Torunlarından dede yadigarına vefasızlık

İSTANBUL (AA) – ÇİĞDEM ALYANAK – 1. Dünya Savaşı ile Kurtuluş Savaşı'nda üstün cesaret ve örnek kahramanlıklar gösteren askerlerle bazı sivillere verilen harp ve istiklal madalyaları, çeşitli internet sitelerinde satışa sunuluyor.

Kimisi cephede göğüs göğüse mücadele etti, kimisi cephe gerisinde vatan savunmasına destek oldu. Onlar, 1. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı cephelerinin isimsiz kahramanları. Vatan savunmasında üstün cesaret örneği sergileyen bu kahramanların, ailelerine yadigar olarak bıraktığı mücadelenin sembolü madalyalar, vefadan bihaber torunları tarafından satılıyor.

Torunlarının gözü gibi bakması gereken dede yadigarı madalyalar ve beratlar, ya e-ticaret siteleri ya da online müzayedeler üzerinden alıcı buluyor.

Çanakkale Zaferi ve Milli Mücadele dönemine ait madalyaların ağırlıkta olduğu bu satışlar, torunların vefasızlığını da gözler önüne seriyor.

Bir obje veya birer kültürel miras olmanın ötesinde mücadelenin izlerini taşıyan bu madalyalar, özelliklerine göre bin ile 28 bin lira arasında değişen fiyatlarla satılıyor.

  • “Kimlere verileceği nizamnameyeyle belirlendi ”

Türkiye'nin Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı tek resmi Çanakkale Savaşları Koleksiyoneri Seyit Ahmet Sılay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, madalyaların, muharebelerin isimleriyle veya muharebelerdeki kahramanlıklara göre çeşitlilik gösterdiğini söyledi.

Sılay, madalyanın nereye takılacağının, ölçüsünün ne olacağının, kimlere verileceğinin nizamnameye göre belirlendiğini aktardı.

Halk arasında en çok tanınanın ise Çanakkale Madalyası olarak da bilinen Yıldız Madalya olduğunu belirten Sılay, bu madalyanın 1. Dünya Savaşı'ndaki 9 cephede savaşan bütün asker, subay ve sivillere verildiğini kaydetti.

Çanakkale Madalyası'nın iki çeşidi olduğunu anlatan Sılay, “Birinin içi boyalı, nikel, çinko karışımıdır. Sadece bu madalya bizim darphanemizde yapılmıştır. Diğeri ise mineli dediğimiz Avusturya-Alman firmalarının yaptığı madalyadır. Bunlar da nikel ve gümüştür. Yaklaşık 15-16 değişik firma harp madalyası üretmiştir. Bu madalyalar, arka kopçalarına kadar farklılık gösterir. Kimisinin iğnesi diktir, kimisinin yandır. Bazılarının arka kopçası ise gümüş kelepçeyle yapılmıştır. ” dedi.

  • Askerlerin yanı sıra sivillere de verildi

Madalyanın kurdelesi ile birlikte verildiğini belirten Sılay, şöyle devam etti:

“Subayların veya erlerin ikinci düğmesinde şerit vardır. O şerit, onun madalya aldığını gösterir. Eğer kenarları beyaz, ortası kırmızı ise muharebeden ötürü aldığı madalyayı gösterir. İçi beyaz, kenarları kırmızı ise geri hizmette aldığı bir madalyadır.

Siviller forma giymediği için ceket yakalarına kurdeleyi takar, harbe hemşire, terzi veya geri hizmetler için katılan hanımlar ise başörtüsünün üzerine takar. ”

İstiklal Madalyası'nın ise Milli Mücadele döneminde verilen bir madalya olduğunu, 1930'lu yıllara kadar verilmeye devam ettiğini aktaran Sılay, üst düzey komutanlara ise altın İstiklal Madalyası verildiğini kaydetti.

  • “Madalyayı sadece hak eden kişi takar ”

Osmanlı geleneğinde madalyaları ve beratları sadece padişahın verdiğini ve beratın üzerinde padişah tuğrası olması gerektiğini belirten Sılay, harp madalyalarının ise 1918'e kadar verilmeye devam edildiğini, daha sonraki yıllarda ise sahtelerinin üretildiğini ve beratla verilmediğini söyledi.

Bu sahte madalyaları sanki birisine verilmiş gibi piyasaya sürmenin hiç ahlaki olmadığını, bunların tespit edilip, bir an önce yasal işlemin başlatılması gerektiğini ifade eden Sılay, “Bu harp madalyası, bir devlet kurumu tarafından bir şahsa, bir yabancıya hediye verilemez. Harp madalyasının ne şekilde verildiği tamimname ile yazılı. Çanakkale Savaşı'nda kahramanlıktan ötürü bu madalyayı almış. 104 sene sonra siz bu madalyayı hediye veriyorsunuz veya bu şahıs bunu göğsüne takmaya kalkıyor. Göğsüne takmasının dahi suç olması lazım. Çünkü bu madalyayı sadece hak eden kişi takar. ” diye konuştu.

  • “Mal olarak görülmesi çok üzücü ”

Sılay, madalyaların alınıp satılması, mal olarak görülmesinin çok üzücü olduğunu vurgulayarak, madalyanın cesaret ve kahramanlıklarıyla bedel ödemiş insanlara verilen nişanlar olduğunun altını çizdi.

Madalyalarla ilgili yasal düzenleme yapılmasının önemine değinen Sılay, şunları kaydetti:

“Onların günümüze kalan bu hatıralarını elime aldığımda, ödenmiş bir bedeli görüyorum. Bu madalyalar, bu topraklarda yaşamamızın asli kaynağı olan ve biz nefes alalım diye nefes vermiş insanların günümüze kalan hatıralarıdır. Devlet madalyalarla ilgili yasal düzenlemeyi bir an önce yapıp, mal gibi pazarlarda, internet ortamlarında satışını önlemeli. Neticede bir pazar oluşmuşsa, bunun sahteleri de çıkıyor. Bunların da önüne geçen kimse yok, yasal düzenleme yok. Bu madalyaların da layık oldukları yerlerde, müzelerde ya da ailelerin şahsi koleksiyonlarında hatıra olarak kalması lazım. Çok acı, parayla alınıp satılması. Devletin madalyalarla ilgili yasa çıkarması gerekir. Özellikle harp malzemelerinin, korunması gerekli taşınır kültür varlığı statüsüne sokulması lazım. ”

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?