“Kumpas davası” mağdurlarının tek isteği adaletin tecellisi

İZMİR (AA) – EŞBER AYAYDIN – İzmir’de “askeri gizli bilgi ve belge bulundurma” suçlamasıyla açılan davada haklarında beraat kararı verilen 15 sanığın avukatı Murat Ergün, “Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY)” yönelik kumpas soruşturması sonucu hazırlanan iddianamenin kabulünün ardından müvekkilleri ve Kumpas Mağdurları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğinin (KumpasDer) davaya katılması için dilekçe verdiğini belirterek, tek isteklerinin adaletin tecellisi olduğunu söyledi.

Ergün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosundan Sorumlu Başsavcı Vekili Okan Bato’nun hazırladığı iddianamenin 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmesinin, müvekkilleri tarafından olumlu karşılandığını söyledi.

Asker, sivil ve bürokratlara yönelik kumpas davasının başladığı günden bu yana “bu günlerin geleceğini” bildiğini anlatan Ergün, “Yargı, kendi içerisinde zamanla birtakım hatalı unsurları ortaya çıkardı. Başka türlü zaten devletin devamlılığı sağlanamaz. Düşünün, emniyetin, yargının, bürokrasinin içerisinde çöreklenmiş birtakım gruplar, memleketin yetişmiş evlatlarına, gerektiğinde canını verecek, her biri için yüz milyonlarca lira para harcanan askerlere kumpas kuruyor. Bu milletin bağrından çıkan öz evlatlarını, F16 savaş pilotlarını, gemi komutanlarını çok ucuz, çok basit ve çok adi iftiralarla yıllarca hapiste tuttular. Bunun mutlaka bir karşılığı olacaktır ve oldu.” diye konuştu.

Ergün, bu tür eylemlerin gerçekleştirilemeyeceği kontrol mekanizmasına sahip olunması gerektiğini ifade ederek, benzeri durumun tekrarlanmamasının herkesin yükümlülüğünde olduğunu kaydetti.

İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede devletin kendisi ya da niteliklerine yönelik tehdit oluşturan illegal yapılanmanın sorgulandığına dikkati çeken Ergün, mahkumiyetleri kesinleşmeden kimseyi suçlamamak gerektiğini vurguladı.

– “Kumpasın hesabının sorulacağı ilk yargılama”

Davayla ilgili yargılamanın çok önemli olduğunu aktaran Ergün, şöyle konuştu:

“Bu dava çok önemli. Doğrudan kumpası yapanlarla ilgili bir dava. Bildiğim kadarıyla mahkeme önüne çıkarılmış ilk iddianame, mahkemenin kabul ettiği, askere ve bir kısım sivile yönelik kumpasın hesabının sorulacağı ilk yargılama olacak. Tabii çok hassas davranılması lazım. Geçmişte büyük acılar çekilmiş, büyük üzüntüler, sıkıntılar yaşanmış olabilir ama bunlar bekleyen yargılamada, geçmişe benzer haksızlıklar, hukuksuzluklar yapılmasına sebep olmamalı, adaletin terazisi şaşmamalı. Adalet ne kadar önemliyse, adaletin tecellisinin bir başka boyutu da suçlunun ceza almasıdır.

O yüzden suçlu her kimse de onların mutlaka açığa çıkartılıp hak ettikleri en ağır cezayla cezalandırmaları gerekir.”

“İzmir Casusluk Davası” olarak bilinen kumpas davasında pek çok asker ve sivilin yargılandığını hatırlatan Ergün, söz konusu süreçte bazı kişilerin de cezaevinde tutulduğunu belirtti.

Ergün, “Müvekkilliğini yaptığım 15 kişi adına şimdi 2. Ağır Ceza Mahkemesinde başlayacak yargılamaya katılma dilekçesi verdim. Ceza Usul Yasası’na göre, önceki suçtan yani kumpasa uğramış olmaktan kaynaklanan mağduriyetimiz nedeniyle davaya katılma hakkımızı kullandık. Yargılama sırasında cumhuriyet savcısının yanında, cumhuriyet savcısının sahip olduğu hukuki haklara sahip olarak biz de yargılamanın takipçisi olacağız, adaletin tecellisine biz de emek vereceğiz.” ifadelerini kullandı.

Dava mağduru kişilerce kurulan KumpasDer’in de avukatlığını yaptığını söyleyen Ergün, dernek mensuplarının haklarını korumak amacıyla davaya katılma dilekçesi verdiğini kaydetti.

– “Vahşi bir intikam peşinde değiller”

Murat Ergün, iddianamenin kabul edilmesinin ardından bazı müvekkilleriyle görüştüğünü, onların da bu durumdan memnun olduklarını aktardı.

Müvekkillerinin, yaşadıkları olayların bir daha tekrarlanmamasını istediğini dile getiren Ergün, şunları ifade etti:

“Müvekkillerim için de önemli olan, hakkın yerini bulması. Onlar da vahşi bir intikam peşinde değiller. ‘Ne olursa olsun, intikamımız alınsın’ diye kimse çığlık atmıyor, ben dahil olmak üzere. Sadece bir daha böyle günler yaşanmasın, önceliğimiz bu. Ondan sonra kamu düzeninin korunması için suç işleyenlerin cezasız kalmaması adına bu davanın takipçisiyiz. Bireysel olarak, ‘Bana şunu yaptılar da davacıyım.’ diyen bir müvekkilim yok.”

Ergün, savunmanın kutsallığına sonuna kadar saygı duymak gerektiğine işaret ederek, hukuksuzlukların ardında parmak izi olan herkese en ağır cezanın verilmesini istedi.

Hakim karşısına çıkarılan emniyet görevlilerine ceza verilerek bu dosyanın kapatılmaması gerektiğini savunan Ergün, devletin kılcal damarlarına nüfuz eden yapının da ortaya çıkarılması gerektiğini sözlerine ekledi.

– İddianame kabul edilmişti

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosundan Sorumlu Başsavcı Vekili Okan Bato’nun hazırladığı ve Fetullah Gülen’in bir numaralı sanık olarak yer aldığı bin 13 sayfalık iddianame, 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti.

İddianamede 68 sanığa, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) ilgili maddeleri kapsamında, “silahlı terör örgütü kuruculuğu, yöneticiliği, üyeliği, örgüt faaliyetleri kapsamında devlet ve ülkenin bütünlüğünü bozmak, hukuka aykırı kişisel verileri kaydetmek, iftira, kamu görevlisinin resmi evrakta sahteciliği, kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek ve yaymak, özel hayatın gizliliğini ihlal, suç delillerini yok etmek, gizlemek, değiştirmek ve suç uydurmak” gibi suçlamalar yöneltiliyor.

Müştekiler arasında “askeri gizli bilgi ve belge bulundurma” davasında beraat kararı verilen 357 sanıktan bazıları da yer alıyor.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?