İSO heyetinin Tahran ziyareti

TAHRAN (AA) – MUSTAFA MELİH AHISHALI – İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, İran’la ticaretin geliştirilmesi için İSO olarak sorumluluk almaya hazır olduklarını söyledi. İran pazarının yakından takip edilmesinin gerekliliğini vurgulayan Bahçıvan, İSO’da bir “İran Masası” kuracaklarını belirtti.

Ticaret ve yatırım imkanlarını değerlendirmek amacıyla iş dünyasından 60 kişilik heyetle İran’a gelen Bahçıvan, 3 gün süren Tahran temaslarını AA muhabirine değerlendirdi.

Bahçıvan, “İSO, 20 bine yaklaşan üyesi, 65 yıllık tarihi ile Türkiye’nin en köklü, en eski ve iş hacmi en büyük sanayi odası olma hasebiyle ülke sanayimizin amiral gemisidir. İSO meclisinin katılımıyla ilk yurt dışı seyahatimizi İran’a gerçekleştirdik. Bu ziyareti Türkiye sanayi ve ekonomisi adına yarına dair atacağımız tohum açısından önemsiyoruz.” ifadelerini kullandı.

İran’da Teknoloji ve İletişim Bakanı Mahmud Vaizi, Sanayi, Maden ve Ticaret Bakanı Muhammed Nimetzade’nin yanı sıra Ticaret, Sanayi ve Maden Odası Başkanı Muhsin Celalpur ile görüştüklerini söyleyen Bahçıvan, İSO’ya gösterilen üst düzey ilgiden son derece memnun olduklarını dile getirdi.

Türkiye’nin Tahran Büyükelçisi Hakan Tekin’e desteği için teşekkür eden Bahçıvan şunları kaydetti:

“Bu ziyarette bizi iki bakanın kabul etmesi İSO’ya verilen önemi gösteriyor. Aynı zamanda bize büyük bir sorumluluk yüklüyor. Bu ziyaretler kısa süreli gel-git ziyaretleri değil. İran’la önümüzdeki günlerde başlayacak stratejik ilişki ve iş ortaklığı çerçevesinde sorumluluk almamızı gerektirecek ziyaretlerdir. İSO, Türkiye ile İran arasındaki ticari iş birliğinin geliştirilmesi noktasında sorumluluk almaya hazırdır. Böyle bir sorumluluğu Türkiye ve bölgenin yarını açısından çok önemli buluyoruz. Bunun iki bölge halkı için dostluk ve iş birliği fırsatı olduğunu, uzun süredir özlemini çektiğimiz barışın geliştirilmesine katkı sağlayacağını düşünüyoruz.”

Ziyaret öncesinde Türk şirketlerinin İran’la faaliyetlerindeki temel sorunları belirleyip bunları Tahran’daki görüşmelerde en üst düzeyde gündeme getirdiklerini söyleyen Bahçıvan, özellikle bankacılık, ulaşım ve gümrük tarifelerinde yaşanan sorunları masaya yatırdıklarını vurguladı.

– “İSO’da İran Masası kurulacak”

İSO Başkanı Bahçıvan, İran pazarını yakından takip etmek üzere özel bir ekip kuracakları bilgisini vererek şöyle devam etti:

“İran’la ticaret konusunda bir algı problemimiz olduğunu, bu nedenle bu ülkenin daha çok ziyaret edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. İran pazarının daha yakından izlenmesi, sorunlarının birebir takip edilmesi ve analizlerinin de ona göre yapılmasının gerektiğine inanıyoruz. Bu konuda kulaktan dolma bilgiler yerine İran’la ticari sorunların çözümüne yönelik daha somut bir adım olarak İSO’da İran Masası kurma kararı aldık. Bu masada görevli olan kişiler İran’ı sıkça ziyaret edecek. Sorunları daha başındayken konunun ilgilileriyle görüşmeler yaparak çözecek. Özellikle gümrük işlemleri, ulaşım ve bürokrasiyle ilgili sorunların karşılıklı iyi niyet ilişkisi içerisinde daha hızlı çözülebileceğini düşünüyoruz.”

– Türkiye finans sektörünün rolü

İki ülke arasında ticaretin geliştirilmesinde Türkiye’deki finans sektörüne önemli görevler düştüğüne işaret eden Bahçıvan, “Türkiye’yle İran arasında önümüzdeki süreçteki fırsatlar için atılacak tohumlarda en önemli rol alması gereken sektörün Türkiye finans sektörü olduğunu düşünüyorum. Türkiye finans sektörü, İran’ı normal bir bakışla değerlendirmemelidir. İran’ın içerisinde bulunduğu süreç dikkate alınmalı, buraya özgü bir model ve çalışma arayışı geliştirilmelidir. Bu konuda kafa yorulmalı, özellikle altını çizerek söylüyorum ‘ölçülü riskler alınarak’ Türkiye-İran ticaretinin yarınlara dönük kapılarının açılması noktasında dünya çapında çözüm üretmesiyle gurur duyduğumuz Türkiye finans sektörü üzerine düşen önemli rolü oynamalıdır.” değerlendirmesinde bulundu.

– İran’daki riskler

“İran’da yatırım yapmak isteyen Türk iş adamları için riskler ve Türk iş adamlarının yatırımlarını koruyacak hukuki ve kanuni alt yapının İran’da var olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusuna Bahçıvan, “Hayat bir risktir, ticaret de risktir. Bugün, Güney Kore güçlü bir delegasyonla bazı anlaşmalar yapmak için Tahran’a geliyor. İtalya ve Fransa geçtiğimiz günlerde İran’da önemli anlaşmalar yaptı. El oğlu bu çalışmaları yaparken kendimizi kraldan çok kralcı görerek bizim, ‘Her şey çözülsün sonra İran’daki finansal çalışmalarımızı normal hale getiririz’ şeklinde bir bakış açısına sahip olmamız treni kaçırmamıza sebep olabilir.” cevabını verdi.

Türkiye-İran ilişkilerindeki vizyonunu anlatan Bahçıvan şunları söyledi:

“İran uzun süredir ambargo altında kalmış, 8 sene savaş yaşamış bir ülke. Tüm bunlara rağmen gayri safi milli hasılasını (GSMH) 400 milyar dolar seviyesinde korumayı başardı. Bu kolay bir şey değil. Bunun yanında nitelikli insan yetiştirme konusunda küçümsenmeyecek bir potansiyele sahip. Öte yandan Türkiye de GSMH’sini 200 milyar dolarlardan şu an 800 milyar dolara çıkarmış bir ülke. Türkiye’nin önümüzdeki dönemde GSMH’sini 1 buçuk trilyon dolara çıkararak dünyada ilk 10 ekonomi arasına girme hedefi var. Ben, İran’ın, ambargoların kalkmasından sonra elindeki insan ve ham madde kaynaklarını değerlendirdiğinde çok rahatlıkla 1 trilyon doları geçip aynı Türkiye’nin hedefi gibi dünyanın ilk 10 ülkesinden birisi olacağına inanıyorum. Demek ki, gelecekte birer trilyon dolar GSMH olan toplamda 170 milyon nüfusa yakın dost ve komşu iki ülkeden bahsediyoruz. Bu bir vizyondur.”

– “Dünyaya örnek olacak vizyon ve hikaye”

Bu gelecek hayalinin büyük fırsatlar sunduğunu belirten İSO Başkanı, “Böyle bir güce sahip iki toplumun olumsuz bir algıya sıkışıp kalması doğru değildir. Eğer biz böyle bir vizyona inanacaksak, olumsuz algıları yıkıp geçecek kadar iki taraf birbirini zorlamalıdır. İran, böyle bir vizyona inanıyorsa Türkiye çok önemli, biz böyle bir vizyona inanıyorsak İran çok önemlidir. Asya’yla Avrupa’yı birleştiren böylesi güçlü başka iki köprü ve ülke yoktur.” ifadelerini kullandı.

Bahçıvan sözlerini şöyle tamamladı:

“Bazı Türk şirketlerinin daha önce yaşadığı sorunlar olduğu gibi, İran’da başarılı olan firmalarımız da var. Bardağın dolu tarafına da bakmalıyız. İran’daki bazı düzenlemelerin yetersiz olduğunu kabul ediyorum. Ama bizim sürekli diyalog içinde olup iş ve stratejik ortaklık noktasında bu sorunların üstüne giderek çözmemiz gerekiyor. Türkiye’nin önündeki bu hikayeyi elinin tersiyle itme lüksü yoktur. Biz bu hikayeyi satın almalıyız. Bu hikayeyi müspet olarak sonuçlandırmak için toplumun tüm kesimleri olarak çaba göstermeliyiz. Bu sadece bize değil, bizden sonra gelecek nesle yönelik sorumluluğumuzdur. Ben bu hikayenin, dünyaya örnek olacak, Türkiye için yakın vadede elde edeceğimiz en önemli başarı modellerinden biri olacağına inanıyorum.”

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?