“Resimlerim ülkemdeki trajedinin izlerini taşıyor”

İSTANBUL (AA) – SAMET DOĞAN – 3. Uluslararası İstanbul Trienali’nde eserleri sergilenen Suriyeli ressam Zeyn El Ahmed, “Halep’ten ayrılırken araçtan köyleri seyrettim. Etrafta sadece yıkım vardı. Hüzünlüydü. Bu yolculukta, Halep’i ve köyleri son görüşüm olacağını biliyordum. Bu sanatıma çok etki etti.” dedi.

Türkiye’ye geldikten sonra resim yapmaya yoğunlaşan ve trienalin yanı sıra Kuzguncuk’taki Kelimat Sanat Galerisi’nde de eserleri sergilenen Zeyn El Ahmed, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Halep’te Güzel Sanatlar Fakültesi’nde eğitim gördüğünü belirterek, “Çocukluğumda sürekli renklerle ilgilenirdim. Bir akrabamız yurtdışına gitse ve bana ne tür bir hediye istediğimi sorsa ben boya isterdim. Resim yapmayı hep sevdim. Bu fıtratla ilgili bir şey. Renklerle içindeki bütün duyguları yansıtabilirsin.” diye konuştu.

El Ahmed, babasının sanatla çok yakından ilgilenmesinin, kendisi için büyük bir şans olduğunu ve ressamlık hayatında kendisini hep cesaretlendirdiğini vurgulayarak, “Babam her şart ve ortamda sanatı ön planda tutuyordu. Bendeki yeteneği de o keşfetti. Ona çok şey borçluyum, bu zor zamanlarda bile resim yapmaktan geri durmuyorsam, bu babamın arkamda durması nedeniyledir.” ifadelerini kullandı.

Halep’te durumlar kötüye gittiği için 2,5 yıl önce oradan ayrılmak zorunda kaldıklarını dile getiren El Ahmed, şunları aktardı:

“Halep’ten ayrılırken araçtan köyleri seyrettim. Etrafta sadece yıkım vardı. Hüzünlüydü. Bu yolculukta, Halep’i ve köyleri son görüşüm olacağını biliyordum. Bu sanatıma çok etki etti. Bunun siyasetle ve herhangi bir şeyle alakası yok. Bende insani bir etki uyandırdı. Resimlerim bu trajedinin izlerini taşıyor. Ülkem tarumar oldu.”

– “Suriçi’ndeki sokaklar, beni eskilere, Halep’teki yaşantıma götürüyor”

Zeyn El Ahmed, Türkiye’ye ilk geldikleri zaman büyük zorluklar yaşadıklarını ancak bir süre sonra tanıştıkları insanların kendilerine yardım ettiğine dikkati çekti.

Kendisini idare edecek kadar Türkçe öğrendiğini de aktaran genç ressam, “Biz beş yıldır göçmeniz. Zor durumdayız. Ben bir yıl önce, ilk resim sergimi yapma şansı yakaladım. Projelerimi bitirmeye çalışıyorum çünkü dünyaya mesaj vermek istiyorum. Sanatın dilini aktif bir şekilde kullanmak halkıma karşı da bir sorumluluk.” değerlendirmesinde bulundu.

El Ahmed, resimlerinin tamamını İstanbul’da küçük bir odada yaptığını ve büyük tabloları ikiye bölüp çizmek zorunda kaldığını söyledi. İstanbul’a aşık olduğunu sözlerine ekleyen genç sanatçı, Suriçi’ndeki sokakların, kendisini eskilere, Halep’teki yaşantısına götürdüğünün altını çizdi.

– “Türkiye çok büyük bir ülke”

Yaşayacağı muhtemel bütün zorluklara rağmen resim yapmaya devam edeceğine dikkati çeken El Ahmed, şöyle devam etti:

“Biz burada yabancıyız ve sanatımızı icra edebilmemiz için insanların yanımızda durması bizi çok mutlu eder. Bizler de Türkiye’deki kültür sanata katkı sunmak istiyoruz. Türkiye’de kültür sanat çalışmaları kısmen zayıf olsa bile ciddi sanatçıların olduğunu biliyorum. Bu tür işler ancak desteklerle mümkün olabiliyor.”

Genç sanatçı, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz’da yaptığı darbe girişimine de değinerek, “Türk halkının yaşadığı kaygıyı, bizler de yaşadık. Ben o gece Türkiye’ye bir şey olmaması için bütün kalbimle dua ettim. İkinci kez mülteci olmak da var. Türkiye çok büyük bir ülke. Bu elim olayların bir an önce son bulması ve hızla her şeyin normale dönmesi de bunu gösteriyor. Türkiye bu büyük olayı atlattıktan sonra daha da ileriye gidecek ve güçlenecek.” diye konuştu.

El Ahmed’in eserlerinin de görülebileceği, 3. Uluslararası İstanbul Trienali 25 Eylül’e kadar ziyaret edilebilecek.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?