Son Osmanlı Beyi’nin torunu iade-i itibar bekliyor

TUNUS (AA) – HAMDİ YILDIZ – Tunus’ta 1957’de görevden uzaklaştırılan son Osmanlı Beyi Salahaddin Emin Bey’in ailesi, yıllarca maruz kaldıkları haksızlıkların giderilmesini ve Tunus’un bağımsızlığı uğruna mücadele eden dedeleri için iade-i itibar istiyor.

Tunus’ta şehir merkezinde kiraladığı bir dükkanda restoran işleterek geçimini sağlamaya çalışan, Emin Bey’in 75 yaşındaki torunu Prenses Selva bin Salahaddin, AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Tunus’un Osmanlı Devleti’ne bağlı olduğu dönemden kalma yönetimin son temsilcisi Salahaddin Emin Bey’in, 1957 yılında kendi evlerinde birlikte yaşadıkları Habib Burgiba’nın tertiplediği darbeyle görevinden uzaklaştırıldığını, o günden sonra aile olarak baskılara maruz kaldıklarını anlatan Selva, şöyle konuştu:

“Burgiba, bizim evimizde yaşıyordu. Kendisine ‘amca’ diyorduk. Burgiba, istediği yere ulaşana dek sustu, sonra da darbe yaptı. Burgiba, bu ülkede eskiye dair her şeyi silmek istedi. Eski kasırlardan, eserlerden ne kaldı geriye? Müzelere dahi bir şey bırakılmadı. Ya çalındı ya yağmaladı. Bazı yerler yıkıldı, harabe haline getirildi.”

– “Bizim istediğimiz önce iade-i itibar”

Tunus Cumhurbaşkanı el-Baci Kaid es-Sibsi’nin eski yöneticilere itibarların geri verilmesiyle ilgili çalışmalarını hatırlatan Selva, Emin Bey için de girişimde bulunduklarını belirterek şu bilgileri verdi:

“Hakikat ve Onur Heyetine başvurup iade-i itibar isteğimizi ilettik, ayrıca şahsımıza ait malların geri verilmesini talep ettik. Heyet Başkanı Siham Bin Sidrin geldi, kendisiyle görüştük. Ancak pek ümitli değiliz. Bizim istediğimiz önce iade-i itibar. Bu ülkede eskiye sabah akşam küfredildi. Dedeme küfredildi. Tunus’un beyleri ‘Ülkeye sömürgecileri getirdi.’ denildi. Emin Bey, sömürgecileri sokmuş ülkeye, bu nasıl bir iftira? Emin Bey, niye Tahir bin Ammar’ı (dönemin başbakanı) Fransa’ya bağımsızlık görüşmeleri için yolluyordu? Kaldı ki o dönemlerde tüm dünyada sömürgecilik yapılıyordu. Sibsi, ‘Ulusal uzlaşı yapıyorum’ dedi. Peki biz bunun neresindeyiz? Sibsi, Tahir bin Ammar’a iade-i itibar yaptı. Aileleriyle görüştü. Dedem onu Fransa’yla görüşmelerde bulunması için gönderiyordu. Niye bizim ailelerimize karşı bir iade-i itibar yapılmıyor?”

Kendilerine, “Siz Türksünüz, ülkenize dönün” dediklerini dile getiren Selva, “Oysa bizler bu ülkede aile olarak 250 yıl hüküm sürmüş bir hanedanın çocuklarıyız. Evet aslımız Türk, bizler Türküz ancak dedelerimiz Osmanlı’dan gelerek burada yönetimde bulundular. Ancak 250 yıl geçtikten sonra bu nasıl olur? Bizlere sanki Tunuslu değilmişiz gibi davrandılar.” ifadesini kullandı.

– “Ayağımdaki ayakkabıyı dahi çıkarttılar”

Darbe sürecinde, ailesinin kıyafetlerine dahi el konulduğunu dile getiren Selva, “Bazı eşyalarımızı aldık, çıkarken biri ayağımdaki ayakkabıyı görmüş ve ‘bu ne’ demişti. Ayağıma giydiğim ayakkabıyı dahi çıkartmışlardı.” ifadesini kullandı.

Konutlarından uzaklaştırıldıktan sonra bir süre kirada yaşadıklarını, daha sonra kirayı ödeyemedikleri için bu evden de ayrılarak bir komşularına sığındıklarını anlatan Selva, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Babamı, birini arabasıyla ezmeye kalktığı suçlamasıyla hapse atmışlardı. Ardından, babamın ezmek istediği iddia edilen kişi, ölmeden önce bir gazeteye röportaj verdi ve ‘Salahaddin Bey hiçbir zaman beni öldürmek istemedi. Burgiba ile yakın arkadaşı Mihiri bana 2 bin dinar verdiler, istedikleri beyanda bulunmam için.’ dedi. Dedem Emin Bey ise yıkık dökük bir yerde göz hapsinde tutuluyordu. Yağmur yağdığında su basan bir yerde.”

Bugün hala sıkıntılarının devam ettiğini dile getiren Selva, “En azından kendi mülklerimiz bize iade edilsin. Bunlar, şahsi mülkler, devlet malı değil. Birçok yerde araziler, taşınmaz mallar var. Örneğin Kartaca’da Beyt el-Hikme adıyla şu an bilinen bir kasır vardı, oradan bizi çıkardılar. Sonra gece kulübü haline getirdiler. Şu an orası bir araştırma merkezi olarak kullanılıyor.” dedi.

– “Nüfus kağıdı çıkartmak için dahi mahkeme kararı gerekiyor”

“Ailemizde gerçekten çok zor durumda olanlar var. Zorlukla hayatlarını idame ettiriyorlar.” diyen Selva, hasta olanların bile imkansızlıktan tedavi olamadığını anlattı.

Ülkede, kendi adlarının kullanımına dahi izin verilmediğini kaydeden Selva, “Hala adımızın sonuna ailemizin lakabı olan ‘Bey’ lakabını almamıza izin vermiyorlar. Devlet dairelerinde bizim işlemlerimiz özel izne tabidir. Bir nüfus kağıdı çıkartmak için dahi mahkeme kararı gibi birçok işlem gerekiyor.” diye konuştu.

Tunus, 1881’de Fransa tarafından işgal edilmiş ve 75 yıl sömürge dönemi yaşamıştı. Bu dönemde Osmanlı’dan kalma beylik yönetimi daha çok sembolik yetkilerle devam etti. Hüseyni ailesinden Salahaddin Emin Bey, 1943-1956 yıllarında bu unvanla görev yaptı. Bu dönemde Tunus’un bağımsızlık mücadelesini destekleyen Emin Bey, 20 Mart 1956’da bağımsızlığın kazanılmasının ardından kral olarak ülkenin başında yer aldı. Emin Bey, Habib Burgiba’nın 27 Temmuz 1957’de cumhuriyeti ilan etmesiyle görevden uzaklaştırıldı.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?