Filistinli 7 kadın Batı Şeria'da kurdukları marangozluk atölyesinde hem üretim yapıyor hem eğitim veriyor

BEYTULLAHİM (AA) – KAYS EBU SEMRA – İşgal altındaki Batı Şeria'da yaşayan Filistinli 7 kadın, açtıkları marangozhanede geri dönüştürülmüş malzemelerle bahçe mobilyaları ve dekoratif eşyalar üretirken bir yandan da farklı şehirlerden gelen genç kadınlara bu konuda eğitim veriyor.

Batı Şeria'nın Beytullahim kentine bağlı, Kudüs şehrine komşu Velece köyünde kendi atölyelerinde marangozluk yapan Filistinli kadınlar, bölgede çok da alışık olunmayan şekilde ekmek paralarını kazanıyor.

Çoğu üniversite mezunu olmasına rağmen kendi alanlarında iş bulamayan 7 Filistinli kadın, Yahudi yerleşim birimleriyle çevrili köylerinde kısıtlı imkanlar dahilinde hayatlarını sürdürmeye çalışıyor.

Filistinli kadınlar, yaklaşık iki sene önce başladıkları bu meslek için önce gerekli eğitimleri almış, ardından da "Er-Revisat" adını verdikleri kendi atölyelerini kurmuşlar.

Birçok ülkede kadınlar tarafından işletilenler başta olmak üzere küçük işletmelere yardım çalışmalarında bulunan Alman Kurva Vakfından kısmi destek alan atölyede, geri dönüştürülmüş ahşaptan bahçe mobilyası ve dekoratif objeler üretiliyor.

İçlerinden birinin evinin üst katındaki atölyelerinde çalışan kadınlar, burayı kendileri için değerli bir fırsat, çocuklarının geleceği için istikrarlı bir geçim kaynağı olarak görüyor.

Atölyelerinin izinsiz inşa edildiği iddiasıyla işgalci İsrail güçleri tarafından yöneltilen yıkım tehdidinin gölgesinde çalışan Filistinli kadınlar, aynı zamanda Batı Şeria'daki farklı şehirlerden gelen genç kadınlara marangozluk eğitimi veriyor.

– "Bu tehlikeli makineler bizim bir parçamız oldu"

AA muhabirine konuşan Filistinli 7 girişimci kadından Samiye el-Arac, Spor Bilimleri Fakültesinden mezun olduğunu söyledi.

Kişisel çabalarıyla yaklaşık 2 yıl önce bu sektörde çalışmaya başladıklarını aktaran Samiye, çevresinin, bu mesleği tercih etmelerini önce şaşkınlıkla karşıladığını ve başarılı olup olmayacakları konusunda endişe duyduklarını belirtti.

Samiye, "Biz de endişeliydik. Ağır kesici elektrikli makinaları kullanabilir miydik? Kendi kendimize 'bunu yapabilir miyiz' diye soruyorduk." ifadelerini kullandı.

İşin tehlikelerine rağmen sıradanlığı kırmayı başardıklarını dile getiren Filistinli kadın, "Tüm mesleki zorlukların üstesinden geldik ve tehditleri fırsata dönüştürdük. Atölyedeki tehlikeli makineler bizim bir parçamız oldu. Ailemiz de her zaman bizi destekledi." dedi.

Geri dönüştürülmüş ahşaptan bahçe mobilyası, ev ve iş yerleri için dekoratif objeler ürettiklerini söyleyen Samiye, kullandıkları malzemelerin bir kısmını ücret karşılığı aldıklarını bir kısmının ise projelerine destek olmak isteyenler tarafından tedarik edildiğini aktardı.

– "Yeteneklerimize değer biçecek olanlar yine bizleriz"

İş hayatına atılan hemcinslerinin daha çok tekstil ya da gıda gibi sektörlerde yer aldığına dikkati çeken Samiye, kendilerinin biraz farklı bir deneyime imza atarak daha çok erkeklerin yer aldığı bir sektörü tercih ettiklerini söyledi.

Samiye, "Kendimize ve yeteneklerimize değer biçecek olanlar yine bizleriz. Her kadın eğer isterse ve azmederse her türlü meslekte uzmanlaşabilir ve bu mesleği emsalsiz şekilde icra edebilir." dedi.

– "Hayatımda nefes alabildiğim bir alan açtı"

Atölyede çalışan bir diğer Filistinli kadın Rim el-Arac ise "Atölye hayatımda nefes alabildiğim bir alan açtı. Burada kadın meslektaşlarımla geçirdiğim, ahşap topladığım ve onları güzel mobilyalar üretmek için yeniden biçimlendirdiğim zamanlar çok mutlu oluyorum." diye konuştu.

Ürettikleri her parça ile gurur duyduklarını kaydeden Rim, atölyede her gün kendilerini geliştirdiklerini ve yeni deneyimler kazandıklarını dile getirdi.

"Burada takım ruhu ile çalışıyoruz ve kendimi evimde gibi hissediyorum." diyen Rim ayrıca kendileri gibi diğer bölge sakinlerinin de geçimlerini sağlamak için marangozluk, tarım gibi bağımsız meslek arayışında olduğunu belirtti.

Köyün konumuna işaret eden Rim, İsrail'in köyün etrafını saran Ayrım Duvarı ile bu toprakları açık hapishaneye dönüştürme planı konusunda uyardı.

– Yahudi yerleşim birimleriyle çevrili Velece köyü

Girişimci Filistinli kadınlar, ürünlerini sosyal paylaşım sitelerinde ya da katıldıkları fuarlarda satışa sunuyor.

Ancak yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle talebin azalmasından kaynaklanan bazı sıkıntıların yanı sıra atölye, izinsiz inşa edildiği bahanesiyle işgalci İsrail güçleri tarafından yıkım tehdidiyle de karşı karşıya.

İşgal altındaki Kudüs şehrine mücavir Velece köyünün dört bir tarafı Yahudi yerleşim birimleri tarafından kuşatılmış durumda. Köy topraklarından Kudüs ile Yafa'yı birbirine bağlayan demir yolu geçiyor.

Velece köyünün batı kesimi de İsrail'in 1948'de işgal ettiği "Yeşil Hat" olarak adlandırılan bölgenin sınırında kalıyor.

İsrail'in 1948'de Filistin topraklarında bağımsızlığını ilan ettiği "Nekbe"den (Büyük Felaket) sonra bölge sakinlerinin topraklarından zorla çıkarılmasının ardından Velece köyü eski yerine yakın bir tepenin üzerinde yeniden kuruldu.

Önceleri 17 bin dönüm üzerine kurulu olan bugünse küçüle küçüle 2 bin dönümlük arazi üzerinde kalan Velece köyünde yaklaşık 2 bin 500 kişi yaşıyor. Köy sakinleri, Yahudi yerleşimcilerin, topraklarını tamamen ellerinden almasından endişe ediyor.

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?