Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi, sağlık sistemine sunduğu hizmetlerle adından söz ettiriyor

İSTANBUL (AA) – ELİF KÜÇÜK – Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi, teknolojik altyapısı, nitelikli yatak kapasitesi ve yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadeledeki etkin rolü ile bir yıldır, yurt içi ve yurt dışından birçok hastanın hizmet almayı tercih ettiği Türkiye'nin önemli sağlık üslerinden biri olarak hizmet vermeyi sürdürüyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "hayalim ve sevdam" olarak nitelendirdiği, hizmet kaliteleriyle öne çıkan şehir hastaneleri, hastaların sağlıkla ilgili sorunlarının tek bir merkezde çözülebildiği yerlerin başında geliyor.

Ülkenin dört bir yanında hizmete sunulan şehir hastanelerinden biri olan Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi de Sağlıkta Dönüşüm Programı kapsamında Türk-Japon ortaklığıyla inşa edildi.

Türkiye'de Kovid-19 salgınının başlamasından yaklaşık 40 gün sonra ilk etabı hizmete alınan hastanede, öncelikle Kovid-19 hastaları tedavi edildi.

21 Mayıs 2020'de Cumhurbaşkanı Erdoğan ve dönemin Japonya Başbakanı Şinzo Abe'nin video konferans yöntemiyle katıldığı törenin ardından tam kapasiteyle faaliyete geçirilen hastane, İstanbul'un yanı sıra Türkiye ve yurt dışından da birçok hasta ağırlıyor.

Yaşamı simgeleyen "çam" ve "sakura" ağaçlarından aldığı ismiyle açıldığı günden bu yana şifa dağıtmayı sürdüren hastanede, polikliniklerde yaklaşık 2,5 milyon, servislerde 100 bin ve yoğun bakım ünitesinde 12 bin hastaya hizmet verildi. Ayrıca hastanede 50 bin ameliyat ile yaklaşık 10 bin de doğum gerçekleştirildi.

Öte yandan, salgın sürecinde 700 yatağı Kovid-19 hastalarına ayrılan hastanede, yüzlerce kişi servislerde ve yoğun bakımda tedavi gördü.

– Pandemi sonrası günlük 35 bin, aylık 1 milyon ayaktan hastaya hizmet sunulması planlanıyor

789 bin 31 metrekare alan üzerine kurulan, 1 milyon 21 bin metrekare kapalı alana sahip olan, 2 bin 68 sismik izolatör ile depreme dayanaklı inşa edilen hastane, 10 bloktan ve 3 heliport alanından oluşuyor.

Alanında özelleşmiş 8 hastanenin bir arada bulunduğu sağlık merkezinde, "genel", "çocuk", "kadın hastalıkları ve doğum", "kalp ve damar hastalıkları", "ortopedi ve nöroloji", "onkoloji", "fizik tedavi ve rehabilitasyon" ile "ruh sağlığı ve hastalıkları" hastaneleri hizmet veriyor.

Hastanenin, 456'sı yoğun bakım, 2 bin 226'sı servis yatağı olmak üzere toplam 2 bin 682 yatak kapasitesi, 725 poliklinik odası, 3'ü hibrit ve 1'i acil toplam 90 ameliyathanesi bulunuyor.

Pandemi sonrası dönemde günlük 35 bin, aylık 1 milyon ayaktan hastaya hizmet vermesi planlanan hastane, ayrıca 500 "özellikli" ameliyat yapılabilecek kapasiteye de sahip.

30 bin metrekare kapalı alan içerisinde erişkin, travma, kadın doğum ve çocuk olmak üzere 4 ayrı acil servisi bulunan hastanenin, özellikle yoğun bakım ihtiyacının olduğu dönemlerde mühim bir işlev üstlenmesi amaçlanıyor.

Günlük asgari 7 bin hastaya hizmet verecek düzeyde modern tanı ve tedavi üniteleri olan acil servislerde, negatif basınçlı odaların da bulunduğu ve gerektiğinde acil yoğun bakım şartlarının sağlanabileceği 226 gözlem alanı yer alıyor.

Çocuk ve erişkinler için toplam 107 branşta hizmet veren hastanede, en gelişmiş tıbbi cihazlar ve donanım ile ileri düzeyde tanı ve tedavi imkanları sunuluyor.

– Salgında, tedavisinin ertelenmesi mümkün olmayan hastalara da hizmet verildi

Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Başhekim Vekili ve Genel Hastane Başhekimi Dr. Öğretim Üyesi İdris Kurtuluş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hastanenin kuruluşunun üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen özellikli işler yaptıklarını, Kovid-19 salgını sürecine rağmen 17 böbrek nakli gerçekleştirdiklerini, karaciğer nakliyle ilgili hazırlıklar yürüttüklerini, yanık ünitelerinin hazırlıklarını tamamlamak üzere olduklarını söyledi.

Hastanenin salgın sürecindeki üç "pik"te de görev aldığına işaret eden Kurtuluş, "200 bin Kovid-19 tanısı almış hastanın yaklaşık 10 bini yatırılarak, 2 bini de yoğun bakımda tedavi edildi. Yoğun bakımlarımız 3. düzey ve izolasyon amaçlı uygun teknolojiye sahip. Aynı zamanda, ECMO gibi hastanın akciğerini suni bir makineye bağlayabileceğimiz, hem teknolojik donanıma hem de hekim altyapısına sahip bir tesis." bilgisini verdi.

Dr. Öğretim Üyesi Kurtuluş, salgınların sağlık tesislerine ciddi olumsuz etkileri olabildiğini, bunların başında da hastanelerin asıl işlerini yapamaz hale gelmelerinin yer aldığını belirterek, hastanelerinin Kovid-19 salgını sürecindeki çalışmalarına ilişkin şunları kaydetti:

"700 yatağı sadece pandemiye ayırdık. Sadece pandemi hastalarına bakmakla da kalmadık, İstanbul'da ertelenemeyecek her türlü hastayı buraya kabul ettik. Bunların anjiyo işlemleri, ameliyatları yapıldı. Böbrek nakilleri de süreç içerisinde burada gerçekleşti. Bu aslında bir vizyonun ürünü. Böyle bir tesis tasarlıyorsunuz, İstanbul'da hiçbir hastaneyi kapatmadan yeni bir sistem oluşturuyorsunuz. 50'nin üzerinde eğitim kliniği yapıyorsunuz ve bir vizyon ortaya koyuyorsunuz. O nedenle daha 1 yıl içerisinde sonuçlarını görmeye başlıyorsunuz. Bahsettiğim çıktı ve rakamlar, gelişmiş hastanelerde 5-10 yılda alabileceğiniz rakamlar. Biz bunları bir yıl içinde aldık. Ben bu vizyonu ortaya koyan Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Sayın Sağlık Bakanımıza teşekkür ediyorum."

Yaklaşık 10 bin personel, 1300 hekim ve 3 bin hemşirenin görev yaptığı hastanede, "alanlarında en iyi" olarak tanımladığı 115 akademisyenin de bulunduğunu aktaran Kurtuluş, hastanenin henüz 1 yılını doldurmadan tercih edilen bir eğitim kurumu haline de geldiğini ifade etti.

– Sağlık turizmine de katkı sunuyor

Dr. Öğretim Üyesi İdris Kurtuluş, yurt içi ve yurt dışından birçok hastanın tedavi için hastaneyi tercih etsinin nedenini şöyle anlattı:

"Hastane teknolojik altyapısıyla Avrupa'da ve dünyada önemli bir sırada bulunuyor. Bunun yanı sıra hastanedeki otelcilik hizmeti de A+ seviyede. Dolayısıyla vatandaş herhangi bir ek ücret ödemeden, fark vermeden bundan yararlanıyor. Hem teknolojiyi hem ciddi bir hekim altyapısını burada görüyor. Tanı yapılarını görüyor. Otelcilik hizmetini görünce de bize memnuniyetini ifade ediyor, bizi tercih ediyor. Öte yandan Türkiye sağlıkta gerçekten farklı bir noktaya geldi. Sağlıkta Dönüşüm, Türkiye'yi hem teknoloji üssü haline getirdi hem donanımlı hekim arkadaşlarımızın yetişmesini sağladı. Bu çıktıları en uygun fiyatlarla sağlayabilen ülke haline geldik. Bu nedenle de diğer ülkeler çoklu sebeplerle bizi tercih ediyor. Ayrıca, nereden baksanız 30 ülkeye 1-2 saatlik mesafedeyiz. Dolayısıyla bu, dünyadan görülüyor. Talepler alıyoruz ve bazı protokolleri de yapma aşamasındayız. Değişik ülkeler ve onların Sağlık Bakanlıklarıyla görüşmeler yapıyoruz. Sağlık Bakanlığımızın sağlık turizmiyle ilgili kurduğu genel müdürlük var. Onların aracılığıyla geliyor, hastanemizi geziyorlar, fikirlerini anlatıyor ve protokoller hazırlanıyor. Pandemi sürecinden sonra hakikaten bunun patlama yaparcasına artacağını düşünüyorum."

Kurtuluş, beyin, pediatrik kardiyovasküler cerrahi, robotik kalın bağırsak ameliyatı, hematoloji gibi birçok alanla ilgili Türkiye'nin yanı sıra yurt dışından da tanı ve tedaviye ilişkin çok sayıda talep aldıklarını sözlerine ekledi.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?