GRAFİKLİ – Kovid-19'a karşı mevcut antiviral ilaçların yanında alternatif tedaviler deneniyor

ANKARA (AA) – FUAT KABAKCI – Çin'de ortaya çıkan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını dünya genelinde 82 milyondan fazla kişiye bulaşırken, virüse karşı ilaç ve tedavi geliştirme çalışmaları sürüyor.

Son aylarda yayılma hızını artıran Kovid-19’un vaka sayısı eylülden bu yana üç kattan fazla arttı.

Vaka sayısının hızlı artışı, ülkelerin sağlık sistemlerindeki yükün artmasına neden olurken, aşı çalışmaları son zamanlarda sonuç vermeye başladı. İlaç ve tedavi geliştirme çalışmaları da sürüyor.

Kovid-19’a yakalanan kişileri iyileştirmek için antibiyotiklerden antiviral ve bağışıklık düzenleyici ilaçlara, kök hücreden immün plazma tedavilerine, farklı ilaçların bileşenleri ve C vitamini yüklemesine kadar değişik yöntemler deneniyor.

– Tablet olarak veya iğne ile kullanılan ilaçlar

Çin ve ABD tarafından Şiddetli Akut Solunum Sendromu (SARS), Orta Doğu Solunum Yolu Sendromu (MERS), Ebola, influenza, sıtma ve AIDS gibi salgınlara yol açan virüslere karşı daha önce geliştirilen bazı ilaçların Kovid-19'a karşı etkili olup olmadığı test edildi.

Çok sayıda ilacın Kovid-19 hastalarında denendiği salgın sürecinde hangi ilaçların ne kadar ve hangi aşamalarda işe yaradığı, hangi yöntemle kullanılması gerektiği konusu da giderek netleşti.

Amerikan Gilead ilaç şirketinin ABD Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü (NIAID) ile ortak geliştirdiği antiviral Remdesivir (Veklury), 12 yaş üstü ve yetişkinlerin tedavilerinde kullanılmak üzere ABD Gıda ve İlaç Kurumundan (FDA) onay aldı.

Remdesivir’e Avrupa İlaç Kurumunun (AİK) şartlı onayının yanı sıra İngiltere, Japonya ve Hindistan ile çok sayıda ülke onay verdi.

Japon Fujifilm bünyesindeki Toyama Kimya Şirketi tarafından geliştirilen ve aslen influenza tedavisinde kullanılan "Favipiravir" adlı antiviral ilaç, Kovid-19 salgınının ortaya çıkmasının ardından Çin'de tedavi amacıyla denenen ilk ilaçlardan biri oldu.

Çin Ulusal Sağlık Ürünleri İdaresi, 21 Şubat'ta "Avigan" etiketiyle satılan Favipiravir'in Kovid-19 tedavisinde deneysel kullanımına izin verdi.

Rusya, Favipiravir’in kullanımını onaylarken, ilaç Kanada ve Hindistan’da onay sürecinde bulunuyor. Japonya ise ilacın kullanımını “mevcut verilerden ilacın etkinliğini belirlemenin zor olduğu gerekçesiyle” onaylamadı.

Steroid ilacı Deksametazon’un da Kovid-19 hastalarının hayatta kalma şanslarını artırdığı ortaya çıktı, İlacın Kovid-19 hastalarına karşı kullanımı İngiltere’de haziran, Japonya’da temmuz ayında onaylandı. Dünya Sağlık Örgütü de ekim ayında Deksametazon’un Kovid-19’a karşı etkili olduğunu bildirdi.

ABD’de ise FDA Deksametazon’u hastanede oksijen desteğine ihtiyaç duyan hastalara tavsiye ederken, Deksametazon’un bulunmaması durumunda diğer steroid ilaçlardan Prednizon ve Metilprednizolon’u önerdi.

Sıtma ilacı olarak kullanılan ve Plaquenil etiketiyle de satılan Hidrosiklorokin de ilk başta Kovid-19’a karşı etkinliği olduğu savunulan ilaçlardan biri olarak ortaya çıktı.

Ancak FDA, mart ayında acil kullanım onayı verdiği Hidroksiklorokin’in onayını haziran ayında iptal etti. Ayrıca Dünya Sağlık Örgütü 20 Kasım’da ilacın hastaların hayatta kalmalarına yardımcı olmasına yönelik hiçbir faydası olmadığını aktardı.

İlaç, ABD Başkanı Donald Trump'ın Hidroksiklorokin'in Kovid-19 tedavisinde "oyun değiştiren" bir ilaç olduğunu ifade etmesiyle gündeme gelmiş, tıp otoriteleri ilacın Kovid-19 tedavisinde kesin başarı sağladığı sonucuna varılmaması gerektiği uyarısında bulunmuştu.

Öte yandan antiviral gruptaki Amlodipine ve Losartan ilaçlarının Kovid-19’a karşı belirlenemeyen etkileri olduğu ortaya konurken, Ivermectin'in virüsle mücadelede faydalı olmadığı tespit edildi.

– Antikor bağışına dayalı tedaviler

Bağışıklığı güçlendirmeye dayalı tedaviler de Kovid-19’a karşı test edilirken bu alanda immün (konvalesan) plazma bağışı öne çıktı.

Kovid-19’a yakalandıktan sonra iyileşen kişiler, vücutlarında virüse karşı ürettikleri antikorları plazma olarak bağışlıyor. İmmün plazma bağışı, ilk bağışın yapıldığı gün başlangıç tarihi olarak kabul edilmek kaydıyla en az 7-10 günde bir olmak üzere bir ay içerisinde en fazla 3 kez yapılması gerekiyor.

Bağış yapan kişiden tek seferde 600 mililitreyi geçmeyecek şekilde bir ay içerisinde en fazla 1800 mililitre plazma alınıyor.

Çin’de salgının ortaya çıkmasının ardından yoğun olarak kullanılan immün plazma metodu salgının dünya geneline yayılmasıyla en çok kullanılan Kovid-19 tedavi metotlarından biri olarak kayıtlara geçti.

Bağışıklık temelli tedavi yöntemlerinde mezankimal kök hücre bağışı ve monoklonal antikor bağışı üzerinde de çalışmalar yapıldı. Monoklonal antikorlar bağışıklık sisteminin virüse karşı savaşmasına yardım etmek için laboratuvar ortamında üretilen proteinler olarak biliniyor.

Kovid-19'a karşı uygulanan diğer bir yöntem de C vitamini yüklemesi olarak öne çıkıyor. Hastaya damar yoluyla uygulanan yüksek dozda C vitamini, bağışıklık sistemini güçlendirerek hastaların daha çabuk toparlanmasını sağlıyor.

– Potansiyel bir ilacın 4 aşama klinik denemeden geçmesi gerekiyor

Bir ilacın belirli bir hastalığa yönelik tedavide kullanılabilmesi için, her aşaması ilgili ulusal sağlık otoritelerinin onayıyla yapılan 4 aşamalı klinik denemelerden geçmesi gerekiyor.

Birinci aşama klinik denemelerde "yeni kimyasal varlık" (NCE) olarak anılan ilaç adayının, güvenli olup olmadığı, hangi dozda güvenli olduğu ve olası yan etkileri az sayıda gönüllü sağlıklı denek üzerinde sınanıyor. İkinci aşamada potansiyel ilaç, az sayıda hasta denek üzerinde güvenliği ve etkinliği test ediliyor.

Üçüncü aşamada aynı işlem çok sayıda hastadan oluşan daha geniş bir denek grubu üzerinde tekrarlanıyor. Bu aşamada ilaç adayının güvenliği ve etkisi yeterli ölçüde kanıtlanırsa "yeni ilaç başvurusu" (NDA) statüsü kazanıyor ve ilgili sağlık ve ticaret kurumlarının onayıyla piyasaya sürülebiliyor.

Dördüncü aşamada ise onayın ardından piyasaya sürülmüş olan ilacın geniş kullanıcı kitlesi üzerindeki olası olumsuz etkileri takip edilip raporlanıyor.

Çin'de ortaya çıkan Kovid-19 200'den fazla ülke ve bölgeye yayılarak küresel salgına dönüştü. Dünya genelinde vaka sayısı 82 milyon 328 bin 43’e ulaşırken, virüs nedeniyle 1 milyon 796 bin 559 kişi hayatını kaybetti, 58 milyon 344 bin 204 kişi iyileşti.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?