Merkez Bankası PPK toplantı özeti

İSTANBUL (AA) – Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde, “Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme ve hedeflerle uyum sağlanana kadar
para politikasındaki sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir. ” denildi.

Kurulun 23 Mayıs'taki toplantısına ilişkin yayımlanan özette, yakın dönem gelişmelerinin değerlendirerek 25 Nisan'daki toplantıda ele alınan ve Enflasyon Raporu'nda yer alan risk senaryolarının gözden geçirildiği ifade edildi.

Özette, yakın dönemde, gelişmiş ülkelerde finansal koşullar sıkılaştığı belirtilerek, “Güçlü talep koşulları ve
emtia fiyatlarındaki yükselişe bağlı olarak enflasyonun hızlanması ihtimali bu ülkelerin para
politikalarında öngörülenden hızlı bir sıkılaşma sürecini tetikleyebilecek bir risk
oluşturmaktadır. Amerikan Merkez Bankası'nın (Fed), 2018 yılının geri kalanında üç faiz artışı daha yapma olasılığı yükselmiş ve ABD tahvil getirileri artmıştır. Değerlenme eğilimine giren doların da etkisiyle, yakın dönemde küresel finansal piyasalarda dalgalanmalar
meydana gelmiş, gelişmekte olan ülkelere yönelik risk algısı bozulmuş, döviz kurlarında değer kaybı ve oynaklık artışının yanı sıra portföy akımlarında zayıflama gözlenmiştir. ” değerlendirmelerine yer verildi.

Küresel finansal piyasalardaki dalgalanmanın yurt içi finansal koşullar üzerinde sıkılaştırıcı
etkileri olduğu bildirilen özette, jeopolitik gelişmelerin yanı sıra enflasyon ve cari açık gibi makro göstergelerdeki görünümün, Türkiye'nin küresel dalgalanmalara olan hassasiyetini artırdığı vurgulandı.

Özette, şunlar kaydedildi:

“Risk primindeki yükseliş ve portföy akımlarındaki azalışa bağlı olarak Türk lirası diğer
gelişmekte olan ülkelerin para birimlerine kıyasla daha fazla değer kaybetmiş ve daha dalgalı
bir seyir izlemiştir. Türk lirasındaki değer kaybetme eğilimi mayıs ayının üçüncü haftasından
itibaren ivmelenerek iktisadi temellerle uyumlu olmayan sağlıksız fiyat oluşumlarına işaret
etmiştir.

Bu doğrultuda Merkez Bankası, piyasalarda gözlemlenen sağlıksız fiyat oluşumları ve aşırı
oynaklıkların enflasyon görünümü üzerindeki etkilerini gözeterek, 25 Nisan tarihli toplantıdan
bugüne döviz piyasalarına yönelik bazı düzenlemeler yapmıştır. Bu düzenlemelerin amacı,
aşırı oynaklık dönemlerinde piyasanın ihtiyacı olan likiditeyi zamanında, kontrollü ve etkili bir
şekilde sağlamaktır. ”

– Piyasalara yönelik önlemler

Özette, 7 Mayıs tarihli duyuru ile rezerv opsiyonu mekanizması kapsamında döviz imkân oranı üst sınırının yüzde 55'ten yüzde 45'e düşürülerek dilim aralıklarının yeniden belirlendiği anımsatıldı.

Söz konusu değişiklikle bankalara döviz likiditesi sağlandığı ve Türk lirası likidite koşullarının sıkılaştırıldığı belirtilen özette, 9 Mayıs tarihli duyuru ile günlük olarak düzenlenen “Türk Lirası Depoları Karşılığı Döviz
Depoları ” ihale tutarının 1,25 milyar dolardan 1,5 milyar dolara yükseltildiği bildirildi.

Özette, bu değişiklik ile en fazla 6,25 milyar dolar olan söz konusu ihalelerin toplam bakiyesinin 7,5
milyar dolara ulaşabilmesinin sağlandığı ifade edildi.

Aynı tarihli duyuru ile 2018 yılının ikinci
çeyreğinde gerçekleştirilecek Türk lirası uzlaşmalı vadeli döviz satım ihalelerine ilişkin takvimin güncellendiği hatırlatılan özette, açıklanan takvime göre, söz konusu ihaleler yoluyla oluşacak vadeli döviz
satım pozisyon tutarının 7,1 milyar dolara yükseltildiği aktarıldı.

– “Üretici fiyatları kaynaklı maliyet yönlü baskılar güçlendi ”

Özette, makroekonomik görünüm ve politika faizine ilişkin şu değerlendirmeler yapıldı:

“Bir önceki toplantıda, Kurul, Türkiye ekonomisinin, maliyet yönlü enflasyon baskıları ile karşı
karşıya olduğu bir duruma portföy çıkışlarının da eşlik etmesini risk senaryosu olarak
değerlendirmiş; böyle bir durumda döviz kurlarındaki artışın tüketici fiyatları ve genel olarak
finansal istikrar üzerindeki olası yansımalarının para politikası tepkisinde belirleyici olacağını değerlendirmiştir.

Nisan ayında tüketici fiyatları yüzde 1,87 artmış, yıllık enflasyon 0,62 puan yükselerek yüzde 10,85 olmuştur. Enflasyondaki yükselişte petrol fiyatları ve döviz kuru gelişmelerine bağlı olarak yükselen enerji ile temel mal grubu fiyatları etkili olmuştur. Temel mal grubundaki gelişmelere bağlı olarak çekirdek göstergelerin yıllık enflasyonları ve ana eğilimleri yükselmiştir. Gıda yıllık enflasyonu işlenmemiş gıda fiyatları öncülüğünde gerilerken, B ve C endekslerinde yıllık enflasyon sırasıyla 0,59 ve 0,80 puan artarak yüzde 12,54 ve yüzde 12,24 olarak gerçekleşmiştir. Bu dönemde üretici fiyatları kaynaklı maliyet yönlü baskılar bir önceki aya kıyasla güçlenmiş, talep koşulları maliyet şoklarının enflasyon üzerinde hissedilir olmasında rol oynamıştır. ”

Özette, enflasyonun yüksek seviyeleri ve enflasyon beklentilerindeki artışın, fiyatlama davranışlarına
ilişkin riskleri canlı tuttuğu belirtildi.

Yayılım endekslerinin, ekonomik birimlerin fiyat artırma eğiliminin oldukça güçlendiğine işaret ettiği bildirilen özette, enflasyonun ana eğilimine dair
göstergelerin katılık sergilemesi ve çekirdek enflasyon seviyelerinin yüksek seyretmesinin fiyatlama davranışı üzerinde risk oluşturmaya devam ettiği, bunlara ilave olarak yakın dönemde başta petrol olmak üzere ithalat fiyatlarının yükselmesinin de söz konusu riskleri artırdığı değerlendirildi.

– “Sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecek ”

Özette, 2018 yılının ilk çeyreğinde güçlü seyreden iktisadi faaliyetin, ikinci çeyrekte ana eğilimine
yakınsamaya başladığının görüldüğü ifade edildi.

Toplam talep koşullarının enflasyon üzerindeki etkisinin
kademeli olarak zayıflamaya devam edeceği öngörüsünün korunmakla birlikte, son dönemde Türk
lirasındaki değer kaybıyla oldukça belirginleşen maliyet yönlü baskılar ve bunun olası ikincil etkilerinin enflasyon görünümünü olumsuz etkilediği vurgulanan özette, şunlar kaydedildi:

“Özetle, yakın dönemde piyasalarda gözlenen sağlıksız fiyat oluşumları ve enflasyon
beklentilerinde süregelen yükseliş genel fiyatlama davranışlarına dair riskleri artırmıştır. Bu
değerlendirmeler doğrultusunda kurul, fiyat istikrarını desteklemek amacıyla güçlü bir parasal
sıkılaştırma yapılmasına karar vermiştir. Bu çerçevede, Geç Likidite Penceresi uygulaması
çerçevesinde borç verme faiz oranı yüzde 13,5'ten yüzde 16,5'e yükseltilmiştir.
Kurul, ayrıca toplantıda para politikasının öngörülebilirliğini artırmak ve aktarım

mekanizmasını güçlendirmek amacıyla operasyonel çerçevenin kısa süre içinde
sadeleştirilmesi hususunda mutabık kalmıştır.
TCMB fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam
edecektir. Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme ve hedeflerle uyum sağlanana kadar
para politikasındaki sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir. Enflasyon beklentileri, fiyatlama
davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler yakından izlenerek ihtiyaç
duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecektir. “

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?