“Kırım Tatar Milli Meclisi Nobel’e aday gösterilmeli”

ANKARA (AA) – BAYRAM ALTUĞ – Rus mahkemesinin Kırım Tatar Milli Meclisi’ni yasaklama kararını değerlendiren uzmanlar, Kırım’ın Rusya tarafından ilhakının ardından böyle bir kararın sürpriz olmadığını belirtti. Uzmanlar, söz konusu meclisin Sovyetler Birliği gibi dünyanın en totaliter rejimlerinden birinde göstermiş olduğu demokratik mücadele dolayısıyla Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

Rusya’nın aldığı kararla Kırım Tatarlarının asimilasyonunu hedeflediğine işaret eden uzmanlar, böylelikle Kırım Tatarlarının oyunun dışına atılmış olacağını belirtti.

Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ali Karasar, Rus mahkemesinin 26 Nisan’da Kırım Tatar Milli Meclisi’ni aşırıcı örgüt kapsamına alarak faaliyetlerini yasaklama kararına tepki göstererek, “Kırım Tatar Milli Meclisi bütün eski Sovyetler Birliği topraklarında Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmesi gereken en demokratik oluşumdur.” dedi.

Atılım Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Prof. Dr. Karasar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kırım Tatar Milli Meclisi’nin dünyadaki birçok ülkenin parlamentolarından daha demokratik ve geleneksel prensiplerle oluşmuş bir temsil heyeti olduğunu söyledi. Karasar, Meclis’in demokratik olgunluğunun, 1944 sonrası sürgüne gönderilen Kırım Tatarlarının Sovyetler Birliği gibi dünyanın en totaliter rejimlerinden birinde göstermiş oldukları demokratik mücadeleyle alakalı olduğunu vurguladı.

– “Kırım Tatar Meclisi’nin meşruiyetini sorgulamak savcının işi değil”

Rusya’nın aldığı kararın Kırım Tatarları açısından son derece üzücü bir durum olduğunu belirten Karasar, “Ama zaten bu, Kırım’ın işgali sonrası beklenen bir karardı. Çünkü Kırım Tatar Milli Meclisi’ne bütün baskılara rağmen boyun eğdiremediler. Meclis, bütün baskılara rağmen uluslararası hukuk, insan hakları beyannamesi çerçevesinde siyasi duruşunu ve politik kavgasını tam anlamıyla demokratik yollardan sürdürme kararlılığını ve azmini gösterdi. Bunun karşısında da Rus otoriteleri en son çare olarak bu metoda başvurdu. Fakat Kırım Tatar Meclisi’nin meşruiyetini sorgulamak herhangi bir savcının veya otoritenin işi değildir.” değerlendirmesinde bulundu.

Kırım Tatarlarının 1 Mayıs 1944’ten itibaren, Sibirya’nın ve Orta Asya’nın steplerine sürüldüğünü, sürgün sırasında nüfusunun yarısının soykırım benzeri bir şekilde kaybedildiğini hatırlatan Karasar, yıllar süren siyasi mücadele sonrası Kırım halkının dünyanın dört bir yanından toparlanıp vatanlarına geri dönerek topraklarına tutunmuş bir halk olduğunu anlattı.

Karasar, Rusya’nın almış olduğu kararın Kırım Tatar halkının yetkili mercilerini ve temsil meclislerini hiçbir şekilde ortadan kaldıramayacağına vurgu yaparak, “Dünyanın ve özellikle Türkiye’nin nezdinde Kırım Tatar Milli Meclisi, Kırım halkının yetkili ve tek resmi organı olarak kalmaya devam edecektir. Çünkü Kırım Tatarları kendi kaderlerini tayin hakkına sahiptir.” dedi.

– “Dünya siyasi tarihine geçecek önemli hadiselerden biri”

Yasaklanma kararının ardında Rusya’nın Kırım Tatarlarını, yaptığı bütün baskılara rağmen boyun eğdirememiş olmasının yattığına dikkati çeken Karasar, şöyle konuştu:

“Bu çok önemli bir şey. Düşünün 250-300 bin kişilik bir halkın 33 kişilik bir temsil heyetine şiddet, şantaj, tehdit ve her şeyiyle saldıran bir koca devletin boyun eğdirememesi var ki bu dünya siyasi tarihine geçecek önemli hadiselerden biridir.”

Kırım Tatarlarının maruz kaldıkları haksızlıkların dünya kamuoyunun gündeminde kalmasının son derece önemli olduğuna işaret eden Karasar, kamuoyu desteğinin bir an dahi azalmaması, tam aksine artırılarak devam ettirilmesinin önemine vurgu yaptı.

“Ukrayna’nın kendi polisi ve askerleri Kırım’ın ilhakında Rusya ile işbirliği yaparken, Kırım Tatarları Ukrayna’ya bağlılıklarını gösterdiler.” diye konuşan Karasar, Kırım Tatarlarının Ukrayna’daki halklar arasında vatandaşlık bilinci açısından en önemli politik grup olarak nitelendirilebileceğini belirtti.

– “Putin, Kırım Tatarlarının asimilasyonunu hedefliyor”

Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Kırımlı ise Kırım Tatar Milli Meclisi’nin yasaklanmasının Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Kırım politikasının bir parçası olduğunu söyledi. Meclisin yasaklanmasının beklenen bir karar olduğunu ifade eden Kırımlı, “Putin, Kırım Tatarlarının eriyip yok olup gitmesini istiyor. Rusya, bütün Tatar müesseselerinin kapatılmasını ve Tatar varlığına son vermek istiyor. Kalan Tatarların da asimilasyonunu hedefliyor.” dedi.

Kırım’da Rusya işgali devam ettiği sürece Kırım Tatarlarının varlıklarının son derece büyük tehlike altında olduğunun altını çizen Kırımlı, “Ama, Kırım Tatarlarının bu işgali kabul etmesi mümkün değil. Bu, bir kişinin ölmeyi kabul etmesiyle aynı durumdur.” yorumunda bulundu.

Kırımın Rusya tarafından işgalini bütün dünyanın seyretmesine karşın Kırım Tatarlarının bu işgali asla kabul etmediğinin altını çizen Kırımlı, “Kırım Tatarlarının Rusya’dan talep edeceği tek şey Kırım’ı işgaline son vermesidir. Onun dışında hiçbir çözümün bir hayır getirmesi mümkün değildir.” diye konuştu. Kırımlı, Kırım Tatarlarının Rus işgali sona erene kadar içeriden ve dışarıdan mücadeleye devam edeceğini sözlerine ekledi.

– “Kırım Tatarlarına oyunun dışında tutmaya çalışıyorlar”

Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mithat Çelikpala da Rusya’nın aldığı kararın sürpriz olmadığını söyledi. Çelikpala, Rusya’nın Kırım’da muhalif olarak gördüğü bütün yapıları tasfiye etmeye çalıştığını dile getirerek, “Kırım Tatar Milli Meclisi, Rusların Kırım’da gördükleri en önemli tehdit unsuru. Böyle olunca da terör örgütü ve ayrılıkçı grup olarak niteleyerek oyunun dışına atmaya çalışıyor. Bu bir bahane ve haksız bir değerlendirme.” diye konuştu.

Kırım’da yaşanan sorunun bugünün meselesi olmadığını söyleyen Çelikpala, Kırım Tatarlarının Kırımın otonomisini ya da bağımsızlığını kazanmak için yıllardır mücadele verdiğini hatırlattı.

Ukrayna’nın bağımsızlığıyla Kırım Tatarlarının Türkiye’nin de desteğiyle iyi bir konum yakaladığını dile getiren Çelikpala, “Şimdi Rusya oyunu tamamen değiştirmiş durumda. Tatar Meclisi, Rusya’nın pozisyonuna da açıkça karşı çıktı. Böyle bakınca da Kırım Tatarlarına etiket yapıştırıp oyunun dışında tutmaya çalışıyorlar.” görüşünü dile getirdi.

Kırım Tatar Milli Meclisi’nin, Kırım Tatarları, Türkiye ve Batılı toplumlar için söz konusu halkı temsil eden resmi organ ve yapılanma olduğunu vurgulayan Çelikpala, “Ruslar bunu gayrimeşru bir yapılanma haline getirip, kendi muhataplarını yeniden tanımlayarak Rusya yanlısı Kırım Tatarlarını bulup örgütlemeye çalışacak.” öngörüsünde bulundu.

-Türkiye kararı kınamıştı

Rusya’nın Kırım’a atadığı savcı Natalya Poklonskaya’nın başvurusuyla açılan davada Rus mahkemesi 26 Nisan’da Kırım Tatar Milli Meclisi aşırıcı örgüt kapsamına alınarak faaliyetlerinin yasaklanmasına karar verilmişti.

Poklonskaya, 15 Şubat’ta Kırım Tatar Milli Meclisi’nin kapatılması için Yüksek Mahkemeye başvurmuş ve 13 Nisan’da, mahkeme sonuçlanıncaya kadar Meclis’in faaliyetlerini durdurma kararı verdiğini açıklamıştı.

Ukrayna Başbakanı Vladimir Groysman, Rus mahkemesinin yasaklama kararının “saçma” olduğunu açıklamıştı.

Türkiye de Rus mahkemesinin Kırım Tatar Milli Meclisi’ni aşırıcı örgüt kapsamına alarak faaliyetlerini yasaklama kararını kınamıştı.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?