Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (1)

ANKARA (AA) – Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, başkanlık sistemi tartışmalarına ilişkin, “Her toplumun kendi sosyolojisi var, siyasal dinamikleri var. Bu dinamikleri üzerinde Türkiye kendisine uygun bir modeli otaya koyuyor. Bizim teklifimiz bu.” dedi.

Kurtulmuş, NTV’de gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları cevapladı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, FETÖ soruşturması kapsamında, Kaynak Kağıt AŞ’nin eski Genel Müdürü Kemal Batmaz’ın, Adil Öksüz ile darbeyi yöneten isimler arasında olduğunu belirlemesi konusundaki soru üzerine Kurtulmuş, soruşturmanın devam ettiğini ve bu durumun yeni bir gelişme olduğunu belirtti.

Kurtulmuş, Adil Öksüz’ün bir gölge olduğu, onun arkasında başka isimlerin olabileceği şeklinde daha önce de açıklamalarının olduğunu anımsatarak, “Şimdi bu şahıs, Kemal Batmaz da bunlardan birisi midir, değil midir bunlar soruşturma çerçevesinde ortaya çıkacak. Ama her geçen gün yeni bilgi ve belgeler ortaya çıkıyor. Bütün bunlar çerçevesinde çok kapsamlı bir soruşturma yürüyor. Kolay bir şey değil.” diye konuştu.

Darbenin, detaylı bir şekilde planlandığını, ancak öne alınması nedeniyle yaşanan telaşla da darbenin teşebbüste kaldığını vurgulayan Kurtulmuş, şöyle devam etti:

“Bu kapsamlı planların içerisinde kimler var? Sadece uçakları kaldırıp bombalayanlar değil. Bunların arkasında kimler var? Kimler bir yere kadar geldi, bir yerde durdu? Bunların siyasi ayakları vesaire, çok uzun sürecek olan bir soruşturma süreci. Her yeni bilgiden başka bir noktaya ulaşılabilecek bir durum. Allah, savcılara kolaylık versin. Bunu, kısa bir süre içerisinde sonuçlandırıp, davanın dosyasını tekemmül ettirmekle yükümlüler. Aynı zamanda herkesi ortaya çıkartmak mecburiyetindeler. Aynı zamanda bunun çekilemez bir yük haline gelmemesi, birtakım iddialarla da dolmaması için çok titiz davranmak mecburiyetindeler. Ümit ederiz ki darbeyle ilgili esas dava açılır ve milletin beklentilerine cevap verilmiş olur.”

Numan Kurtulmuş, “Kemal Batmaz ismi sizin için ne anlam ifade ediyor?” şeklindeki soruya, “Bilgi ve belgeler nedir bilmiyoruz? Bilgi ve belge başsavcının elindedir.” yanıtını verdi.

Kemal Batmaz’ın ABD’ye dört kez gidip geldiğinin hatırlatılmasının ardından Kurtulmuş, “Başka bilgiler de deliller de vardır. Belki o görüşmenin içeriğiyle ilgili başsavcının elinde bilgiler, belgeler vardır. Takip edip göreceğiz.” diye konuştu.

– “AK Parti’nin gücü, buna tek başına yetmiyor”

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, başkanlık sistemi tartışmalarına ilişkin siyasi açıklamalar hatırlatılarak, “AK Parti, anayasa değişikliğiyle ilgili teklifini TBMM’ye ne zaman sunacak?” sorusunun yöneltilmesi üzerine, burada bir takvim söylemenin mümkün olmadığını ifade etti.

Başkanlık sistemini sadece bir “başkanlık sistemi” olarak görmediklerini ve gündeme getirmediklerine işaret eden Kurtulmuş, şu görüşlere yer verdi:

“Türkiye’nin birtakım anayasal sürecine ihtiyacı var. Bunların neler olduğu da ortadadır. Yılladır tartışıyoruz. Bu reform sürecinin bir parçası olarak, Türkiye’de etkin bir yürütme mekanizmasını sağlamak için başkanlık sisteminin en doğru, en ideal yol olduğunu düşünüyor ve bununla ilgili çalışmalarımızı sürdürüyorduk. Belli bir noktaya gelindi. İki farklı paket bu konuda hazırlanmıştı. Birincisi, çok kapsamlı bir anayasa değişikliğidir. Bir diğeri de daha da dar kapsamlı. Başkanlık sistemi ve onunla ilgili olarak hem başkanlık sistemini hem yasamanın hem de yürütme mekanizması, yargı mekanizmasıyla ilgili gerekli adımların atılacağı daha dar kapsamlı bir paket. Şimdi burada bir anayasa değişikliği söz konusu olduğu için AK Parti’nin gücü, buna tek başına yetmiyor. Bunu, bir diyalog içerisinde bütün partilerde, sadece MHP ile değil, CHP ile de bunu bir diyalog içerisinde götürmek isteriz. Nihayetinde siyaset yapıyoruz. MHP, metni getirsinler görelim, diyor. Bu metinler üzerinde diğer partiler de görüşlerini ifade ederler, katılıyoruz-katılmıyoruz, derler. Ortaya bir sonuç çıkar.”

– “330’u alacağımıza inandığımız anda düğmeye basarız”

Numan Kurtulmuş, parlamentoda yapılacak oylamada grup kararı alınmadığını, herkesin kendi vicdanıyla hareket edeceğini bildirdi.

Kurtulmuş, “Bunun siyasi matematiği ortaya konulur, 330’u alacağımıza inandığımız anda düğmeye basarız. Bunu biz zaten tek başımıza yapacak olsak, şimdiye kadar çoktan yapardık. Dolayısıyla bugün, yarın, şu hafta gelir gibi bir tarih belirlemenin doğru olmadığı kanaatindeyim. Bunun şeffaf bir şekilde, milletin huzurunda yapılması lazım. Çok önemli, hayati bir değişiklik. Hem kamuoyunun buna hazır olması lazım hem de parlamento içerisinde partilerin bu sürecin içerisinde fikirlerini net bir şekilde ortaya koyması lazım. Ümit ederiz ki en yüksek konsensüs ortaya çıkar. Sonuçta dediğim gibi 330’u aşacak bir noktaya gelirse burada adım atılmaya başlanır.” ifadesini kullandı.

– “MHP ile mutlaka bir temas kurulacak”

Hazırlanan metin üzerinde partilerle de görüşüleceğini dile getiren Kurtulmuş, MHP şu anda bu sürecin önünü açan bir parti olduğu için bu partiyle, sürecin nasıl işleneceğine ilişkin kamuoyu üzerinden de olsa bir konuşma yapıldığına değindi.

Kurtulmuş, diğer partilerin de bu sürece katılmasını arzu ettiklerini belirtti.

“MHP ile bir temas kuruldu mu?” sorusunu yanıtlarken Kurtulmuş, tekliflerini netleştirdikten sonra diğer partilerle, CHP ile bir temas kurulmasını arzu ettiklerini, MHP ile de mutlaka bir temasın kurulacağını ifade etti.

Kurtulmuş, “MHP’nin tam bir başkanlığa evet diyeceğini düşünüyor musunuz? Yoksa MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bu çıkışı bir siyasi manevra olabilir mi?” sorusuna karşılık, şu değerlendirmede bulundu:

“Sayın Bahçeli başından itibaren kendi stratejisi bakımından doğru bir istikamette yürüyor ve diyor ki, ‘Biz parlamentoda ne söyleyeceksek, kamuoyu önünde de onu söyleyeceğiz. Ama ne söyleyeceğimizi tespit etmek bakımından bize bir teklifle gelin.’ Dolayısıyla konumunu açık ve net bir şekilde ortaya koyuyor. Demek ki bizim bu teklifi olgunlaştırıp hangisini MHP’nin tercih edeceği noktasında bir görüşmenin başlaması gerekir. Burada siyasi oyunlar, siyasi ayak oyunları vesaire, bunların konuşulmasının doğru bulmam. Çünkü ortada bir ihtiyaç var.”

– “Çok daha güçlü bir parlamento öngörüyoruz”

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, anayasa değişikliği konusunda parlamentoda değil 330, 367’nin bile bulunması durumunda mutlaka halka gidileceğinin altını çizdi.

Başkanlık sisteminde, ne tür bir modelin örnek alınacağına dair de Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Baştan beri biz bu tartışmalarda hep şunu söyledik. Neden falanca bir modelin üzerinde duruyoruz? Dünyada çok farklı başkanlık modelleri var. Yapılmış tecrübeler var. Bu tecrübeler içerisinde her bir başkanlık sisteminin oturması yıllar almış. Amerika’daki başkanlık sisteminin oturması da başka ülkelerdeki başkanlık sisteminin oturması da… Biz bugün başkanlık sistemine geçsek, bunun tam manasıyla oturması, bununla ilgili gerekli yasal alt yapının yapılması, bunlar yıllar alacak bir geçiş sürecidir. Her toplumun kendi sosyolojisi var, siyasal dinamikleri var. Bu dinamikleri üzerinde Türkiye kendisine uygun bir modeli otaya koyuyor. Bizim teklifimiz bu. Burada iki tane yanlış anlaşılma var. Bunlardan birincisi, ‘Başkanlık sistemi gelirse eyalet sistemi gelir, üniter yapı ortadan kalkar.’ AK Parti’nin teklifinin bununla hiçbir ilgisi yoktur. Başkanlık sistemi Türkiye’deki üniter yapıyı devam ettirecek şekilde tanzim edilmiştir. İkincisi, ‘Sanki başkanlık sistemi gelirse parlamento ortadan kalkacakmış’ gibi görülüyor. Tam tersine, bizim teklif ettiğimiz başkanlık sisteminde halk tarafından seçilecek parlamento ortadadır. Bununla ilgili belki siyasi partiler yasasındaki gerekli değişikliler, düzenlemeler yapılarak baraj da aşağı çekilerek çok daha etkin, çok daha yerinden, güçlü şekilde gelen bir parlamento ve yasama denetim faaliyetlerinde çok daha güçlü bir parlamento öngörüyoruz. Dolayısıyla bu iki yanlış algı üzerinden başkanlık sistemi Türkiye’ye uygun değildir görüşünün pompalanmasını doğru bulmadığımızı ifade etmek isterim.”

Numan Kurtulmuş, idam cezası tartışmalarına ilişkin, hiçbir demokratik ülkede siyasetin halkın taleplerine karşı duyarsız, kayıtsız kalamayacağını vurguladı.

Halkın bu yönde bir talebinin bulunduğunu vurgulayan Kurtulmuş, bunun anayasa, başkanlık sistemi konusundan ayrı bir konu olduğunu ifade etti.

İdam konusunun ayrı bir bağlamda ele alınması gerektiğini belirten Kurtulmuş, “Bunlar siyasi dengeler içerisinde, milletin talepleri doğrultusunda konuşulur, hesaplanır, gerekiyorsa adım atılır.” dedi.

– AB-Türkiye ilişkileri

Kurtulmuş, “İdam cezası Türkiye’nin gündemine gelirse AB defteri kapatılmış mı olur?” sorusu üzerine, Türkiye ile AB ilişkilerinin bir tek konuya indirgenmesinin mümkün olmadığını vurguladı.

Kurtulmuş, “Avrupa-Türkiye ilişkilerinin ne sadece idam ne göç ne de başka bir meseleye, tek bir faktöre bağlamanın doğru olmadığı kanaatindeyim. AB-Türkiye ilişkileri, evet sorunlu bir ilişkidir, dalgalı bir ilişkidedir. Bazen ipler, ha koptu dediğiniz noktaya gelir. Ama AB’nin, Türkiye’yi tamamıyla gözden çıkarabilecek bir noktada olduğunu asla zannetmiyorum.” diye konuştu.

Kurtulmuş, Avrupalılar açısından da Türkiye defterini kapatmanın kolay olmadığı kanaatini aktardı.

(Sürecek)

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?