Turizm Sektör Buluşması

İSTANBUL (AA) – Turizm Yatırımcıları Derneği (TYD) Başkanı Murat Ersoy, Türkiye’ye gelen turist sayısında ocakta yüzde 6,5, şubatta yüzde 10, martta yüzde 13 ve nisanda yüzde 28 azalma yaşandığını belirterek, “Gerileme oranı yükselerek gidiyor ancak ramazan sonrası turist sayısında artış görmeye başlayacağız. Erken rezervasyonlarda yüzde 25 artış söz konusu.” dedi.

Ersoy, TYD ve Marriott International iş birliğiyle organize edilen Turizm Sektör Buluşması’nda, Türkiye’ye gelen turist sayısında ocakta yüzde 6,5, şubatta yüzde 10, martta yüzde 13 ve nisanda yüzde 28 azalma yaşandığını söyledi.

Gerileme oranında yükselme yaşandığını ancak ramazan sonrası turist sayısında artış görülmeye başlanacağını anlatan Ersoy, erken rezervasyonlarda yüzde 25 yükselişin söz konusu olduğunu dile getirdi.

Ersoy, özellikle Müslüman ülkelerin tatile son anda karar verdiğine dikkati çekerek, “Bu taraftan rezervasyonlarda yaşanacak artış, sektör rakamlarını da toparlayacak.” ifadesini kullandı.

Türkiye ve Mısır’da turizm sektöründe yaşanan olumsuzlukların, uluslararası tur operatörlerini de zor günler geçirmeye ittiğini vurgulayan Ersoy, şunları kaydetti:

“Artık hiçbir büyük oyuncu cirosunun yüzde 60’ını aynı sepete koymayacak. Bu, pazarda yeni kalıcı oyuncular anlamına geliyor ama Türkiye de yerinde durmayacak. Bizler de mevcut pazarlarda alternatif pazarlama araçları geliştireceğiz. Türkiye’de, artık kendi söküğümüzü dikmek zorundayız. Türkiye öncelikle kendi ulaşılabilirliğini charter (dolmuş uçak) uçuşların dışına çıkarmalı. Tatil yörelerini hedef pazarlarla, tarifeli uçuşlarla bağlamak gerekiyor. Hükûmet bu konuda gerekli adımı attı.”

– “Turizm finansmanı toplam banka finansmanının yüzde 4’üne tekabül ediyor”

DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş ise turizm dendiğinde, 70-80 milyar dolara varan bir milli varlıktan söz edilebileceğini söyledi.

Cari açığın Türkiye’nin Gayrisafi Yurtiçi Hasılasına (GSYH) oranının yüzde 4,5 seviyelerine kadar gerilediğini anımsatan Ateş, “Bu rakam turizm gelirini içinden çektiğiniz zaman yüzde 4,5’ten yüzde 9’lara fırlıyor ve yüzde 9, uluslararası finans camiasında kabul edilemez bir orandır. Yani GSYH’nin yüzde 10’unu açık vermek, kabul edilemez bir orandır. Bu bakımdan turizm hayati bir öneme sahip.” diye konuştu.

Ateş, mart verileri itibarıyla 18,3 milyar dolarlık turizm finansmanı içerisinde Denizbank’ın yüzde 16’lık pay ve 2,9 milyar dolarlık büyüklükle birinci sırada olduğu bilgisini verdi.

Turizm finansmanının, toplam banka finansmanının yüzde 4’üne denk geldiğini vurgulayan Ateş, “Hala daha bana göre cılız düzeylerdedir. Mesela uzun vadeli 95 milyar dolarlık kredinin 48 milyar doları, doğrudan enerji finansmanına gitmiştir. Onun yanında yol, köprü, altyapı.” ifadelerini kullandı.

Ateş, şu anda Akdeniz çanağında yüzde 30’a yakın bir turist azalmasından söz edildiğini belirterek, Türkiye’nin geçen yıl bunu yüzde 1-2 civarında azalmayla hafif atlattığını dile getirdi.

Bununla birlikte bu yılın son derece kritik olduğuna vurgu yapan Ateş, şöyle devam etti:

“Berlin’deki uluslararası turizm fuarına iştirak ettiğimizde oradaki tur operatörleri, ‘Çok fazla terör olayı olmazsa, politik veya jeopolitik ciddi bir gerginlik olmazsa, henüz charterlarımız cari, hepsini tutuyoruz. Henüz çoluklu çocuklu aileler turizm için rezervasyon yapmadı çünkü onlar okullar tatil olduğunda gelecek. Onun için hala ümidimiz yüksek, özellikle haziranın ikinci yarısı, temmuz, ağustos için…’ dedi. Ancak görünen o ki fiyatlarda belli bir oranda düşmüş olmak kaydıyla yine de bu sözünü ettiğim aylarda çocuklu turistler gelecek ama belli bir azalmayla, belli bir fiyat daralmasıyla ama yine de gelecek. Sezonun önü ve arkası, daha ziyade çocuksuzların tatil yaptığı dönemlerde, sıkıntıların, azalmanın biraz daha büyümesi muhtemel. Sadece Türkiye’deki jeopolitik olaylardan mütevellit, sadece Rusların azalmasına bağlı olan bir olay değil bu. Bugün Avrupa’da genel bir sıkıntı var.”

– “Bölgede kapasite olarak ne İtalya ne de Yunanistan Türkiye’ye rakip değil”

Ateş, ister enerji, ister altyapı, isterse de turizm gibi ağır yatırımların “ver krediyi vadeye kadar bekle, geri al” modeliyle finanse edilmesi halinde, duvara toslanabileceği uyarısında bulundu.

Bunun bir tek yolunun olduğuna işaret eden Ateş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugün kredi mevduat oranı yüzde 120’ler civarında. Bu ne demek? Bankalar mevduatının tamamını kredi vermiş, üstüne de kredileri yurt dışından alıp, borçlanıp vermiş. Nereye kadar? Yurt dışındaki adam da soruyor: ‘Kardeşim kriz olursa sen bunu bana ödeyebilir misin?’. Onun bir limiti var, dereceniz mereceniz her şeyiniz bunu etkiliyor. Bunun bir tek yolu, ki Enerji Bakanımıza da enerji için bizzat söyledim; alacaklar gayet sağlam, batık oranı son derece düşük bir sektör. Batma riskinin düşük olduğu ve nihai olarak paranızı geri toplayıp, nihai batık noktasının son derece minimal olduğu bir sektörden bahsediyoruz. Madem burada turizm sektörünün 18,5 milyar dolar kredisi var; aslında biz bunun pek ala 10 milyar dolarını, ya da her banka kendi kısmını, ben de 2,9 milyar doları için konuşayım, bunu bir havuz alacak haline getirip, bunu kutulayıp yurt dışındaki yatırımcılara açabilmeliyim. Eğer ben içindeki komisyon payımı alıp, belli bir düşük bir batık payıyla satmayı becerebilirsem, buradan elde ettiğim fonlarla yeni otelleri finanse etme kabiliyetine kavuşurum.”

Bölgede kapasite olarak ne İtalya ne de Yunanistan’ın Türkiye’ye rakip olmadığının altını çizen Ateş, bu kaliteyi bu fiyata veren başka bir destinasyonun olmadığını sözlerine ekledi.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?