ANALİZ – Çin'in “Interpol Başkanı avı”nın gösterdikleri

ANKARA (AA) – TEVFİK DURUL – Uluslararası Polis Teşkilatının (Interpol) eski Başkanı Mıng Hongvey hakkında Çin Komünist Partisi (ÇKP) tarafından açılan rüşvet soruşturması, küresel görevleri bulunan Çinli siyasetçilerin bile ülkesindeki politik hesabını ödemeden “masadan kalkamayacağını ” gösterdi.

Mıng'ın, 2016-2020 dönemi için Interpol'ün ilk Çinli başkanı olarak seçilmesi, o dönem Çin hükümetinin “En çok aranan ilk 100 kişi listesinde ” bulunan firarilerin ülkeye getirilmesi için ülkede heyecan uyandırmıştı. Mıng'ın başkanlığındaki Interpol'ün çıkardığı kırmızı bültenlerle bu listedeki 15 firari, yaklaşık bir yıl gibi kısa bir sürede yakalanarak Pekin'e getirilmişti.

Bu süreçte en dikkat çekici unsur Interpol'ün ABD'de yaşayan Çinli iş adamı Guo Vıngui hakkında kırmızı bülten çıkarmasıydı.

ÇKP'nin mevcut ve eski üst düzey yetkilileri hakkında ortaya attığı ciddi suçlamalarla gündeme gelen firari Guo, ÇKP liderliği tarafından doğrudan “ulusal güvenlik tehdidi ” olarak algılanıyor ve dış ülkelerin istihbarat güçleriyle yakın bağlantısı olduğu suçlamalarının hedefi oluyordu.

Guo, her ne kadar yakalanamamış olsa da hakkında “kırmızı bülten ” çıkarılması bile suçlamaların tanınması açısından Çinli yetkiler için bir ilerleme olarak değerlendirilmişti.

– Avcıyken avlandı

Tüm bunlara rağmen Mıng, “ava gidenin avlandığı ” bir hikayenin başrolü olmaktan kurtulamadı.

Mıng'ın yaşadıkları, Pekin yönetiminin, kendi iç siyasi dinamikleri ve politik ajandası söz konusu olduğunda “danışıklı ” olarak önce göklere çıkardığı uluslararası düzeydeki bir “gözbebeğini ” bile sırası geldiğinde zirveden indirebileceğinin kanıtı oldu.

Mesleğindeki 40 yıllık tecrübesi, narkotikten terörle mücadeleye, sınır güvenliğinden uluslararası iş birliklerine kadar ülkesindeki güvenlik alanında neredeyse el atmadığı konu kalmayan Mıng'ın kaybolma hikayesinde son perde, “avcının ava dönüştüğü ” ironik final sahnesiyle kapanmış oldu.

– Soru işaretleri

Söz konusu rüşvet soruşturmasının kapsamı ve şüphelerin Interpol Başkanlığı öncesinde bilinip bilinmediği gibi sorular halen yanıt bekliyor. Ancak işaretler, soruşturmanın 2015 yılında yolsuzluktan ömür boyu hapse mahkum edilen “Güvenlik Çarı ” lakaplı Kamu Güvenliği Eski Bakanı Cou Yangkang'ı gösteriyor.

Interpol'ün merkezinin bulunduğu Fransa'nın Lyon kentinden 29 Eylül'de Çin'e gitmek üzere ayrılan Mıng'dan, 8 Ekim'e kadar haber alınamamıştı. Bu süre boyunca kaybolduğu değerlendirilen eski Interpol başkanının durumu, pazar gecesi yapılan tek cümlelik ÇKP Disiplin ve Denetleme Komitesi açıklamasıyla cevabını bulmuştu.

“Kanun ihlali ” gerekçesiyle hakkında soruşturma açılan Mıng'ın durumuna ilişkin ikinci açıklama ise Çin Kamu Güvenliği Bakanı Cao Kıcı'dan geldi. Cao, Mıng hakkında rüşvet şüphesi olduğunu söyleyerek, dosyanın “tam zamanında ” raftan indirildiği değerlendirmesini yaptı.

Konuya ilişkin Cou Yongkang'ın ismini zikreden Çinli yetkili, Mıng'ın da uzun bir dönem birlikte çalıştığı “Güvenlik Çarı “nın, Çin siyasetindeki “tüm etkilerinin yok edileceğini ” vurgulamıştı.

– Gurur kaynağı olarak sunulmuştu

Çin Kamu Güvenliği Bakan Yardımcısı ve Sahil Güvenlik İdaresi Başkanı olan Çinli bir politikacının, 2016'da Interpol'ün başına geçmesi, ülke basınında gurur kaynağı olarak sunulmuş ve bu durum, “Çin'deki yasa uygulama kapasitesinin uluslararası toplum tarafından tanınması ” şeklinde yorumlanmıştı.

Mıng, görevinin ikinci yılı 2017'de Interpol Genel Kurulu'nu başkent Pekin'de toplamıştı. Toplantıda Şi Cinping'in hemen yanında oturan Mıng, bizzat Çin lideri tarafından büyük destek görmüş ve Çin yönetiminin Interpol ile iş birliğini geliştirmekten duyduğu memnuniyet dile getirilmişti.

Çin'de siyasi hassasiyeti yüksek bölgelerde görev yapmış kıdemli bir kamu güvenliği yetkilisi olan Mıng'ın, terörle mücadeleden narkotiğe kadar geniş bir yelpazede tecrübesi var.

2004 yılında Çin Kamu Güvenliği Bakan Yardımcılığına getirilen Mıng, ilerleyen yıllarda Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) bünyesindeki Bölgesel Terörle Mücadele Birimi'nde liderlik görevini üstlendi.

Mıng, terörle mücadelede sergilediği hizmetlerin karşılığında dört denizcilik kurumunun birleştirilmesiyle 2013'de hayata geçirilen Çin Sahil Güvenlik İdaresi'nin ilk başkanı oldu.

Bu kurumun bünyesindeki hafif silahlı gemiler, ülkesinin ABD ve komşu ülkelerle yaşadığı en büyük gerginlik sahaları Güney ve Doğu Çin Denizlerinde gerçekleştirdiği devriye faaliyetleriyle Pekin yönetiminin “caydırıcılık ” gücünün icrasında etkin rol üstlendi.

– “Telefonumu bekle ”

Ancak kariyerinin zirvesindeyken, karısına yolladığı “bıçak ” emojisi ve “telefonumu bekle ” mesajının ardından Pekin'de rüşvet soruşturmasına alınan Mıng, ülkesi adına yurtdışında yürüttüğü “avcılık ” misyonunu, kendi ülkesinde “avlanarak ” sonlandırdı.

Kariyerinde yükselirken, liderlik ettiği tüm polis güçlerine “her zaman için partiye, ideolojiye ve Şi Cinping'in çekirdek liderliğine tam ve eksiksiz sadakat ” çağrısında bulunan Mıng'ın ironik hikayesi, “partiyle olan bağlarının yeteri kadar sıkı olmadığı için ” sona erdi.

Mıng Hongvey olayının ardından uluslararası organizasyonlarda yer alan Çinlilerle gelecekteki potansiyel iş birliklerine yönelik uluslararası toplumun endişeleri, Pekin'in kendi iç siyasetindeki dengeleri küresel organizasyonların önüne koyabileceği sinyaliyle güçlendi.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?