Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Din Sosyolojisi Öğretim Üyesi Güngör:

ANKARA (AA) – SEYİT AHMET AYTAÇ – Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Din Sosyolojisi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özcan Güngör, “Müslüman milletlerin bir araya gelmeleri, sosyolojik, siyasal ve kültürel olarak zorunlu hale geldi. Müslümanların küresel dünyada itibarlı bir yer edinebilmeleri kendi aralarında oluşturacakları sinerjiye bağlı” dedi.

“Adalet ve Barış İçin Birlik ve Dayanışma” temasıyla Türkiye’nin ev sahipliğinde İstanbul’da gerçekleştirilen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) 13. Zirvesi sonunda açıklanan deklarasyonla, İslam ülkelerinin birlik ve dayanışmasının önemine vurgu yapıldı.

Aynı zamanda Diyanet İşleri Başkanlığı öncülüğünde ve farklı sivil toplum kuruluşlarının yaptığı çeşitli etkinliklerle kutlanan “Kutlu Doğum” haftasında da bu yıl “tevhid ve vahdet” teması üzerinde duruldu.

Son dönemde İslam dünyası için yapılan birlik çağrılarına ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Din Sosyolojisi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Güngör, tarihin ilginç bir döneminden geçtiğini, Müslüman milletlerin bir araya gelmelerinin sosyolojik, siyasal ve kültürel olarak zorunlu hale geldiğini söyledi.

Güngör, “Müslümanların küresel dünyada itibarlı bir yer edinebilmeleri, siyasal, ekonomik, dinsel ve sosyal meydan okumalara cevap üretebilmeleri kendi aralarında oluşturacakları sinerjiye bağlıdır. Dünyada yerel, bölgesel ve küresel ittifakların her türlüsü teşvik edilirken, bölgemizin toplumsal anlamdaki en önemli kimlik belirleyici ve devam ettiricisi olan İslam dininin kalplerde oluşturduğu coşku ve birlikteliği hatırlatmaktan daha önemli bir şey olamaz.” diye konuştu.

– “Tevhid ve vahdet temalı birliktelikler anlamlı hale geldi”

Artık menfaat temelli, vicdanı dışlayan ve değerleri araçsallaştıran yeni bir medeniyet inşa edilemeyeceğine vurgu yapan Güngör, İslam aleminin bir anlamda doğum sancılarının işaretlerini verdiğini ifade etti.

Güngör, batı medeniyetinin İslamofobi üzerinden, onu kullanarak Müslümanlarda özgüven problemi yaratmak istediğini savunarak, tevhid ve vahdet temalı birlikteliklerin, bu yüzden daha da anlamlı hale geldiğini belirtti.

Kardeşliğin vahdet boyutuyla derinleştirilmesi için ekonomik, siyasal ve dinsel etkileşimlerin yoğunlaştırılmasının zamanı olduğuna işaret eden Güngör, “Ümmetin duygusal bir nostaljik düşünceden ziyade, gerçek hayatta karşılığının olması demektir, birlik olmak. İİT toplantısı ve Kutlu Doğum konsepti de bu amaçla yapılanların tezahürüdür. Bir kez daha Türkiye’nin, dünyada olduğu gibi bölgemizdeki bütün milletleri aynı masa etrafında toplayacak dinamik, birikim ve vizyona sahip olduğu görülmüştür. Burada vurgulanan mezhep temelli değil, değer temelli vahdet en önemli sonuçtur diye düşünüyorum. Bu değer insanı merkeze alan, rahmet ve vicdan temelli siyaset ve politikalarla ümmet olma şuurunu akıldan çıkarmamak üzerine inşa edilmiş görünmektedir.” değerlendirmesinde bulundu.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?