“İstanbul, Kudüs, Halep ve Şam'ın hepsi aynı şehirdir”

İSTANBUL (AA) – AYŞE BÜŞRA ERKEÇ – Suriyeli yayıncı ve koleksiyoner Adnan El- Ahmed, “İstanbul, Kudüs, Halep ve Şam'ın hepsi aynı şehirdir. Bu şehirler de çok önemli ortak nokta var o da Mimar Sinan. İstanbul, Kudüs, Halep ve Şam'da Mimar Sinan'ın eserleri var. Bu çok önemli bir nokta çünkü ortak ve insani ses İslam'ın, caminin ve ezanın sesidir. ” dedi.

15 Mart 2011'de Suriye'de başlayan iç savaşın 7'nci yılına ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan El-Ahmed, dünyadaki savaşların kaynağına bakıldığı zaman “neden ” yapıldığının hiçbir zaman çözülemediğini söyledi.

“Her zaman savaşın ne olduğunu düşünüyorum ama hala anlayabilmiş değilim. ” diyen El-Ahmed, “Anladığım tek bir şey var o da savaş, çok kötü bir şeydir ve günümüzde yaşananlar savaş, dünya savaşıdır. Şu an Suriye'de her devletten başta İran, Amerika, Avrupa olmak üzere çok asker var ve bu askerler neden orada bilmiyorum. ”

Suriye'de ayaklanmaların ilk başladığı günlerde yaşadığı zorlukları anlatan El- Ahmed, şunları söyledi:

“Savaş dünyanın her döneminde kötü olan bir şey, zıt ve ters bir anlama da geliyor çünkü savaş ve barıştan yola çıktığımız zaman aslında herkesin barışı aradığını görüyoruz. İnsanlar barış istiyor, savaşı kim ister ki? Savaş, dünyada çıkarılan en kötü sestir. Sesleri dinlediğimiz zaman en kötü sesin savaş sesi olduğunu yani bomba, silah seslerinin olduğunu görüyorum. En güzel ses ise çiçek, gül ve müzik sesidir. Suriye'den dünyaya yayılan kötü sesin başlamasının üzerinden tam 7 yıl geçti. İç savaşın başladığı günlerde büyük zorluklar yaşadık. Mesela bir gün sebze almak için satıcıya fiyatını sorduğum zaman bana 100 lira olduğunu söylemişti. Ona, 'Her zaman 5-10 lira olan bu sebze neden bu kadar pahalı?' diye sorduğum zaman bana, 'Çünkü savaştayız, ben de zor bir şekilde aldım ve pazardan getirdim, inşallah savaş biter.' demişti. Ama 7 sene geçti hala savaş bitmedi. ”

Savaşın bitmemesinin nedeninin karmaşık olduğunu aktaran Ahmed, “Suriye'de savaş var diyorlar ama savaş henüz başlamadı çünkü kavga hala sürüyor. Şu an büyük güçlerin kavgası var Suriye'de, vekalet kavgasından sonra asıl büyük savaş başlayacak. ” diye konuştu.

El-Ahmed, Beşar Esed rejiminin ablukada tuttuğu ve ateşkes kararlarını hiçe sayarak saldırmaya devam ettiği Doğu Guta'nın, sürekli bombalanarak ocakların söndürüldüğünü vurgulayarak, milyonlarca insanın yurdundan, vatanından uzaklaştırıldığını belirtti.

– “Burada 'garip' değilim, her zaman Türküm ”

Yaklaşık 6 yıldır 4 kişilik ailesiyle beraber İstanbul'da yaşadığını kaydeden Ahmed, “Suriye'de savaş artmaya başlayınca, ailemle birlikte Türkiye'ye geldiğimiz zaman bize herkes güler yüzle 'Hoşgeldiniz' dedi. Burada yabancılık çekmiyoruz çünkü hepimiz aynı kültürün çocuklarıyız. ” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin Orta Doğu ve Avrupa'da yer alan ve dünyanın en önemli kavşağı olduğuna dikkati çeken El-Ahmed, konuşmasına şöyle devam etti:

“Eski zamanlarda da zaten birlikteydik. Osmanlı döneminde belki 500 yıl beraber yaşadı bu toplumlar. Suriye'deki birçok eser, Osmanlı döneminden kalma. Sultan Abdülhamid'in ismini Halep'te, Şam'da görebilirsiniz. Abdülhamid, Suriye'de Kapalıçarşı gibi birçok eser yaptırmış. Çoğu camiyi de o yaptırmış. Aynı kültüre, aynı düşünceye sahibiz. Suriye ve Türk insanı arasında farklılık göremiyorum. En önemli şey ise topraktır. Türkiye'nin sahip olduğu vatan toprağı şu an en önemli şeydir. Düşündüğüm zaman diyorum ki 'Burada 'garip' değilim, her zaman Türk'üm ben çünkü çalışıyorum, yemeğimi yiyorum, kahvemi içiyorum ve burada yaşıyorum. Türkiye'de kendimi gurbette hissetmiyorum. İstanbul ile Halep arasında fark yok, her şey sanki Suriye gibi onun için kendimi gurbette hissetmiyorum. ”

El-Ahmed, Halep'i özlediği zaman Kapalıçarşı'ya giderek hasret giderdiğini anlatarak, “Sultanahmet'e, Eyüpsultan'a ve Kasımpaşa'ya gidiyorum. Suriye'den hiçbir farkı olmadığını görüyorum. İstanbul'da uyum süreci gibi şeyler yaşamadık ve hiç zorlanmadık, ailem ve ben Türkiye'de yabancılık hissetmiyoruz. ” diye konuştu.

– “İstanbul, Kudüs, Halep ve Şam'da Mimar Sinan'ın eserleri var ”

Erkek ve kız evladı olduğunu söyleyen El-Ahmed, oğlunun İstanbul'da üniversite okuduğunu, kızının da bir şirkette çalıştığını ve ikisinin de çok güzel Türkçe konuştuklarını ifade etti. El-Ahmed, eşiyle birlikte dil kursuna gittiğini belirterek, ilk kuru başarıyla tamamladıklarını, ikinci kura geçtikleri için mutlu olduklarını dile getirdi.

Suriye'nin Halep şehrinde yaklaşık 20 senedir bir sanat galerisinin sahibi olduğunu anlatan El-Ahmed, İstanbul'un gelecek 10 yıl içerisinde dünyanın en büyük kültür ve sanat merkezi olacağını vurguladı.

El-Ahmed, Suriye'de savaş başlamadan önce ailesiyle Türkiye'ye gelip, İstanbul'da yaşamak istediklerini belirterek, şunları söyledi:

“Suriye'de devam eden savaş hemen biter inşallah. Bir an önce bitmesini çok istiyoruz. Fakat ben yine Türkiye'de yaşamaya devam etmek istiyorum. Türkiye, Orta Doğu ve Avrupa arasında en büyük kavşak olduğu için kültür ve sanat köprüsü inşa etmek istiyorum. İstanbul, Kudüs, Halep ve Şam'ın hepsi aynı şehirdir. Bu şehirlerde çok önemli ortak nokta var o da Mimar Sinan. İstanbul, Kudüs, Halep ve Şam'da Mimar Sinan'ın eserleri var. Bu çok önemli bir nokta çünkü ortak ve insani ses İslam'ın, caminin ve ezanın sesidir. ”

– “Batı, yaşlı bir kadındır ”

Türkiye'nin son yıllarda yaşadığı zorluklara dikkati çekerek, Zeytin Dalı Harekatı kapsamında Afrin ilçe merkezine ilerleyen Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Özgür Suriye Ordusu'nun (ÖSO) önemli bir çalışma yürüttüğünü dile getiren Adnan El-Ahmed, Zeytin Dalı Harekatı'nın başarılı olması için dua ettiğini belirterek, zafer temennisinde bulundu.

El-Ahmed, Avrupa'nın ne kadar çırpınırsa çırpınsın sona yaklaştığını ifade ederek, “Şu anda bir noktanın çok önemli olduğunu unutmayalım, o da Avrupa ve Batı, yaşlı bir adam veya kadındır yani nüfusu yaşlanmıştır. Fakat Türkiye'nin sahip olduğu nüfus, genç ve bu çok değerli bir olaydır. Bu durum, Türkiye'nin çok güçlü olduğunu gösteriyor. ” görüşünü dile getirdi.

Türkiye'nin eskiden olduğu gibi bugün de güçlü, kuvvetli bir yapıya sahip olduğu için Batı'nın karşısında dik durduğunu söyleyen El-Ahmed, sözlerini şöyle tamamladı:

“Türkiye'nin eskiden sahip olduğu Osmanlı mirası iyi, derin ve çok kuvvetli bir kültürdür. Herkesin toprağı kendince önemlidir ama Türkiye'nin bulunduğu konumu itibarıyla toprakları büyük öneme sahiptir. Türkiye'nin toprağı, mukaddes bir topraktır. Suriye'de, Irak'ta, Yemen'de ve Mısır'da da savaşlar var ve tam da bu noktada herkesin alması gereken önemli dersler var. Yaşanan savaşlardan ders almamız gerektiğini düşünüyorum. Eğer Suriye, Irak'ta yaşanan savaştan ders alsaydı şu an Suriye savaşı yaşanmazdı. Suriye'de 7 senedir devam eden savaşın bitmesi için her gün dua ediyorum ve barış dünyasına kavuşmayı istiyorum. Türkiye'de bu savaşlardan ders almalı ve toprağına sahip çıkmalıdır. Türkiye her zaman çok önemli bir vatandır ve önemli bir kültüre sahip olmuştur, Allah Türkiye'yi korusun inşallah. ”

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?