Türkiye ikinci vatanları oldu

İZMİR (AA) – GÜLCAN KAPLAN – Ülkelerindeki savaş nedeniyle evlerini, iş yerlerini geride bırakıp İzmir’e gelen Suriyeliler, sığınmacıların yoğun olarak yaşadığı Basmane bölgesinde açtıkları dükkanlarla ailelerinin geçimini sağlıyor.

Ülkelerine özgü ekmek ve kurabiye üreten fırınlar, Suriye usulü kahve, cips ve kuru yemiş satan dükkanlar, peynir, turşu gibi ürünler satan büfeler, Suriye yemekleri ve tatlıları hazırlayan lokantalar işleten Suriyeli girişimciler, çoğunlukla Türkiye’de kendi damak alışkanlığına uygun yiyecek arayan sığınmacılara satış yapsalar da ülkelerinin lezzetlerini İzmirlilerin de beğenisine sunuyor.

Geçen yıla oranla Suriyelilerin işlettiği dükkanların sayısında hızlı bir artışın gözlendiği Basmane’de Türkçe ve Arapça tabelalı iş yerleri göze çarpıyor.

Suriye’ye özgü peynir, konserve, cevizli biberli turşu, sabun, lavaş, felafer, zahter gibi ürünlerin satışını yaptığı büfeyi işleten iki çocuk basası Hamid Hamdo (25), elde ettiği gelirle 8 nüfusa baktığını söyledi.

Hamdo, aylık ortalama bin lira kazandığı dükkanının müşterilerinin çoğunluğunu Suriyelilerin oluşturduğunu aktararak, “Elhamdülillah memnunum. Burası güzel ama savaş vittiğinde vatanıma dönmek istiyorum.” dedi.

– “Herkes bize arkadaş”

Avrupa’ya gitmeyi hiç düşünmediğini dile getiren Hamdo, “Burası güzel. Herkes bize arkadaş. Farklı bir kültür. Burada cami var, orada yok. Buranın insanı güzel, yardımsever ama Avrupa böyle değil, Suriyelilere ticari açıdan bakıyor, para istiyorlar. Türkler öyle değil, Türkiye arkadaş bize.” diye konuştu.

– 2 yılda ikinci dükkanını açmış

Kuru yemişçi Muhammed Memduh Sabbah (54) da Halep’te kuru yemişçilik yaptığını, bildiği işi devam ettirmek adına İzmir’de de iş yeri açtığını, kazandığı parayla eşi, 4 çocuğu ve 5 torununa baktığını, çocuklarının da kendisine yardım ettiğini anlattı.

Basmane’deki dükkanı 2 yıldır işlettiğini, kazandığı parayla oğluna geçen ay Karşıyaka’da bir kuru yemişçi daha açtığını aktaran Sabbah, “İşler güzel, çok çok büyük olmasa da. Müşterilerimin çoğu Suriyeli ama Türklerden de az da olsa alanlar var.” dedi.

Sabbah, sattığı ürünleri Türkiye’den tedarik ettiğini, farklı olarak Suriye usulü kavurma yöntemlerini kullandığını belirterek, “Örneğin yer fıstığı Türkiye’de tuzlu fıstık şeklinde satılıyor. Ben hem sade ve tuzlu, hem de Suriye’deki gibi limonlu sosla kavurarak satıyorum.” diye konuştu.

Türkiye’de yaşamaktan memnun olduğunu dile getiren Sabbah, “Ülkemdeki savaş bitince Suriye’ye dönmeyi planlıyorum ama şimdilik vatanım burası.” ifadesini kullandı.

– “Türkiye ikinci vatanımız”

Afrin’den 3 ay önce gelen berber Fayiz Fetih (39) de bildiği işi sürdürmeyi tercih edenlerden.

Suriye’de de berber dükkanı işlettiğini aktaran Fetih, “Elhamdülillah, Türkiye ikinci vatanımız gibi bize kapılarını açtı. Allah’a şükür ediyoruz.” dedi.

Müşterilerinin çoğunun Suriyeli olduğunu ancak Türk müşterisi de bulunduğunu, geliriyle 6 nüfusa baktığını anlatan Fetih, “Günlüğü belli olmamakla birlikte 30-40 lira kazanıyorum. Türkler de yardım ediyor. Allah’a şükür geçinip gidiyoruz. Komşu esnaftan çok memnunuz. Allah onlardan razı olsun.” şeklinde konuştu.

– İzmirli esnaf da Suriyeli komşularından memnun

Basmane’de 9 yıldır manav işleten Serkan Yıldırım ise “(Suriyeliler) Gidecek yerleri olmadığı ve bu semtte de çok sayıda Suriyeli barındığı için burada dükkan açmayı tercih ediyorlar. Yaşam tarzları açısından burada olmak daha kolay.
Karşımdaki esnaf Memduh ağabey Suriye’de de bu işi yapmış. Yanımızda, solumuzda karşımızda var. Çok efendi insanlar. Etrafımızdakiler çok iyi.” dedi.

Suriyeli esnaftan genelde sığınmacıların alışveriş yaptığını anlatan Yıldırım, “Biz ucuz sattığımız için bizden de sebze meyve alıyorlar.” ifadesini kullandı.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?