Spor Sohbetleri

ANKARA (AA) – ÖMER HAKAN KİBAR – Tayland'daki Dünya Halter Şampiyonası'nda, kadınlar 45 kiloda 2 altın ve 1 gümüş madalya kazanan milli halterci Şaziye Erdoğan, organizasyon dolaysıyla üç ay ayrı kaldığı 4 yaşındaki oğlu Eymen'e çok özlem duyduğunu söyledi.

Şampiyonanın ardından Anadolu Ajansı (AA) Spor Haberleri Yayın Yönetmenliğini ziyaret eden Şaziye, "Spor Sohbetleri"ne katılarak şampiyonayı değerlendirerek, spor yaşamını paylaştı.

Milli sporcu Pattaya kentindeki şampiyonada koparmada 77 kiloyla altın, silkmede 92 kiloyla gümüş ve toplamda da 169 kiloyla altın madalyanın sahibi oldu.

Şaziye Erdoğan, "Halterde sizi en çok zorlayan ne oluyor?" şeklindeki soru sonrasında, 3 ay ayrı kaldığı oğlu Eymen aklına gelince gözyaşlarını tutamadı.

Dünya şampiyonu sporcu soruya şu cevabı verdi:

"Beni en çok zorlayan şey oğlumdan ayrı olmak. 3 aydır ayrıyım. Çocuğum 4 yaşında. Adı Eymen. Yarışmam bitince oğlumla görüntülü görüştük. Bana sordu, 'Anneciğim şampiyon mu oldun?' dedi. 'Evet anneciğim şampiyon oldum' dedim. Görmeniz lazımdı. 'Annem şampiyon oldu' diyerek evi dolanıyordu. Tabii güzel bir duygu. Zaten oğlum için halter yapıyorum. Beni tek zorlayan durum bu. Onun dışında sakatlık yaşadım, doğum yaptım. Bunların hepsini aşabildim. Yorulduğum zaman eşim bana çok destek oldu. Oğlumu kamplara hiç götürmedim. Çünkü benim oğlum çok hareketli bir çocuk. Evde oturduğunu bile görmüyorum."

– Şampiyonayı değerlendirebilir miyiz? Gümüş madalya da altın olabilir miydi?

"Evet gümüş madalya da altın olabilirdi. Benim 2012 yılında sol dirseğimin yan bağları koptu. O yüzden silkme hareketinde biraz zorlanıyorum. Aslında antrenmanlarda fazlasını yaptım. Biraz da heyecan vardı. O anki heyecanla olmadı. Benim için önemli olan toplamdı. Silkmede altın olsa iyi olurdu ama önemli olan toplamdı. Bunu başardım. En azından boş dönmedim. Şampiyonlukla döndüm. İstiklal Marşı'mızı okuttum. Bundan dolayı çok mutluyum."

– Seni nasıl bir süreç Tayland'a taşıdı?

Tayland'a hazırlığım çok iyi geçti. Nevşehir'de oturuyorum. Kamplar dışında eşimle birlikte orada çalışıyoruz. Eşim aynı zamanda benim antrenörüm. Sağolsun benimle çok ilgileniyor. Nevşehir'de çok iyi bir dönem geçirdik. Kampa da boş gitmedim. Bu nedenle daha da iyi ilerleyebiliyorum. Kamp ortamı da iyi geçiyor. Çalışma olarak iyi bir dönem geçirdim."

– Haltere başlama hikayen nasıl oldu?

"10 yaşında başladım. Halter nedir bilmiyordum. Okulumuza Halil Mutlu ve bir halter antrenörümüz gelmişti. Onların olduğu ortama merak ettiğim için katıldım. Merakla başladı. Abimle birlikte başlaşmıştık. İlerledikçe bırakamadım, bağlandım. Hiç kimse bana engel olmadı."

– Ailen halter yapmana nasıl baktı?

"İlk başladığımda yanımda abim olduğu için ailem aslında ters tepki vermedi. İzin verdiler. Zamanla zaten ben sevdim, onlar sevdi. Bu duruma geldik."

-Halter sporu hayatına neler kattı?

"Öncelikle benim bir oğlum var. Zaman ilerlediğinde büyüdüğünde diyecek ki 'Benim annem dünya şampiyonu.' Dönüp baktığında 'benim annem bana neler katmış' diyecek. Benim için en önemli şey Türk bayrağını taşımak. Bu bayrağı temsil etmek ve göndere çekmek. Bu benim için çok önemli. Normal bir insanın ulaşamayacağı şeyler yaşıyorum. Normal bir hayatım olsaydı bunları yaşayamazdım. Dünya ve Avrupa Şampiyonu olamazdım. Dünya yıldızlar şampiyonluğum ve rekorlarım var. Bu bayrağın tadına varamazdım."

– Kadın olarak halteri seçmen nedeniyle nasıl tepkiler alıyorsun?

"Dünya şampiyonasında kaldığımız otelde şöyle bir olay yaşadım. Kaldığımız otelin sahibi geldi, benimle tanışmak istedi. Tanıştık. Bana dedi ki 'Beni de kaldırabilir misin?' dedi. Ben de 'İnsan kaldırmıyorum, ağırlık kaldırıyorum' dedim. Başka insanlarda bana gelip, 'sen halter mi kaldırıyorsun bayansın. Sen o zaman beni de kaldırabilirsin.' tarzında konuşanlar oluyor tabii ki. Bizim kaldırdığımız kilolar insanlara çok basit geliyor. Neler yaşadığımızı, ne şekilde bu duruma geldiğimiz bilmiyorlar."

– Halteri bırakacağım dediğin oldu mu?

"Oldu ama. Oğlumun doğumundan sonra yapmam diye düşünmüştüm. Ondan sonra kendimi toparladıkça 'benim güzel bir geçmişim var' dedim. Tekrar yapabileceğime, başarabileceğime inandım. Hatta oğlum işin içinde olduğu için daha iyi olabileceğine inandım. O yüzden tekrar başladım."

– Gençlere nasıl bir mesaj verirsin?

"Bu halter olsun veya başka bir branş olsun kesinlikle spor yapmalarını isterim. Çünkü insanın hayatına farklı bir anlam katıyor. Geçmişe dönüp baktığında her şeyi dolu dolu yaşadığını göreceksin. Ben 'bir dünya ve Avrupa şampiyonuyum' diyeceğim."

– Amatör branşların futbolun gölgesinde kaldığını düşünüyor musun?

"Futboldan dolayı biz çok arka planda kalıyoruz. Bence futbola verilen desteğin yarısı bize verilse çok farklı yerlere geleceğimize inanıyorum. Halter olsun, güreş olsun veya başka bir branş. Futbola çok fazla önem veriliyor. Bence bu artık sinir bozucu olmaya başladı. Ben gidiyorum Dünya Şampiyonu oluyorum, bayrağımızı dalgalandırıyorum. Evet birkaç insan tebrik ediyor ama onun dışında hiçbir destek yok. Sadece tebrikle olmuyor. Ben hak ettiğim muameleyi gördüğümü düşünmüyorum."

– 2020 Tokyo Olimpiyatları'na sizi ne taşıyacak?

"Allah sakatlık, kaza, bela vermezse Tokyo'yı garantiledim gibi. İnşallah oraya gidip orada da madalya almak istiyorum. 2012 yılında olimpiyatlara hazırlanıyordum orada sakatlık yaşadığım için gidemedim. Madalyaya aday bir sporcuydum. 2016 yılında olimpiyatlara aday bir sporcuydum. Yine gidemedim. Tokyo bakalım, nasip, kısmet. Yaklaşık 17 yıldır bu sporu yapıyorum. Artık olimpiyatlara gitmenin hakkım olduğunu düşünüyorum. Sıralamada en iyi benim. Önümde bir turnuva var. Sonrasında Avrupa Şampiyonası var. Ondan sonra olimpiyatlar inşallah. Hayalini çok kurdum. Kendimi sürekli rüyalarda görüyordum. Kendimi o kürsüde görüyordum. Olimpiyatlara katılmak insana ayrı bir mutluluk katıyor. Oraya gidip madalya almak, bir de şampiyon olmak çok farklı bir şey."

– Bu madalyalarda eşinin katkısı nedir?

"Bu altın madalyayı almamın temeli eşimden geliyor. Eşim bana her konuda destek oldu. Psikolojik olsun, antrenman olarak olsun. Benim zayıf noktalarımı araştırdı. Onun hakkını hiçbir şekilde ödeyemem. Dünya şampiyonu da olsam ödeyemem. Bu madalyaları kazanmamın en önemli sebebi eşim, ailemiz, oğlum. Oğlum her gün bana dua etti."

– Toplumda bir söz vardır "Kariyer de yaparım, çocuk da yaparım" Sen ikisini de yapmış durumdasın. Neler söylemek istersin?

"Bazı insanlar diyor ki 'Hem çocuğun var, hem de sporla uğraşıyorsun. Oğlunla görüşemiyorsun. Zor olmuyor mu.' Benim yaptığım spor gerçekten zor bir spor ama sevince açıkçası çok da zor gelmiyor. Zaten 'yüksek bir yerde duruyorsun' diyorlar. Evet zor oluyor. Bence erkek veya kadın kim olursa olsun istedikten sonra her türlü başarabilir. İşimi de yapıyorum, çocuğum da var. Gayet de mutuyum."

– Başarılardan dolayı aldığınız ödüllerden memnun musunuz?

"Bu yıl Avrupa şampiyonu oldum. Yönetmelikte yazanı tam olarak almadım. Çünkü bulunduğum sıklette ülke olarak 7, sporcu olarakta 8 kişi vardı. Sırf bir ülkeden 2 sporcu olduğu için ben ödülümü tam alamadım. Bu bence büyük bir eksiklik. Hak ettiğimiz bir durum değil. Bunun değişmesini istiyoruz. Benim gibi birçok sporcu var. Tabii biz bu işi sadece para için yapmıyoruz. Milletimiz için bayrağımız için her şey için yapıyoruz. Her şeyin bir karşılığının olması gerekiyor. Ben bu sporu severek yapıyorum. Türk bayrağını taşıyoruz, göndere çektiriyoruz, İstiklal Marşı'mızı okutuyoruz. Biz her şeyi yapıyoruz ama hiçbir şekilde karşılık aldığımızı düşünemiyorum. Benim de bir şeyler kazanmam gerekiyor. Hayatımı kurmam gerekiyor. Para olmayınca insan adım atamıyor artık."

– 2020 Tokyo Olimpiyatları'ndan sonra bırakmak gibi bir düşüncen var mı?

"Aslında Dünya Şampiyonası'na katılmadan önce ben 'Dünya Şampiyonası'na katılırım. Gidebilirsem olimpiyatlara katılırım. Orada madalya alırsam bırakırım' diyordum. 2021'de Türkiye'de İslam Oyunları var oraya katılır ondan sonra bırakırım diyordum. 'Bırakırım bırakayım' derken en son dünya şampiyonu olduktan sonra 'ben bir kez daha dünya şampiyonu olmam lazım' dedim. Bırakmıyorum."

– Buradan vermek istediğin bir mesajın var mı?

"Bayanlar halter sporuna çok iyi bakmıyor. Özellikle boy kısalttığı söyleniyor. Ben halterin boyu kısalttığını düşünmüyorum. Bu benim genetiğimde olan bir şey. Benim annem, babam ve abim kısa, ailemde herkes kısa. Benim 1,90 metre olma ihtimalim yok. Haltere de çocuklarını yönlendirebilirler. Çünkü halter çok güzel bir spor."

Şaziye Erdoğan, Spor Sohbetleri programının sonunda destek verenlere teşekkürlerini ileterek, şunları söyledi:

"Sayın Cumhurbaşkanımız ABD'ye gideceğini söylemişti. Dönüşte beni Külliye'de ağırlayacağını söylemişti. Ben ona şimdiden çok teşekkürlerimi iletiyorum. Spor Bakanımız aradı. Beni çok çok tebrik etti. O da ağırlayacağını söyledi. Ona da teşekkürlerini iletiyorum. Ben aynı zamanda Ankara Büyükşehir Belediyespor'un sporcusuyum. Belediye başkanımız Mansur Yavaş'a teşekkürlerimi iletiyorum. O da tebriklerini iletti. Bir de aileme çok teşekkür ediyorum. Vazgeçilmezim. En büyük destekçilerim."

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?