"Ney kalbime dokundu, Müslüman oldum"

ROMA (AA) – ECENUR ÇOLAK – İtalya'nın başkenti Roma'da, ünlü Türk neyzen Ömer Erdoğdular'ın atölye çalışmasına katılan İtalyan neyzen Francesco Piani, ney sayesinde Müslüman olduğunu belirterek “Neyin sesi kalbime dokundu, beni içinde bulunduğum karanlık yerden çıkardı ve Müslüman oldum. ” dedi.

Roma Yunus Emre Enstitüsünün (YEE) desteğiyle düzenlenen 8. Errichetta Uluslararası Geleneksel Müzik Festivali vesilesiyle Roma'da bulunan ünlü neyzen Ömer Erdoğdular, 7 İtalyan ve 1 Mısırlı müzikseverle atölye çalışması yapıyor.

Atölyede 8 yabancı müziksevere ney üflemenin püf noktalarını anlatan Erdoğdular, katılımcıların taleplerine göre birlikte segah ve hicaz makamlarını, saz semailerini ve ilahileri çalıştı.

Atölye çalışmasının ilk gününde Erdoğdular ve katılımcılar, Nayi Osman Dede'nin Segâh Saz Semâîsi, Itri'nin Segâh makamında Tekbir'i ve Segâh makamında Niyaz İlahisi gibi eserleri seslendirdi.

İlk günkü çalışmanın ardından AA muhabirine konuşan katılımcılar, klasik Türk müziğiyle ve neyle tanışma hikayelerini anlattı.

Bir şirkette yönetici ve aynı zamanda profesyonel neyzen olan Francesco Piani, üniversitede Doğu çalışmaları üzerine eğitim aldıktan sonra Doğu müziğine ilgi duymaya başladığını söyledi.

Daha sonra ney kursuna gittiğini belirten Piani, “Modern felsefe bizi Nihilizm'e (hiççiliğe) itiyor. Bu bana hiç iyi gelmedi. O dönemde kendi içimde bir depresyon yaşıyordum. Daha sonra neyle tanıştım. Neyin sesi kalbime dokundu, beni içinde bulunduğum karanlık yerden çıkardı ve Müslüman oldum. Tabii İslam tasavvufunu tam olarak kavramam için zaman gerekiyordu. Bu sürede sık sık Türkiye'ye gittim. En sonunda da İstanbul'da kelimeişehadet getirerek Müslüman oldum. ” dedi.

Caz müzisyeni Federico Pascucci de 6 yaşından beri saksafon çaldığını ve geleneksel müziğe küçüklüğünden beri ilgi duyduğunu dile getirdi. Balkan müziği ve Roman müzisyenlerle çalıştığı dönemde makam sistemini keşfettiğini belirten Pascucci, “Önce saksafonumla makamları çalmaya çalıştım. Ama saksafonla makamlar tam olmuyordu, ben de o müziğin dünyasına tam olarak girebilmek için ney çalmaya başladım. Bu müzikle ilgilenmeye başladıktan sonra Mevlana'ya ve felsefesine de yaklaştım. Aslında tasavvuf, bütün dinlerin ortak noktası. ” diye konuştu.

Amatör olarak yan flüt çalan Annalisa Alberti de Arapça öğrendiği dönemde Arap müziğiyle tanıştığını anlattı. Ney öğrenmek için Girit'te bulunduğu sırada ünlü neyzen Erdoğdular ile tanıştığını ifade eden Alberti, Erdoğdular'ın Roma'ya geleceğini duyar duymaz atölye çalışmasına kayıt yaptığını söyledi.

Türkiye'yi de ziyaret ettiğini kaydeden Alberti, İstanbul'un tarihi dokusunun kendisini çok etkilediğini belirterek “İstiklal Caddesi'nde bir sokakta bir sürü müzisyen vardı, sıra sıra müzik dükkanları vardı. Enstrüman çalan gençler vardı. İstanbul sanki müziğin şehriydi. Gittiğimiz bir yere de Osmanlı müziği çalan bir grup geldi. Çok beğendim, Osmanlı müziğine hayran kaldım. ” ifadelerini kullandı.

Yunus Emre Enstitüsü Roma Türk Kültür Merkezi Müdürü Sevim Aktaş da ünlü ney üstadı Erdoğdular'ı ağırlamaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi. Aktaş, “Ney gibi tarihi ve kültürel değerlerimizden biri olan enstrümanın, İtalyan müzikseverler tarafından bu kadar ilgiyle karşılanması bizi çok mutlu ediyor. ” dedi.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?