Anadolu’nun toprağıyla farklı ülkelerin enstrümanlarını yapıyor

MUĞLA (AA) – ALİ BALLI – Muğla’nın Bodrum ilçesinde yaşamını sürdüren seramik sanatçısı Mustafa Canyurt, Türkiye’nin farklı bölgelerinden temin ettiği toprak çeşitleriyle farklı ülkelerin enstrümanlarını yapıyor.

Marmara Üniversitesi Seramik ve Cam Bölümü Tatbiki Güzel Sanatlar Fakültesi’nden mezun olan ve Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Akademisinde yüksek lisansını tamamlayan Mustafa Canyurt, sakin bir yaşam sürdürmek ve çalışmak için yaklaşık 2 yıl önce Bodrum’a yerleşti.

Yalıçiftlik Mahallesi’nde bir eve taşınan sanatçı, iş yerini de burada açtı. Eski bir Bodrum evini sanat atölyesi haline dönüştüren sanatçı, çalışmalarını asistanıyla birlikte yürütüyor. Canyurt, Avanos, Karacasu ve Menemen gibi Türkiye’nin birçok bölgesinden özel olarak temin ettiği toprak türleriyle çeşitli ülkelerin ritm enstrümanlarını yapıyor.

– Darbuka, ghatam ve udu drum…

Canyurt, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyadaki seramik enstrümanların tarihsel süreciyle ilgili bir tez hazırladığını söyledi.

Darbuka, ghatam ve udu drum gibi değişik ülkelerin enstrümanlarını farklı çamurlarla yaptığını ve değişik sesler elde etmeye çalıştığını belirten Canyurt, sipariş üzerine de enstrüman ürettiğini anlattı.

Yaptığı seramik darbukaların kökeninin Mısır olduğunu ifade eden Canyurt, Türkiye’de ve dünyada bu darbukayı en iyi icra eden kişinin ise “Mısırlı Ahmet” olarak bilinen ritm sanatçısı Ahmet Yıldırım olduğunu dile getirdi.

Enstrümanı yaparken sadece kırmızı kil kullandığını aktaran Canyurt, “Bir enstrümanı yapmak yaklaşık 15-20 günümü alıyor. Bu süreçte darbuka kuruyor, kuruduktan sonra pişiyor ve derisi takılıyor.” dedi.

– “Seramik darbuka, darbukanın ilk örneği”

Canyurt, günümüzde metal, döküm ya da alüminyum gibi çeşitli malzemelerden darbukalar yapıldığını ancak seramik darbukanın ilk örneklerden olduğunu vurguladı. Mısır’da üretilmeye başlanan seramik darbukanın Nil Nehri kenarından çıkan killerden yapıldığına işaret eden Canyurt, şöyle konuştu:

“Mısırlı çömlekçiler zamanında bu darbukayı Nil Nehri kenarından topladıkları killerle yapmaya başlamışlar. Bir süre bu sanat unutulmuş. Bunun yeniden ortaya çıkışı Mısırlı Ahmet sayesinde oldu. Kendisi çömlek darbuka çaldığı için bunu tanıttı. Albümlerinde severek çaldığı bir enstrüman. Böylece tanınmış oldu ve yeniden Mısır’da ve Türkiye’de olsun, dünyanın çeşitli ülkelerindeki üreticiler, bu sayede tekrar seramik diğer adıyla çömlek darbuka ürettiler. Şu anda hemen hemen her darbuka çalan müzisyenin en az bir tane çömlek darbukası vardır. Bunu da Mısırlı Ahmet’e borçluyuz.”

Canyurt, milattan önce 3 bin yılında su kabı olarak kullanıldığını ancak daha sonra Güney Hindistan’ın önemli ritm enstrümanı haline gelen “ghatam” ile Nijerya’ya ait “udu drum” isimli enstrümanları da Bodrum başta olmak üzere, Avanos, Karacasu ve Menemen gibi ilçelerden temin ettiği farklı topraklarla yaptığını vurguladı.

Canyurt ayrıca, müzik enstrümanlarının yanında bugüne kadar topraktan yaptığı yüzlerce farklı seramik eser olduğunu ve bu eserleri Türkiye’nin yanı sıra dünyanın farklı ülkelerine sattığını da kaydetti.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?