’ dedik. Baskında masanın üzerinde ne tür haritalar, projeler olduğunu polisimiz tespit etti. Kaldı ki neden bu kadar rahatsız oluyorsunuz? Bizde de yargı var. Polisimiz bunları yargıya teslim edecek. Yargı burada ne karar verirse, o karara herkes uyacak. Ben 4 bin 500 dosya teslim ettim size, sorduğum zaman bunların akıbetini, bana verdiğiniz cevap ‘Bizde yargı var, şu anda yargı ne karar verirse o.’ Şu ana kadar yargıya giden bir tane dosya yok. Amerika’ya FETÖ’yle ilgili 85 koli teslim ettik. Şu ana kadar aldığımız bir netice var mı? Yok. Adalet Bakanımız gitti, kendilerine bunları anlattı, bir netice yok. Hani nerede insan hakları? Keyfe keder…. Bizimle alakalı olduğu zaman, yargı var. Kusura bakmayın, bizde de yargı var.

Darbe teşebbüsüne ve terör saldırılarına rağmen insan haklarından, özgürlüklerden taviz vermeyen bir ülke olduğumuzu, Türkiye’yi yakından tanıyan vicdan ve ahlak sahibi olan herkes çok iyi bilir.

Sadece ideolojik saplantıları ve siyasi ihtirasları sebebiyle dış dünyaya kendi ülkesini karalayan bir anamuhalefetin bulunmasının en büyük zaafımız olduğunu da huzurlarınızda itiraf etmek istiyorum. Darbecilere karşı değil, darbecilerin, teröristlere karşı değil, teröristlerin safında yer alan ana muhalefetimize en güzel cevabı, her seçim sandığında milletimiz veriyor.”

(Sürecek)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?