“Türkiye Dokuma Atlası” paneli

ANKARA (AA) – Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aydın Uğurlu, bugünlerde popüler olan minimalist yaşam tarzının Anadolu göçebelerine ait olduğunu, göçerlerin sanat eseri ürettiğini ve biricik dokumalar işlediğini anlattı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayesinde yürütülen, Türkiye'nin yöresel dokumalarını ilk kez bir araya getiren "Türkiye Dokuma Atlası" projesi kapsamında panel düzenlendi.

Cumhurbaşkanlığı Beştepe Sergi Salonu'ndaki panelin açılış konuşmalarını Cumhurbaşkanlığı Danışmanı Hümeyra Şahin, İstanbul Beylerbeyi Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Yusuf Gürlek, İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Yönetim Kurulu Üyesi Ali Sami Aydın yaptı.

Yusuf Gürlek, ülkelerin küreselleşen dünyada milli kimlikleriyle var olacağını belirterek, "Orta Asya'dan Anadolu'ya yaşadığı tüm coğrafyalardan beslenerek zenginleşen ve karşılaştığı kültürleri etkileyen Türk kültürü dünyanın en zengin ve köklü kültürlerinden bir tanesidir." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin zengin dokuma kültürünü merkeze alan projeyle yöresel dokuma kültürünün tarihsel özelliklerinin aslına uygun şekilde yaşatılarak geleceğe aktarılacağını vurgulayan Gürlek, bu projeye destek olan herkese teşekkür etti.

Ali Sami Aydın da Türk tekstil sektörünün Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana ilkleri başararak ülkeyi ihracatla tanıştırdığını söyledi. Aydın, "Türk ekonomisine en fazla döviz girdisi sağlayan sektörlerden birisiyiz. Salgının tüm olumsuz şartlarına rağmen 9,7 milyar dolarlık ihracatla 200'ün üzerinde ülkeye ulaştık." diye konuştu.

Sektörün en büyük pazarı olan ABD'de Türk tekstil sektörünün payının yüzde 15'ten yüzde 17'ye çıktığını, bu yıl çok büyük atak gerçekleştirdiklerini belirterek, "Ocak-mayıs döneminde ihracatımız yüzde 51 oranında artarak 5 milyar dolara yükselmiştir. 12 milyar dolarlık ihracat hedefimize her gün biraz daha yaklaşıyoruz." dedi.

Türkiye'nin dünya trendleri içerisinde nasıl yer alacağı sorusuna cevap aradıklarını dile getiren Aydın, "Dünyada çok büyük kültürel yerimiz olacağına inanıyorum." ifadesini kullandı.

– Prof. Dr. Uğurlu: "Sömürgeleştiremedikleri için merakları katlandı"

Panelistlerden FSMVÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aydın Uğurlu, Anadolu'da dokumacılığın tarihinin çok eskilere dayandığını söyledi.

Uğurlu, Oğuz boylarının Anadolu'ya yerleşmesinden itibaren dokumacılığın daha da zenginleştiğine dikkati çekerek hayvancılığın da dokumacılığa malzeme sağladığını anımsattı.

Bugünlerde popüler olan minimalist yaşam tarzının Anadolu göçebelerine ait olduğunu ifade eden Uğurlu, göçerlerin sanat eseri ürettiğini ve biricik dokumalar işlediğini anlattı.

Uğurlu, Türklerin bu coğrafyanın sömürgeleştirilmesine izin vermediğinin altını çizerek, "Batı kültürünün dünyada sömürgeleştirdiği ülkelerin dışında kaldık. Merakları daha da katlandı. İngiliz tekstil toplayıcılarından biri kitabında yazıyor, 'Anadolu un çuvalına benzer, silkeledikçe tozar.' diyor." ifadesini kullandı.

– Prof. Dr. Tezcan: "Ürünü beğenilmeyen esnafın pabucu dama atılırdı"

Nişantaşı Üniversitesinden Prof. Dr. Hülya Tezcan da "Saray Dokumaları" başlıklı sunum gerçekleştirdi.

Tezcan, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethettikten sonra dokumacılık ve dericiliği ön plana çıkararak bu alanda bir ekonomi kurmaya çalıştığını söyledi.

Bursa, İstanbul ve Edirne'nin ipek dokumacılığında önemli bir yer edindiğini vurgulayan Tezcan, dokuma standartlarının en üst düzeyde belirlendiğini, kaftanlık kumaşın çözgü sayısının bile belli sayıda olduğunu, kumaş boyasının standardının bulunduğunu anlattı.

Tezcan, Osmanlı'da pazarların ve ürünlerin lonca başı ve kethüda tarafından sıkı şekilde denetlendiğini aktararak ürünlerin beğenilmemesi durumunda 3 kez uyarı yapıldığını, "pabucu dama atılmak" deyiminin oradan çıktığını, ürünün hatalı olması halinde herkesin gözü önünde pabucun dama atıldığını ve o esnafın dükkanının kapatıldığını belirtti.

Osmanlı'da ekonomi bozulmaya başlayınca bunun esnafa yansıdığına işaret eden Tezcan dokumanın içinde kullanılan ipek miktarının azaldığını söyledi.

İstanbul Beylerbeyi Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü Tasarım Sorumlusu Ayşe Dizman "Türkiye Dokuma Atlası Projesi Tanıtımı, Projenin Güncel Durumu ve Hedefleri" konulu sunum yaptı.

Panelin öğleden sonraki oturumunda da Dr. Öğretim Üyesi Senem Uğurlu "Anadolu Dokumacılığının Günümüzdeki Durumu", Dr. Lale Genç "Antropolojik Açıdan Kültürel Süreklilik ve Anadolu Dokuma Kültürü", Dr. Meral Özomay "Yöresel Dokumalarda Doğal Boyama ve Teknik Analiz", Dr. Ragsana Hasanova "Geleneksel Dokuma Kültürünün Mirasımıza Kazandırılması Amacıyla Bilimsel Restorasyon, Konservasyon ve Dijitalleşme Aşamaları", Doç. Raşit Gündoğdu "Dokumacılık Tarihi Açısından Arşiv Belgeleri ve Önemi ve Dr. Nurayş Komser de "Kuşaklararası Aktarımın Sürdürülebilirliği Bağlamında Geleneksel Türk Dokumaları Ve Örnek Bir Uygulama" başlıklarında birer sunum gerçekleştirdi.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?